Mahkemece; davalı tarafın itiraz etmediği kısım yönünden davacı yanca bu davanın açıldığını, oysa borçlu olan davalının itiraz etmediği bölümün ferileri ve takip giderlerini de ödemek zorunda olduğunu, davacının takibe bu kısım yönünden devam ederek alacağını tahsil etme imkanına sahipken, dolayısıyla iptali gerektirir bir itirazı olmadığı halde davanın açıldığı böylece dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı taraf, takibe itiraz dilekçesinde 15.000 TL. asıl alacak tutarını kabul ederek, bu meblağ dışındaki fer'ilere itiraz etmiş ve sonrasında henüz dava açılmadan 15.100 TL. icra dosyasına ödemede bulunmuştur.Davacı yanın davaya konu yaptığı ve yanlar arasında uyuşmazlığa esas teşkil eden husus ise; ödenen tutarla ilgili olarak ödeme tarihine kadar işlemiş faiz tutarı, icra vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerine yöneliktir....
İcra Müdürlüğünün 2011/3134 esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın süresinde yapılmadığını ileri sürerek haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaya konu ... kartını kendisi tarafından alınmadığını, sözleşmede imzasının bulunmadığını, bu konuda açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ... kartı borcundan doğan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3134 esas sayılı icra dosyasında ödeme emri davalı borçluya 25.8.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, 5.9.2011 tarihinde takibe itiraz edilmiştir....
Davalı borçlu takibe itirazında borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara gelmemiştir. Mahkemece re’sen imza incelemesi yaptırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Takibe itirazındaki itiraz sebepleri ile bağlı olmayan davalı davaya cevap vermediğinden iddiayı inkar etmiş sayılırsa da, cevap vermemek takip konusu belgedeki imzaya itiraz anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece, davalının, takip konusu belge ve borca itirazı yönünden isticvap edilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir. Mahkemece imza incelemesi yapılmışsa da yapılan inceleme 1086 sayılı HUMK’un 308 ve devamı maddelerinde yer alan hükümlere uygun değildir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine,30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin kabulü de bu yönde olmakla beraber, “davanın doğrudan tüketici mahkemesinde açılması gerekirken, ilamsız takip yapılıp, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığından bahisle“ davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa ki davacı tüketici, alacağının tahsili için doğrudan tüketici mahkemesinde “alacak“ davası açabileceği gibi, dilerse icra takibi yoluna gidip, takibe itiraz söz konusu olduğunda da “itirazın iptali“ istemli dava da açabilir. Somut olayda da davacı, alacağının tahsili için takip başlatmış olup, takibe itiraz üzerine de eldeki davayı açmış olduğundan, mahkemece işin esası incelenip, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 2.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının kredi kartı borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı, 2.000.-TL.ye yakın olan asıl borcunu işe girdiğinde ödeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, davalının kredi sözleşmesine itiraz etmediği ve borcunun 2.000.-TL.ye yakın olduğunu beyan ettiği, davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe yapılan itirazın iptaline, 2.857.38.-TL.lik takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasına konu Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5663 sayılı takip dosyasında, takibe konu toplam borç miktarı 2.393.13.-TL.olduğu halde mahkemece takibe yapılan itirazın iptaline, 2.857.38.-TL.üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Talepten fazlaya karar verilmesi HMK.nun 26 (HUMK.nun 74) maddesine aykırılık teşkil etmekte olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili kurum abonesi olup yapılan kontroller sırasında kaçak elektrik kullanıldığının tesbit edildiğini bu nedenle işlem yapılıp borç tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için takibe geçildiğini ancak itiraz üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, duruşma sırasında borcunu ödediğini ifade etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davalının işyerinde davacı kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan elektrik kullandığının tesbit edildiği ve yapılan tahakkuk sonucu düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği bu nedenle davacı tarafından takibe geçildiği davalının takibe itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının takibe itiraz etmediğini, takibe konu senet altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabulü gerektiğini, davacının temel ilişkiye itiraz etmeyip, sadece imzaya itirazı nedeniyle kötüniyetli bulunduğunu, davacının borcuna karşılık senedi verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre takibe konu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, davalının senedin lehdarı olması nedeniyle imzanın davacıya ait olup olamayacağını bilebilecek durumda olması nedeniyle takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/13809 E.sayılı takip dosyası ile fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla bir kısım devir bedeli için devir sözleşmesine istinaden kısmi olarak icra takibi yapıldığını, borçlu davalı tarafından kısmi alacakla ilgili yapılan bu takibe hiçbir itirazda bulunulmadığını, borçlu davalı tarafından takibe konu kısmi devir bedelinin tamamının dosyaya ödendiğini, ancak aradaki ilişkinin ve borç miktarının bu ödemeyle ihtilafsız hale gelerek kesinleştiğini, daha sonra kalan miktar olan 59.750,00 TL'nin tahsili için ....İcra Müdürlüğünün 2014/21126 E. sayılı dosyasında ek icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun daha önceki takibe hiçbir itirazı olmamasına rağmen bu takibe itiraz ederek borcu kabul etmediğini, borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, oysaki ilk yapılan takibe itiraz etmemekle, davalının taraflar arasındaki ilişkiyi ve borcu kabul ettiğini, ancak bakiye kısmı müvekkiline ödemediğini ileri sürerek, bakiye alacakları olan 59.750,00 TL'nin hisse devir...
Mahkemece, borçlunun takibe mükerrerlik nedeni ile itiraz ettiği, takibin 15.09.2015 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, bahsi geçen davaya konu ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2015/9609 esas sayılı dosyasının aynı İcra Müdürlüğü'nün 2015/9503 esas sayılı dosyasıyla aynı miktardaki ve aynı kira alacağına ilişkin mükerrer takip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 63.maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılması davasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Borca itiraz eden davalı takibe konu kira bedellerinin ödendiğini İİK.nun 269/c maddesinde sayılan belgelerle ispatla yükümlüdür....
İİK'nın 67/II. maddesi uyarınca takibe itiraz eden borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibe itirazında haksız olması gerekir. Alacak likid değilse borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Faturaya dayalı takiplerde, fatura konusu alacağın likid sayılabilmesi için faturanın borçluya tebliğ ya da teslim edilmiş olması ve faturayı alan borçlunun TTK'nın 23/II. maddesinde öngörülen 8 günlük yasal süre içinde fatura kapsamına itiraz etmemiş bulunması gerekir. Borçlu yasal süre içinde faturaya itiraz ederek düzenleyene iade etmiş ya da iade faturası düzenleyerek göndermiş ise alacak tartışmalı duruma geleceğinden likid sayılmasına imkan bulunmamaktadır. Böyle durumlarda fatura tek taraflı belge olmaktan ileri gidemez ve hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda: İcra takibi 20.11.2008 tarihli 33.500,00 TL bedelli faturaya dayandırılmış, 15.200,00 TL ödeme düşülerek kalan 18.300,00 TL alacak yönünden takibe geçilmiştir....