WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, parsel yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine girişilen takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı ortağın istifasının, noter ihtarı ile davacı tarafa ulaştığı tarihe kadar aidat borçlarından sorumlu olup; üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifa tarihi itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak kooperatif üyesi aidat borçlarından, sonradan istifa etmiş olsa dahi istifa tarihine kadar sorumludur. Davacı kooperatif tarafından davalı üyesi aleyhine 01.08.2001 tarihinde girişilen takibe, yapılan 08.08.2001 tarihli itiraz sonrasında fakat 21.08.2001 tarihli davadan önce davalının 16.08.2001 tarihli istifa ihtarının, davacı kooperatife 20.08.2001 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre davacı kooperatifin, takip ve takibe itiraz tarihinde ortak olan davalı üye aleyhine, takibe geçip dava açmasında hukuki yararı vardır....

    Takibe konu bonoların teminata verildiği itirazın bir çeşit borca itiraz olup, mahkemece teminat bonosu olarak verilen bonolara dayalı takibin 169/a maddesi uyarınca durdurulmasına karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi bozmayı gerektirmektedir. Mahkemece kararın bozulması yerine onanması yönündeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...

      . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davadışı takip borçlusu Toros Tavukçuluk Ltd.Şti.arasında 22.07.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme çerçevesinde müvekkilinin doğabilecek risklerine karşı maliki davalı ... olan taşınmazlar üzerinde toplam 65.000 YTL bedelli 1.dereceden ipotekler tesis edildiğini, ne var ki borçlu şirketin borçlarını ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu aşamada davadışı borçlu şirketle müvekkili şirketin borçların tasfiyesi konusunda anlaşmaya vardığını, takip borçlularının 2 yıl içinde satış talebinde bulunulmadığından bahisle icra takibinin düşürülmesini sağladıklarını, bu arada davalı ...’in taşınmazlarını oğlu olan diğer davalıya devrettiğini, bunun üzerine hem asıl borçlu hem de davalılar aleyhine yeniden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, dava dışı borçlu şirketin takibe itiraz etmediğini, ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe...

        Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (İİK m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. 15. Borçlunun (kiracının), kira sözleşmesine itiraz etmeyip (bilâkis kira sözleşmesini kabul ederek; İİK m. 269/2, c. 2), kiranın daha az olduğu, ödendiği, muaccel olmadığı, takas, kiralananın tahliye edildiği gibi bir sebep ile ödeme emrine itiraz etmesi hâlinde kira sözleşmesi dışındaki itirazlar denir. Kira sözleşmesi dışındaki itiraz ile de ilâmsız tahliye takibi durur. Takibe devam edilebilmesi için, alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye istemesi gerekir....

          Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davacı alacaklı takip talebi ile 01.05.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, davalı borçlu itiraz dilekçesinde, kiralananı 10.11.2014 tarihinde tahliye ettiğini ve anahtarlarını teslim ettiğini, 2014 yılı Ekim ayının tamamı ve 2014 yılı Kasım ayının tahliye tarihine kadar olan 10 günlük kira borcu dışında herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek itiraz etmiştir....

            Davalı şirket yetkili temsilcisi, takibe konu borcun ödendiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dosyanın 27/07/2017 tarihinde infazen kapatılmış olduğu, davalının işbu dosya açısından davalı tarafa herhangi bir borcunun kalmadığı, takibe konu bir borç kalmadığından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı taraf borcu tüm fer'ileri ile birlikte ödediğinden davanın konusuz kalması hususu da gözetilerek takdiren kötüniyet tazminatına hükmedilmediği, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre davalının takibe konu asıl alacağı ödemesine rağmen bu alacağın fer'ilerini ödemeyi red ederek ve haksız olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına ve eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, davalı taraf ağır kusurlu bulunarak yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir....

              Somut olayda, muteriz borçlunun, takibe konu bonoda ciranta konumunda olmasına rağmen, icra takip talebine herhangi bir protesto evrakının eklenmediği ve alacaklı tarafından protesto keşide edilmeksizin anılan borçlu hakkında takibe geçildiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının, takibe dayanak bono yönünden, muteriz borçluyu (cirantayı) takip hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, protesto koşulunun usulünce yerine getirilmemesi nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu (...) yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönündeki hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının önce davalı hakkında ilamsız takibe geçtiği, daha sonra takip yolunu iflas yolu ile takibe çevirdiği, davalı adına çıkarılan ödeme emirlerinin davalı kooperatifin Ticaret Sicil Memurluğu'ndaki adresine tebliğ edildiği, bu nedenle tebligatların usulsüz olduğu yolundaki davalı savunmasına itibar edilmediği, davalının takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, davalıya İİK'nun 158/2. maddesi uyarınca depo emri çıkarıldığı, ancak borcun yine ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının iflasına dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 15.03.2012 tarih ve 2012/589-2053 E-K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                  Dereceden müştereken ipotek , diğer ipoteklerin takibe konularak toplam 5.357,514,48 TL nin tahsilinin istendiği, takibe asıl borçlu ve ipotek veren davalının itiraz etmediği kesinleştiği , bilahare müşterek ipotekli taşınmazların bir kısmının takibe konu edilmesi nedeniyle tek başına paraya çevrilemeyeceğinden ek takiple ... İli Sincan İlçesi Temelli Mahallesi 1267 Ada ; 2-3-4-5-6-7-8-9-10 parseller içinde aynı ipoteğe dayalı olarak 07.01.2021 tarihinde 1.000.000,00 limit üzeride ilamsız takibe aynı dosya üzerinde geçildiği, yine asıl borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediği, ancak bu kez davalı ipotek verenin borca vs itirazı üzerine, takibin ipotek veren yönünde durduğu , davacı vekilince itirazın iptali istemeyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır....

                    Dairemizce yapılan değerlendirmede; İncelenen icra dosyasına göre davalı borçlular hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçluların vekilleri aracılığıyla takibe itiraz ettikleri, itiraz dilekçesinde "müvekkilimize gönderilen ödeme emrinde talep edilen tutar kadar müvekkilimizin borcu bulunmamaktadır" şeklinde itiraz edildiği, bu itirazın bir an için kısmi itiraz olarak düşünülse de ancak itiraz edilen kısım uyarınca açıkça bildirilmediği nedenle kısmi itiraz olarak değerlendirilemeyeceği, itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi kapsamına göre taraflar arasındaki hukuki ilişki ve borç ilişkisinin kabul edildiği, bu durumda takibin İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayanması gerekmediği, davalı borçlular tarafından da takibe konu borcun ödendiği ispatlanamadığından davalı borçluların icra dosyasına yaptıkları itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken reddine ilişkin karar verilmesi yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf...

                    UYAP Entegrasyonu