WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, itiraz üzerine takibin durmuş olması sebebiyle, borçlunun takibin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

    Davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde TK 21 maddesi uyarınca tebliğ edildiği, davacı borçlunun 26/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesini PTT kanalıyla gönderildiği, itiraz dilekçesinin İcra Müdürlüğünce 02/09/2021 tarihinde dosyasına havale edildiği, borca itiraz dilekçesinde ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde tebellüğ edildiğinin bildirildiği, davacı borçlunun bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, davacının İİK'nın 62 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 günden sonra itiraz ettiği, İİK'nun 16.maddesi ve TK'nuna göre usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye yapılması gerektiği, davacı vekilinin kabulünde olduğu gibi davacının usulsüz tebligattan 26/08/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilse bile bu tarihten itibaren de 7 günlük süre içerisinde davanın açılmadığı, davanın 7 günlük süreden sonra 09/09/2021 tarihinde açtığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu...

    Önceki takibin itiraz üzerine durmuş olması veya önceki takibin kesinleşmiş olmasının takip yolunu değiştirilmesine bir etkisi yoktur. Alacaklının takip yolunu değiştirme hakkı bir defaya mahsus olup alacaklıdan yeniden harç alınmaz. Bu halde dosya kapatılmaz. Borçluya yeni bir ödeme emri gönderilir....

    İcra Müdürlüğünün 2019/13510 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin, şirketlerinde çalışmayan ve tebligatın yapıldığı tarihte şirketle hiçbir ilişkisi ve temsil sıfatı olmayan Buğra Aydın'a usulsüz tebliğ edildiğini, takipten tahliye işlemi için şirkete gelinen 25/11/2019 tarihinde haberdar olduklarını, takibe ve tahliye taahhüdüne itiraz ettiklerini, tahliye taahhüdündeki imzayı kabul etmediklerini bildirerek usulsüz tebligatın iptaline, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tahliye emrinin davacı T5 daimi çalışanı Buğra Aydın'a tebliğ edildiğini, bu kişinin şirket çalışanı olduğunun 25/11/2019 tarihli haciz tutanağında daimi çalışan Şebnem Yaşar'ın Buğra Aydın'ın 15 gün önce işten ayrıldığına ilişkin beyanından da anlaşıldığını, aynı taraflar arasında İzmir 5....

    İcra dosyasının incelenmesinde; icra takibine konu bireysel kredi sözleşmesinin borçlusunun, takip borçlularının murisi olduğu ve takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı, borçluların ise, icra mahkemesine başvurularında; mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını, bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürerek takip iptalini talep ettikleri anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....

      Borçlunun icra mahkemesine başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklılar tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece incelenir. Şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptali istenemez. O halde mahkemece, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı, kira alacağına dayanarak başlattığı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait ilamsız takipte; örnek 13 ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal süresi içerisinde icra dairesine yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, borçlunun ayrıca ''ödeme emrinin iptali şikayeti'' ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun isteminin ''ödeme emrine itiraz'' olarak değerlendirilerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

          Bölge Adliye Mahkemesinin mükerrerlik itirazını borca itiraz olarak nitelendirip ödeme emrinin tebliğinden itibaren itiraz ve şikayet sürelerinin geçtiğinden bahisle icra mahkeme kararının kaldırılıp davanın süreden reddi kararının bozulması yerine onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyoruz....

            Borçlunun icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçe içeriğinde 'itiraz' kelimesinin geçmediği, sadece takibe konu kira borcunun eşi ...' dan tahsil edilmesi gerektiği, bu zamana kadar ödenen kiraların da eşi tarafından ödendiği ve bundan sonrakilerin de bu şekilde eşi tarafından ödeneceğini, bu sebeple ödeme emrinin eşine tebliğine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dilekçenin içeriğinden itiraz olduğunun anlaşıldığı yönünde hüküm kurulmuş ise de; dilekçede itiraz kelimesinin bulunmadığı ve içeriğinde de herhangi bir itiraz olabilecek açıklıkta beyanın yer almadığı göz önüne alınarak takibin devamı şeklindeki icra memurluğu kararı yerinde olup, şikayetin reddi kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü kararı isabetsizdir....

              İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin "takibe itiraz edilmiş olması halinde ödeme emrinin iptalinin istenemeyeceği" şeklindeki gerekçesine katılmanın mümkün olmadığını, zira, borçlunun hukuki yararı var ise aynı anda hem icra takibine itiraz etmesi hem takibin ya da ödeme emrinin iptalini dava etmesinin hem de menfi tespit davası açmasının hukuken mümkün olduğunu, öte yandan bu durumda birinin diğerinden önce yapılmış olmasının diğer bir ifade ile önce itiraz edilip sonra dava açılmış olmasının da hukuken önemi bulunmadığını, önemli olan hukuki yararın varlığı olduğunu, borçlunun itiraz ederek icra takibini durdursa dahi hakkı ve hukuki yararı varsa takibin ve ödeme emrinin iptalini talep ve dava edebileceğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin içtihatlarının da bu yönde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu