Somut olayda, 17.09.2008 tarihinde takibe başlandığı, borçluya 9 örnek ödeme emrinin 22.09.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24.09.2008 tarihinde yaptığı itiraz ile takibin durduğu, alacaklının 03.11.2008 tarihinde . Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali davası açtığı, aynı mahkemenin 08.03.2011 tarih, 2008/266 E., ve 2011/126 K. Sayılı kararı ile borçlunun itirazının iptaline karar verildiği ancak kararın kesinleşme şerhini taşımadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; davacı yanca dosyaya sunulan çek aslında davacının hamil davalının keşideci olduğu gözetilerek, davalının takibe itirazlarında haksız bulunduğundan bahisle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaliyle takibin devamına, koşulları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İİK 62/1. maddesinde “itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçeyle veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” denilmektedir. Somut olayda; davanın dayanağını oluşturan icra dosyasının tetkikinden; ödeme emrinin davalı borçluya 14.06.2010 tarihinde tebliği üzerine davalının itiraz dilekçesini yedi günlük kesin süreyi geçirdikten sonra 23.06.2010 tarihinde icra dosyasına sunduğu görülmektedir....
İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden, mahkemece takibin devamına karar verilen asıl alacak ve faizi hakkında takibe devam edilmesine engel yoktur. Bunun için icra emri gönderilmesine de gerek bulunmamaktadır. Ancak, itirazın iptali kararının fer'isi niteliğinde olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri ilama dayandığından, borçluya aynı dosya üzerinden icra emri düzenlenerek tebliğ edilmelidir. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine davacının yasal sürede borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, davalı alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası sonunda, İzmir 1....
tahrifat olduğu gibi, üzerinde ödeme günü olmayan bir senedinde bono da olamayacağını, dolayısıyla bir kambiyo senedi olmayan takibe dayanak senet ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurulmasının da kabul edilemeyeceğini, İİKnın 170/a maddesinde düzenlenmiş ve "işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı" itirazı, takip için bir iptal sebebi olarak öngörüldüğünü, ödeme emrinin eksik ve hatalı hazırlandığını, takibe dayanak olarak bir ihtiyati haciz kararı gösterilmişse de, bu kararın mahkeme ve sayısının ödeme emrine yazılmadığını, böyle bir kararın varsa ödeme emrine de eklenmediğini, ödeme emrinin iptali gerektiğini, yerel mahkemece bu hususun gerekçeli kararın da belirtmesine rağmen, ödeme emrinin iptaline hükmetmediğini, dosyada mübrez, taraflarına iletilen ödeme emrinde, 3. satır karşısında, "İstanbul ….....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkilinin talebinin ve başvurma gerekçesinin ödeme emrinin iptaline yönelik olduğunu , ödeme emrinin iptali istenmesine rağmen yerel mahkemenin bu talebi borca itiraz olarak değerlendirmiş olduğunu , davanın borca itiraz değil, şikayet niteliğindeki ödeme emrinin iptali davası olduğunu , İcra Dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmemesi halinde bu konudaki şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından ödeme emrinin ve takibin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
emri düzenlendiğini, usul ve yasaya aykırı söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu şirket aleyhine, fatura alacağına dayalı olarak ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, icra takibinin yabancı para alacağına ilişkin olduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde alacağın USD olarak gösterildiğini, alacağın karşılığının TL olarak belirtilmediğini, bu hususun İİK'nun 58/3. maddesine aykırı olup, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olduğunu, İİK'nun 58/3. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesinin zorunlu olduğunu, aynı zorunluğun İİK'nun 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de geçerli olduğunu, davacı şirkete gönderilen ödeme emrinde alacaklının adresinin yazılmamış olmasının da İİK'na aykırı olduğunu, takip talebinde veya ödeme emrinde, Türk Lirası karşılığı belirtilmediği için takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, usulüne uygun bir ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediği için icra dosyasında bu aşamada yapılan kesinleştirme...
Kaldı ki, bu eksikliklerin her zaman tamamlanması mümkün olup, takibin ve ödeme emrinin iptali gerekmez (Prof. Dr. Baki Kuru, İİK. El Kitabı 2.Baskı sf:197). O halde mahkemece borçlunun takip talebi ve ödeme emrinde alacaklının adresi ve vergi numarasının bulanmadığından takibin iptali yönündeki şikayetinin reddi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Beldesi'nde bulunan haldeki dükkânların davalı firma tarafından kullanılması ile ilgili kesinleşmiş 4740 sıra nolu 16.02.2012 tarihli ödeme emrinin iptali ile ilgili davalı şirket tarafından dava açılmadığından ödeme emrinin kesinleştiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava açılmadan önce davacı ... ile anlaşarak ekli makbuzlarla toplam 86.695,24 TL ödeme yaptığını, takibe konu alacaktan fazla ödeme yaptığını, davacı belediyenin dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece takibin ve 13 örnek ödeme emrinin iptali taleplerini, icra dosyasına itiraz edilmesi gerektiğini belirterek taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca icra müdürlüğü dosyasına da süresi içinde borca itiraz dilekçesi ile ibraz edildiğini ve bu itibarla icra takibinin durduğunu, ancak "Takibin ve Ödeme Emrinin İptali" talepleri ile borca itiraz dilekçesi üzerine "İcra Takibinin Durdurulmasının" hukuken aynı sonucu doğurmayacağını ve bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, takip dayanağı kira sözleşmesi TBK m. 27 uyarınca kesin hükümsüz olduğundan takibin iptali gerektiğini, söz konusu kira sözleşmesinin kanuna aykırı olarak döviz cinsinden belirlenen bedele ilişkin kısmının kesin olarak hükümsüz olduğunu, takip konusu alacağın likit olmadığından takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığından işlemiş faiz/temerrüd talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket Sisa Otelcilik,...