WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava konusu senedin vadesinin 31.08.1998 olduğu halde, takibin 29.10.2008'de yapıldığı, bu durumda 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra takip başlatıldığından takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyiz edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 33.maddesinde; "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı, imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....

    Noterliği’nin 28.06.2018 tarih ve 18109 yevmiye numaralı ihtarnamesinin ***547 barkod sayılı tebligatla şikayetçi T2’na 02.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, yine söz konusu ihtarnamenin ***462 barkod sayılı tebligatla şikayetçi Günsan T1 T1 kredi sözleşmesindeki adresine gönderildiği, anılan tebligatın 02/07/2018 tarihinde taşındığından bahisle iade edildiği, takibin ise resen gözetilmesi gerektiği ve süresiz şikayete tabi olduğu değerlendirilen İİK'nun 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadan (itiraz süreleri beklenmeden) 10.07.2018 tarihinde başlatıldığı anlaşılmış ise de bu tespitler şikayetçiler yönünden icra emrinin iptalini gerektirir.Yukarıda açıklandığı üzere şikayetçiler yönünden icra emirleri kesin hüküm ile iptal edildiğinden ve anılan sebeplerle takibin iptaline karar verilemeyeceğinden eldeki şikayette takibin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yeniden icra emrinin şikayetçiler yönünden iptaline karar verilmesi isabetsizdir....

    takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2018/14731 sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 no'lu ödeme emrinin davacı borçlu şirkete 17/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin vekili aracılığıyla yasal süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğu, bilahare bu itiraz davalı alacaklı vekiline tebliğ edilmediğinden 11/08/2020 tarihli dosyanın yetkili Aydın İcra Müdürlüğüne gönderilmesi talebinin HMK'nun 20. maddesine uygun olduğu, dolayısıyla Aydın İcra Müdürlüğünün 2020/18330 sayılı takibin, yeni bir takip olmayıp ilk takibin devamı niteliğinde olduğundan takip tarihinin 08/08/2018 olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Davacı borçlu şirket vekili tarafından Aydın 4....

    Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır.Bu durumda icra emrinin iptali gerekmez. Mahkemece, borçlunun diğer şikayet nedenleri hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle icra emrinin iptali doğru değildir....

      İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Somut olayda, murisin 25.12.2015 tarihinde vefat ettiği, borçlular hakkında icra takibinin 13.09.2019 tarihinde başlatıldığı, borçlulardan Nilgün'e ödeme emrinin 30.09.2019 tarihinde, Natali'ye 28.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 25.01.2016 tarihinde mirasın reddine karar verildiği, iş bu itirazın ise 04.10.2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu durumda mirasın ret kararı icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığından itiraz süreye tabidir....

      İcra Müdürlüğünün 2011/1096 sayılı dosyası ile aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itiraz dilekçesinin Kurumlarına tebliğ edilmediğini, bunun üzerine icra dosyasının yenilenerek 2013/1827 esasına kayıt edildiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına, 773,17 TL asıl alacak ve 1.128,55 TL işlenmiş faizi ile birlikte toplam 1.901,72 TL üzerinden %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

        ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın borca itiraz ettiği için takibin kesinleşmediğini, ayrıca 16/02/2020 tarihli sulh protokolü ile borcun ödendiğini bu nedenle davanın hukuki yarar yoksunluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, gönderilen ödeme emrinin ne ıslak imzalı ne de e-imzalı olmadığını, sadece borçluyu bilgilendirmek ve toplam bakiye borç miktarını bildirmek için gönderildiğini, İcra Müdürlüğü aracılığı ile şirketin e-tebligat adresine değil mailine gönderildiğini, 17....

        uğradığı, takas vs. tüm itirazlara borca itiraz denildiğini, davacıların reddi mirasa ilişkin talepleri 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir....

        UYAP Entegrasyonu