Yukarıda açıklanan hal dışında murisin takipten önce ölmesi ve mirası red süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapmaları durumunda borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talepleri, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz olmakla, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar. Kambiyo senetlerine özgü takip yolunda borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talepleri, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz olmakla, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede ileri sürülmesi gerekir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33)....
Borçlular ise mirası reddettiklerinden dolayı murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket vekili tarafından davacı T1 Şirketi ve dava dışı Asal Gömlek Şirketi ile Ahmet Asal aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı şirkete 28/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 05/12/2018 tarihinde davacı takip borçlusu şirket aleyhine başlatılan takibin ve ödeme emrinin iptali için dava açıldığı, borca itiraz edildiği, dava dilekçesinde ödeme emrinin borçlu şirkete usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir iddianın bulunmadığı, İİK 168. ve devamı madde kapsamında ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde dava açılmadığı anlaşılmakla mahkeme kararı yerinde olduğundan istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ödeme emri tebliğ edilmediğinden itiraz süresinin başlamadığını, bu sebeple geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceğini, senedin düzenlenme tarihinden dokuz yıl sonra icra takibinin başladığını, takibe dayanak belgenin de gönderilmediğini, belgeyi göremediği için imzaya itiraz edemediğini, senedin duruşmada görülebildiğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza itirazında bulunduklarını, borcun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ; "...Ödeme emrinin kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları ancak borçluya tebliğ edilmek sureti ile meydana getirilebileceği, borçlunun ödeme emrine itiraz edebilmesi için, kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması gerektiği (bkz....
mahsup edilmediğini bu haliyle istenen faizin de fahiş olduğunu tüm bu nedenlerle takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiş mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir....
Yukarıda belirtilen ilkeler göz önüne alındığında boçlunun, İcra Hukuk Mahkemesine yaptığı itiraz, İİK'nun 78/2. maddesinde belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Borçluya icra emrinin 03.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının 1 yıllık yasal süre içinde satış talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklı İİK'nun 150/e maddesi hükmüne uygun şekilde bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile satış isteme süresi geçmediğinden bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu veya üçüncü şahıs ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, alacağın muaccel olmadığı, kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği, borcun yapılandırıldığı, borcun bulunmadığı ya da icra dairesinin yetkili olmadığı gibi itirazları dahil her türlü itirazını icra müdürlüğüne bildirmek suretiyle takibin durdurulmasını sağlayabilir. Bu nedenle İİK'nın 149. maddesi uyarınca alacaklı tarafça ibraz edilen belgeler çerçevesinde ödeme ya da icra emrinden hangisinin düzenleneceğini belirleme yetki ve görevi verilen icra müdürlüğünün dayanak belgelere aykırı şekilde icra emri düzenlemesi halinde takibin iptaline değil hatalı şekilde düzenlenen icra emrinin iptaline karar verileceğinden Mahkemece icra emrinin iptali ile yetinilmesi, takibin iptali talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygundur....
Temyiz Sebepleri Alacaklı temyiz dilekçesinde; öncelikle 492 sayılı Harçlar Kanunu gereği ödenecek harçlardan muaf olduğu, 30.03.2015 tarihli olarak bir başka takip dosyası üzerinden tahsilat gerçekleştiği, takip tarihinden sonra gerçekleşen bir tahsilatın takip öncesi borçtan mahsubunun mümkün olmadığı, borçluya tebliğ edilen 22.07.2013 tarihli ödeme emri tebliğinden sonra yasal sürede itirazda bulunulmadığı için takibin kesinleştiği, bu yöndeki itirazların süreden reddi gerektiği, borçlunun ödeme emrinin geçersizliği, tebligatın geçersizliği, senedin geçersizliği gibi takibe konu olan tüm evrak ve işlemlere tümden terditli olarak itiraz ettiği, bu taleplerin de reddi gerektiği, tebligatı düzenleme işleminin icra müdürlüğü yetkisinde olduğu, alacaklıya bu konuda kusur atfedilemeyeceği yönündeki beyanları ile mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; borca itiraz nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. 2....
karar üzerine bu kez İİK'nın 43 maddesi kapsamında iflas takibi talebinde bulunulduğunu, örnek 12 ödeme emri gönderildiğini, şikayet üzerine ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine örnek 11 ödeme emri tebliğ edildiğini, İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip hakkının değiştirilebileceğini, davalının ikinci kez takip hakkının değiştirmesinin mümkün olmadığını, ayrıca örnek 11 ödeme emrinin borçlu asil yerine vekile tebliğ edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bunun yanında borçlunun iflasa tabi şahıslardan olmadığı gibi mal varlığınnı alacağı karşılamaya yeter miktarda olması sebebiyle iflas takibi yapılması şartlarının da bulunmadığını beyan etmiş, şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Dairesine gönderilerek ... esas sayılı dosya numarasını almış olduğu, uyap üzerinden yapılan incelemesinde dosyada masraf olmadığından yetkili icra dairesince ödeme emrinin borçluya tebligat çıkarılmadığı, takibin devam ettiği, itirazın iptali davasının görülebilme şartının borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde takibe itiraz edilmesi ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğinden, davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinde ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmediği ve davalı borçlu yönünden takibin durmadığı, itirazın iptali davasında takibin durmasının dava şartı olduğu, dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....