Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu şirket aleyhine, fatura alacağına dayalı olarak ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, icra takibinin yabancı para alacağına ilişkin olduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde alacağın USD olarak gösterildiğini, alacağın karşılığının TL olarak belirtilmediğini, bu hususun İİK'nun 58/3. maddesine aykırı olup, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olduğunu, İİK'nun 58/3. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesinin zorunlu olduğunu, aynı zorunluğun İİK'nun 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de geçerli olduğunu, davacı şirkete gönderilen ödeme emrinde alacaklının adresinin yazılmamış olmasının da İİK'na aykırı olduğunu, takip talebinde veya ödeme emrinde, Türk Lirası karşılığı belirtilmediği için takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, usulüne uygun bir ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediği için icra dosyasında bu aşamada yapılan kesinleştirme...

Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 80/7.maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebileceği bildirilmiştir. Bu durumda ödeme emrinin iptaline ilişkin dava süresinde ve görevli Mahkemede açılmakla birlikte, SSK Komisyon kararının iptali davasında İş Mahkemesi görevli değildir. Davacı SSK Komisyon kararının iptali için İdare Mahkemesi’nde dava açabilir. Öte yandan ödeme emrinin iptali davasının İş Mahkemesi’nde görülebilmesi için idari para cezasının ve buna uygulanan gecikme zammının 506 Sayılı Yasanın 80....

    Beldesi'nde bulunan haldeki dükkânların davalı firma tarafından kullanılması ile ilgili kesinleşmiş 4740 sıra nolu 16.02.2012 tarihli ödeme emrinin iptali ile ilgili davalı şirket tarafından dava açılmadığından ödeme emrinin kesinleştiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava açılmadan önce davacı ... ile anlaşarak ekli makbuzlarla toplam 86.695,24 TL ödeme yaptığını, takibe konu alacaktan fazla ödeme yaptığını, davacı belediyenin dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      talep olunan % 36 oranındaki faize itiraz ettiğini belirterek, takibin/ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece takibin ve 13 örnek ödeme emrinin iptali taleplerini, icra dosyasına itiraz edilmesi gerektiğini belirterek taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca icra müdürlüğü dosyasına da süresi içinde borca itiraz dilekçesi ile ibraz edildiğini ve bu itibarla icra takibinin durduğunu, ancak "Takibin ve Ödeme Emrinin İptali" talepleri ile borca itiraz dilekçesi üzerine "İcra Takibinin Durdurulmasının" hukuken aynı sonucu doğurmayacağını ve bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, takip dayanağı kira sözleşmesi TBK m. 27 uyarınca kesin hükümsüz olduğundan takibin iptali gerektiğini, söz konusu kira sözleşmesinin kanuna aykırı olarak döviz cinsinden belirlenen bedele ilişkin kısmının kesin olarak hükümsüz olduğunu, takip konusu alacağın likit olmadığından takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığından işlemiş faiz/temerrüd talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket Sisa Otelcilik,...

      Davalı, ihtarnamenin usule uygun olmadığını, ödeme emrinin takip tarihinden 7 ay 21 gün sonra gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin tebliğinden önce yaptığı 7.255,00 TL ödemenin dikkate alınmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile itirazın 8.085,83 TL'lik kısmının iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

      Sayılı kararı gereği iptal edilerek ilama uygun hale getirilmesi gereken icra emrinde asıl alacak kaleminin düzeltilmediğini, yalnız harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin eklendiğini, takibin 03/09/2019 tarihli ödeme emri üzerinden hesaplanarak işlemlere devam ettiğinin tespit edildiğini, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğunu, yorum yolu ile değiştirilerek icra emrinin ilama aykırı olarak düzenlenemeyeceğini, ilama aykırılık şikayetinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz şikayete konu olduğunu, icra takibinin iptalinin gerektiğini, ilamdan önceki 09/09/2019 tarihli ödeme emrinin ilama uygun hale getirilerek 10/03/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilen 09/03/2021 tarihli icra emrinin iptalini, icra takibine, talep edilen asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına, yetkiye, takibin tüm ferilerine itirazın kabulünü, takibin iptalini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine" karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 2008/022873 sayılı ödeme emrine konu 2002/6 ila 2004/7 dönem arasını kapsayan ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptaline, 2004/8 ay ve sonrası dönemler için açılan davanın reddine, karar verilmiştir....

        Maddeye açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bu durumda davacı/borçlunun haksız talepleri hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini, davacı/borçlunun huzurdaki şikayeti yapmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi, ödeme emrinin iptali talebi tamamen yargılamayı uzatmaya yönelik olup bu karar, davacıya tekrar ödeme emri gönderilerek yeniden itiraz edilmesi, taraflarınca yeniden arabuluculuk başvurusu ve devamında yeniden itirazın iptali davası açılması gibi zaman ve masraf kaybına neden olarak müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakacağını, davacının hiçbir şekilde hukuki yararı olmadan çok sayıda haksız talepte bulunduğunun ortada olduğunu, sırf müvekkili şirketin alacak hakkını sürüncemede bırakmak amacı taşıyan bu talepler hukuk düzenince korunmaması gerektiğini, yerel mahkemenin ödeme emrinin iptali kararının taraflarınca kabulü mümkün olmayıp bu kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, ödeme emrinin ekinde icraya konu belgenin gönderilmemiş olması ödeme emrinin iptalini...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; şikayete konu icra takibinin, şikayetçinin murisi hakkında başlatıldığı ve muris hayatta iken itirazın iptali kararı üzerine takibin kesinleştiği, şikayetçiye gönderilen ödeme emrinin borca itiraz hakkı vermeyip bunun muhtıra olarak kabulü gerektiği, kaldı ki ödeme emri tebliğ tarihine göre şikayetin 7 günlük süre içerisinde de yapılmadığı ve takipte kamu düzeni yönünden de bir aykırılık bulunmadığı, şikayetçinin mirası reddettiğine dair bir iddiası olmadığından haczin kaldırılması talebinin yerinde görülmediği, istirdat davasının ise genel mahkemede yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddi gerektiğinden bahisle ödeme emrinin iptali talebinin süreden, haczin kaldırılması ve istirdat talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

          UYAP Entegrasyonu