WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı aleyhine bir adet bono alacağından bahisle kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın takibe konu bonoda keşideci davalının ise lehtar olduğu, davacının takibe konu senetteki imzaya itiraz etmediği, senedin kambiyo vasfı niteliğinde olmadığı, teminat senedi olarak verildiğini ileri sürdüğü, teminat senedi iddiası ile ilgili olarak dosyaya sunulan hizmet sözleşmesi fotokopisinin incelenmesinde takibe konu senede atıf yapılmadığı, senedin üzerinde teminat amacı ile verildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bononun kambiyo senedi vasfına sahip olduğu, ayrıca ödeme emri ile birlikte bono suretinin davacıya tebliğ edildiği, takip sırasında senet aslının icra müdürlüğüne takip talebi ile birlikte ibraz edildiği, takibe geçtikten sonra senet aslının alacaklı tarafa iade edildiği, İİK 167 maddesi kapsamında bono aslının takip talebi ile birlikte...

tahsili için yapılan takibe de itiraz ettiğini açıklayarak davalı-borçlunun takibe itirazının iptali ile % 40 icra- inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;" hükmünü içermekte olup takip talebinde ve ödeme emrinde alacak sebebi olarak 13.02.2020 de meydana gelen yangın ve işlemiş faiz miktarı gösterildiği, bu şekilde maddenin aradığı faizin işlemeye başladığı gün ve faiz miktarı gösterilmesi şartının karşılandığı, işlemiş faizin fahiş olup olmadığı hususunun takip şekli itibari ile takibe itiraz konusu olduğu, somut olayda da 03.03.2022 de icra dosyasına- takibe itiraz edildiği anlaşılmaktadır....

      Menfi tespit davası açıldıktan sonra davacı borçlu kooperatif aleyhine başlatılan iflas yoluyla takibe itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasının konuları farklıdır.Menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığı tespit edilmekte iken itirazın kaldırılması ve iflas davasında hem hukuki ilişki tespit edilmekte hem de borçluya depo emri tebliğ edilerek ödeme yapmaması halinde iflasına karar verilmektedir. Somut olayda derdestlik itirazının koşulları mevcut olmadığından mahkemenin aksine gerekçesi isabetli değildir. Diğer taraftan derdestlik itirazının kabul edilebilmesi için ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Davalının basit yargılama usulüne tabi iflas davasında ilk oturuma kadar derdestlik itirazı bulunmamaktadır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2013/9857 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 6.549,00 TL asıl alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 20.05.2013 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 27.05.2013 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptâli davaları, takip dosyası üzerinden yürütülen ve takibe bağlı olarak değerlendirilmesi gereken davalardır. Alacaklının takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlı olması asıldır. Somut olaya gelince; itirazın iptâline konu takibin dayanağı 18.02.2013 tarihli faturadan oluşmaktadır. Borçlu davalı 27.05.2013 tarihli takibe itiraz ve 04.09.2013 tarihli cevap dilekçelerinde davacı ile sözlü anlaşma yaptığını ve bu sözleşmeden kaynaklanan 2.500,00 TL borcunu iki parça halinde ödediğini savunmaktadır....

          Öte yandan borçlu ...’ın takibe konu bonodaki imzasına itiraz ettiği, ancak bu hususta bir inceleme yapılmadan borçlu ... hakkında hüküm tesis edildiği, buna rağmen adı geçen borçlunun mahkeme kararını temyiz etmemekle bu kısım yönünden alacaklı lehine “usuli kazanılmış hak” doğduğu görülmektedir. Bu durumda; mahkemece; borçlulardan ...’ın borca itirazının reddine, diğer borçlu ... yönünden imza incelemesi yapılarak, takibe konu bonodaki imzanın ...’a ait çıkması halinde imzaya itirazın da reddine, aksi durumda ise 22.12.2015 tarihli mahkeme hükmünün alacaklı lehine “usuli kazanılmış hak” doğurduğu kısımlar gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Alınan rapor objektif esaslara dayalı, denetlemeye ve hükme dayanak olmaya elverişli bulunmakla, İİK.nun 170. ve devamı maddeleri uyarınca davacının imza itirazının yerinde olmadığı, takibe dayanak bonolar üzerindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olduğu kanaatine varıldığından davacının takibe dayanak bonolardaki imzalara yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. İİK. m.170/3.hükmü uyarınca icra mahkemesi, yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip geçici olarak durdurulmuşsa, borçlunun sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlenmiştir. Somut olayda itiraz üzerine takibin muvakkaten durdurulmasına karar verilmemiş olduğundan tazminat ve para cezası şartlarının koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....

            Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir (HGK.04.07.2007 gün ve 2007/13-453, 2007/453) İcra İflas Kanununun 62/1 maddesi gereğince, “İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine bir dilekçe ile, veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.” hususu düzenlenmiştir. Borçlu tarafından takibe itiraz edilmez, ya da süresi içinde itirazda bulunulmaz ise, takip kesinleşir ve alacaklı İİK.m. 78 gereğince haciz konulmasını isteyebilir. Somut olayda, davalı borçluya ödeme emri, 22.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu ise takibe 30.4.2009 tarihinde itiraz etmiştir.Oysa ki; 7 günlük ödeme emrine itiraz süresi 29.4 2009 tarihinde sona ermiş ve davalı borçlu aleyhine yapılan icra takibi de kesinleşmiş bulunmaktadır....

              Maddesinde bir fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı belirtilmektedir.Taraflar tacir olup basiretli davranarak kendisine gelen faturanın içeriğini kabul etmiyor ise 8 gün içerisinde itiraz etmesi gerekmektedir. Basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davalı faturanın kendisine tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz etmediği için fatura içeriğini kabul etmiş sayılır. Davalı taraf 8 günlük yasal süreden sonra faturalara, bedellerine, fatura içeriğine itiraz edemez. Faturanın deftere kayıtlı olması ve itiraz da edilmemesi hizmetin verildiğine karine teşkil eder. Taraflar tacirdir ve defter kayıtlarını düzgün tutmak basiretli davranma yükümlülüğüne tabidir. Zira davalı kayıtlarında takibe konu edilen fatura içeriğindeki hizmetin alınmadığından bahisle kesilen bir iade faturasına da rastlanmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir....

                Davacı yanın mahkememize ibraz ettiği ticari defter ve kayıtları ile davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği, davalının takibe yaptığı kısmi itiraza ilişkin herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, bu halde kısmi itirazında haklılığını ispatlayamadığı anlaşılmış takip talebinden sonra davalının davacıya ödemeler yapmaya devam ettiği, 8.250,00TL'lik ödeme gerçekleştirildiği anlaşılmış, bu meblağın itiraza konu 21.681,51TL'den mahsubu ile davacının takibe yapılan itiraz üzerine duran kısım yönünden 14.061,93TL alacaklı olduğu anlaşılmış, takibin itiraz üzerine duran kısmının bu tutar üzerinden devamına karar verilmiş; davacının takipten sonra yapılan ödemeleri mahsup etmeden itirazın tümünün iptali amacıyla işbu davayı açtığı anlaşıldığından icra inkar tazminatına hükmolunmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu