İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....
İcra dosyası içerisinde takibe itiraz edildiğini gösterir herhangi bir başvuru olmadığı, takip dosyası içerisinde de icra müdürlüğünce de takibin durduğuna ilişkin herhangi bir karar alınmadığı görülmüştür. Mahkemece karar gerekçesinde "İcra Dosyası incelendiğinde borçlu itirazına dair kayda rastlanmadığı" belirtilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında davacı tarafından yapılan icra takibine bir itiraz olmadığı izlenimi edinilmektedir. Mahkemenin gerekçesi de bu yoldadır. Mahkemece yapılacak iş davacının yaptığı ilamsız takibe itiraz olup olmadığı taraflardan ve icra müdürlüğünden sorulup, tebligata ilişkin icra hukuk dosyası getirtilip "ortada iptali gereken bir itiraz olup olmadığı" kesin bir şekilde saptanıp, itiraz yoksa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, geçerli bir itiraz olduğu ve takibin durduğu saptanır ise buna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır....
Borçluya 14 örnek tahliye emri 17.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu yasanın aradığı yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra 30.01.2013 tarihinde takibe itiraz etmiştir. İtiraz üzerine alacaklı vekili icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK 272 vd maddeleri gereği tahliye istemine ilişkindir. İİK 273 md. “ Müddeti içinde itiraz olunmaz veya itiraz kaldırılırsa kiralanan taşınmaz müddetin hitamında zorla tahliye ve kiralayana teslim olunur. Ancak tahliye emrindeki müddetin geçmesi lazımdır.” hükmünü içerir. Borçlu takibe yasal süresi içinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Bu durumda kesinleşen takipten dolayı davacı alacaklının icra mahkemesinden tahliye istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
Dosyanın tetkikinde, taraflar arasındaki takibe konu adi yazılı kira sözleşmesine itiraz edilmediği, bu haliyle kira sözleşmesinin ve sözleşmedeki kira bedelinin kesinleştiği görüldüğünden, uyuşmazlığın takibe konu kira sözleşmesi hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Davalı borçlu tarafından takibe itiraz dilekçesi ile, her hangi bir somut sebep bildirilmeksizin borca ve faize itiraz edildiği görülmüştür. O halde İİK'nın 269/d maddesi gereğince, İİK'nın 63. maddesi doğrultusunda davalı borçlunun yukarıdaki özetlenen itirazı doğrultusunda inceleme yapılmalıdır. İİK'nın 269/c maddesi gereğince kira bedellerinin ödenmesi ve sair sebeplerle istenemeyeceği hususunun kiracı borçlu tarafından, noterlikçe resen tanzim ya da imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat edilmesi gerekmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2020 NUMARASI : 2020/559 ESAS- 2020/821 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil adına ödeme emrinin 09/06/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içinde 12/06/2017 tarihinde itiraz dilekçesi ibraz etmiş olmasına rağmen icra müdürlüğünce takibe devam edildiğini, müvekkilin aracına haciz ve yakalama şerhi işlenerek satış aşamasına geçildiğini, itiraz dilekçesinde açıkça itiraz kelimesine yer verilmemiş ise de dilekçede "benim bir ilgim yoktur, söz konusu borcun muhatabı ben değilim, icra takibinin kaldırılmasını talep ederim" şeklinde beyanların yer aldığını, borçlunun iradesinin borca itiraz olduğunu, iradenin net olmaması durumunda tereddütün giderilmesi gerektiğini, itiraz dilekçesi görülmeyerek takibe devam edildiği, haciz işlemi uygulandığı, satış işlemine geçildiği belirtilmek suretiyle satışın tedbiren durdurulmasına, haczin kaldırılmasına...
İcra Müdürlüğü'nün 2008/8915 esas sayılı dosyasının incelenmesinden davalı takibe her ne kadar 20.08.2008 tarihinde itiraz etmiş ise de, bu itiraz dilekçeleri icra takip alacaklısı olarak gözüken davacılara tebliğ edilmemiştir. Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 4.2.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması esnasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin kabulüne itiraz başvurusunun yetki yönünden kabulüne dair verilen ek kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, alacaklı tarafından başlatılan ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13316 sayılı dosyasından alınan rücu belgesinin hukuka aykırı olduğunu, rücu belgesine konu edilen alacağın ve muaccelliyetin yargılamayı gerektirdiğini, ... 16....
Bu durumda davalı borçlu itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklı ile aralarında kira ilişkisi bulunduğunu ve aylık kira bedelinin 24.000,00 TL olduğunu kabul etmiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı akde değil, borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiştir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı davacının, itiraz üzerine davalı ile aralarındaki kira ilişkisine istinaden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Mahkemece, takibe konu senette davalının ciranta konumunda olduğu gibi, TTK.nun 589.maddesi gereği önceki cirantanın imza inkarı olsa dahi davalının imzası inkar edilmediğinden ciranta sıfatı ile borçlu bulunduğu ve İİK.na göre bu itiraz takibi durdurmayacağından, davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz yasal dayanaktan yoksun ve kötüniyetle yapıldığı kanaatine varıldığından asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 icra inkar tazminatı olan 8.000.00.-YTL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde açılması gerekir. Bu sürenin hesaplanmasında İİK.nun 19.maddesi hükmü dikkate alınmalıdır. İİK.nun 67.maddesinde gösterilmiş olan bu süre hak düşürücü süredir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2023 NUMARASI : 2022/303 ESAS 2023/180 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2022/25906 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçilmiş olup iş bu davaya konu icra takibinde borca, imzaya ve takibe itiraz ettiklerini, alacaklı görünen tarafın hükmi şahsiyeti ve taraf ehliyetinin olmadığını, takip hak ve ehliyeti olmayan tarafından başlatılmış olan takibin iptalinin gerektiğini, takibe konu belgenin müvekkili şirketlerin yetkilisi tarafından tanzim ve imza edilmediğini, müvekkili firmaların halihazırda tek yetkilisinin Ekrem Şahin olduğunu, takibe konu...