İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur. Somut olayda, davacı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, kira ilişkisine, kira sözleşmesinin düzenlenmesine, sözleşmedeki imzasına itiraz etmemiş, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Borçlunun kira sözleşmesine açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Takibe dayanak olan kira sözleşmeleri davacı ile davalı arasında imzalanmıştır....
Bu durumda iptal edilen takipten sonra alacaklının Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2020/1924 E.sayılı dosyasıyla başlattığı takip yeni bir takip olup kendilerine örnek 7 ödeme emri tebliğ edilen davacı mirasçılar önceki takip dosyasındaki itiraz sebepleri ile bağlı olmaksızın bu yeni takibe karşı her türlü itirazı ileri sürme hakkına sahiptir. Bu nedenle mahkemenin iptal edilen takipte murisin imzayı inkar etmediğini gerekçe göstererek takibe dayanak belgeyi İİK.nun 68.maddesi anlamında imzası ikrar edilen belge kabul etmek suretiyle davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır....
Her ne kadar, takibe konu fatura davalı defterinde kayıtlı değil ise de; davalı tarafın takibe konu faturayı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmediği görülmüştür. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi ya da itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Somut olayda davalı taraf 8 günlük süre içerisinde itiraz etmemiş ve takibe konu fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispata elverişli delil sunmamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Açıklanan nedenler ışığında, takibe konu alacak yönünden yetki ve borca yönelik itirazların reddi ile takibin devamına karar verilerek, alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Her ne kadar, takibe konu fatura davalı defterinde kayıtlı değil ise de; davalı tarafın takibe konu faturayı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmediği görülmüştür. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi ya da itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Somut olayda davalı taraf 8 günlük süre içerisinde itiraz etmemiş ve takibe konu fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispata elverişli delil sunmamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Açıklanan nedenler ışığında, takibe konu alacak yönünden yetki ve borca yönelik itirazların reddi ile takibin devamına karar verilerek, alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davalı borçlu 19.11.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, takipte bildirildiği gibi 7.281,00 TL borcu olmadığını, müvekkilinin alacaklıya 1.985,00 TL borcu bulunduğunu, bu nedenle takibe konu 5.296,00 TL asıl alacağa ve bu miktar üzerinden hesaplanan fahiş faiz miktarına itiraz ettiğini, takibe dayanak kira sözleşmesinde kira artış oranının açıkça gösterildiğini, alacaklı tarafından sözleşmedeki artış oranına aykırı olarak kira bedelleri ve faiz oranının hesap edildiğini bildirerek takibe, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Şirketi vekillerinin dosyaya verdikleri dilekçede de müvekkilleri için takibe itirazlarının bulunmadığının belirtildiği, 21 adet fatura düzenlendiği ve düzenlenen faturalar karşılığı mal teslim edildiğinin de anlaşılmakta olduğu, akdi ilişkinin sabit olduğu durumlarda tebliğ edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde alıcının fatura bedelinden sorumlu olduğu, zaten asıl alacağın varlığına itiraz da edilmemiş olduğu, bu durumda uyuşmazlığın sözkonusu alacaktan adi ortaklığın ortaklarından davalı ortakların ve ortaklardan ...'...
İTİRAZ Borçlu itiraz dilekçesinde; davalı alacaklı arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak senetlerin teminat senedi olduğunu, kambiyo senedi niteliğine haiz olmadığını, vadesi gelmeyen senetlerin takibe konulduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinde davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, her ay için ödenecek kira bedelleri için usulüne uygun bonolar düzenlenerek taraflarına verildiğini, takibe konu edilen bonoların dava dışı kiracının borcuna ilişkin düzenlendiğini, müteselsil kefil olan davacı için eş rızasının alındığını, davacının takibe konu edilen bonoları aval içindir şeklinde imzaladığını, taraflar arasında muacceliyet sözleşmesi imzalandığından ileri vadeli bonoların da takibe konu edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III....
Davacı alacaklı, kira bedelinin tahsili için başlattığı takibe, davalı borçlunun itirazı üzerine, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, kira sözleşmesine itiraz edildiğinden uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 269/3. maddesine göre, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde alacaklının itirazın kaldırılmasını istemesi gerekmektedir. Davacı alacaklının 18/07/2008 tarihinde başlattığı icra takibi üzerine gönderilen ödeme emrine davalı 29/07/2008 tarihinde itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmemiş ise de, davacı daha önce aynı takibe ilişkin olarak 26/08/2008 tarihinde Bakırköy 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/2057 Esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Bu davanın açılması ile birlikte davacıya itiraz dilekçesinin tebliğ edilmiş sayıldığının kabulü gerekir....
İlamsız takibe ilişkin ödeme emri borçlu davalıya 24.03.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlu 7 günlük itiraz süresini geçirdikten sonra 05.04.2005 tarihinde borca itiraz ettiğinden takip kesinleşmiştir. Bu durumda alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu husus dava şartı olduğundan re’sen gözetilir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davacının davalı aleyhine 3 adet çeke dayalı olarak ilamsız takibe giriştiği, davalının takibe borç miktarı, faiz ve yetki yönünden itiraz ettiği, borcun 4.547.47.-YTL.lık kısmını ve bu miktara 24.12.2005 tarihinden itibaren faiz yürütülmesini kabul ettiği, bakiye kısma itiraz ettiği, davacının defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı şirketin davalı şirketten 4.547.47.-YTL. bakiye alacağının bulunduğu, hal böyle olunca davanın yerinde bulunmadığı gerekçeleri ile red kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem borcun bir kısmına, hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50. maddesi hükmü gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....