Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar, takibe konu fatura davalı defterinde kayıtlı değil ise de; davalı tarafın takibe konu faturayı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmediği görülmüştür. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi ya da itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Somut olayda davalı taraf 8 günlük süre içerisinde itiraz etmemiş ve takibe konu fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispata elverişli delil sunmamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Açıklanan nedenler ışığında, takibe konu alacak yönünden yetki ve borca yönelik itirazların reddi ile takibin devamına karar verilerek, alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Her ne kadar, takibe konu fatura davalı defterinde kayıtlı değil ise de; davalı tarafın takibe konu faturayı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmediği görülmüştür. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi ya da itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Somut olayda davalı taraf 8 günlük süre içerisinde itiraz etmemiş ve takibe konu fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispata elverişli delil sunmamış ve yemin teklifinde de bulunmamıştır. Açıklanan nedenler ışığında, takibe konu alacak yönünden yetki ve borca yönelik itirazların reddi ile takibin devamına karar verilerek, alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      Şirketi vekillerinin dosyaya verdikleri dilekçede de müvekkilleri için takibe itirazlarının bulunmadığının belirtildiği, 21 adet fatura düzenlendiği ve düzenlenen faturalar karşılığı mal teslim edildiğinin de anlaşılmakta olduğu, akdi ilişkinin sabit olduğu durumlarda tebliğ edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde alıcının fatura bedelinden sorumlu olduğu, zaten asıl alacağın varlığına itiraz da edilmemiş olduğu, bu durumda uyuşmazlığın sözkonusu alacaktan adi ortaklığın ortaklarından davalı ortakların ve ortaklardan ...'...

        Davalı borçlu 19.11.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, takipte bildirildiği gibi 7.281,00 TL borcu olmadığını, müvekkilinin alacaklıya 1.985,00 TL borcu bulunduğunu, bu nedenle takibe konu 5.296,00 TL asıl alacağa ve bu miktar üzerinden hesaplanan fahiş faiz miktarına itiraz ettiğini, takibe dayanak kira sözleşmesinde kira artış oranının açıkça gösterildiğini, alacaklı tarafından sözleşmedeki artış oranına aykırı olarak kira bedelleri ve faiz oranının hesap edildiğini bildirerek takibe, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

          İTİRAZ Borçlu itiraz dilekçesinde; davalı alacaklı arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak senetlerin teminat senedi olduğunu, kambiyo senedi niteliğine haiz olmadığını, vadesi gelmeyen senetlerin takibe konulduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinde davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, her ay için ödenecek kira bedelleri için usulüne uygun bonolar düzenlenerek taraflarına verildiğini, takibe konu edilen bonoların dava dışı kiracının borcuna ilişkin düzenlendiğini, müteselsil kefil olan davacı için eş rızasının alındığını, davacının takibe konu edilen bonoları aval içindir şeklinde imzaladığını, taraflar arasında muacceliyet sözleşmesi imzalandığından ileri vadeli bonoların da takibe konu edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III....

            -KARAR- Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu müvekkilinin fatura karşılığı davalıya mal satıp bu malları teslim ettiğini düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen bedelinin ödenmediğini, bu nedenle girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talep ettiği faiz oranının fahiş olduğunu, bu nedenle takibe itiraz edildiğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkil bankanın dava dışı İsmet Karabulut ile yaptığı kredi sözleşmesinin kefili olduğu, kredi sözleşmesinin ihlali nedeniyle alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, 22.07.2011 tarihli celsede ''takibe konu kooperatif kredileri sözleşmesinde müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla bulunduğunu, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu, icra takibinde asıl borçlunun borcu ödememesi halinde borcun kendisinden alınacağının söylenmesi üzerine imza benim değildir, borcum yoktur diye itiraz ettiğini'' beyan etmiş, ancak beyanını imzalamaktan imtina etmiştir....

                Davacı vekili, davalı hakkında yabancı uyruklu işçilerin izinsiz çalıştırılması sebebiyle idari para cezası tanzim edildiğini, idari para cezasının ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi başlattığını ve davalının haksız ve yersiz olarak takibe itiraz etmek suretiyle takibi durduğunu belirterek itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalı, kendisinin de işyerinde işçi olduğunu, işletmenin tarım federasyonu iştiraki olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/17830 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin davalıya 24/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalının takibe 06/01/2014 tarihinde yasal süresi geçtikten sonra itiraz ettiği anlaşılmaktadır. İcra İflas Kanunu 62....

                  - K A R A R - Davacı vekili, Modelaıne Creotion firmasının davalıdan 72.733.37 euro alacağı bulunduğunu, bu alacağa halef olan müvekkili davalı aleyhine iflas yoluyla takibe geçtiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazın kaldırılmasına ve iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece Fransa ve Türkiye arasında karşılıklılık bulunduğu davalının depo emri tebliğine rağmen ödeme yapmadığı gerekçesiyle iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Davacı, davalı Adalet ve Kalkınma Partisi Amasya İl Başkanlığının kendisinden satın aldığı çiçek bedellerini ödemediğinden bahisle başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır.Siyasi Partiler Kanunun 71.maddesi hükmüne uygun olarak, takibe itiraz edenler, parti genel merkezinden ,yetkili parti organlarından davaya ve takibe konu çiçek alımı ve borçlanma hususunda icazet alındığını ve onaylandığını,partiyi temsile yetkili olduklarını iddia ve ispat etmemişlerdir. Davalı olarak gösterilen parti il başkanlığının hükmi şahsiyeti yoktur. İl başkanlığı Adalet ve Kalkınma Partisinin teşkilat birimidir. Bu nedenle temsilcide yanılma olduğu anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu