Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine davalı vekili marifeti ile 04/12/2019 günlü borca itiraz dilekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, anılan takibin bu itiraz üzerine 09/12/2019 tarihinde icra müdürlüğü kararı ile durduğunu, bu kararın davacı tarafa tebliğ edilmediğini, 10/01/2020 günü arabuluculuk süreci ile takibin durmasından haberdar olunduğunu, itiraza konu icra takibinde davalı borçludan ödenmeyen 81.500,00 TL asıl alacak, 12.104,42 TL işlemiş faiz olmak üzere takibe giren toplam miktar olarak 93.604,42 TL ve takip sonrası işlemiş faiz, icra ve vekalet ücreti, asıl alacağa bağlı diğer ferilerin talep edildiğini, borcun sebebi olarak 28/02/2019 vade tarihli asıl alacağın gösterildiğini, davalının icra takibine davacıya borcunun olmadığı iddiasıyla haksız yere itirazda bulunduğunu, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle itirazın iptali ile...

    Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, davalıların takibe itirazda bulunduklarını, arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, haksız ve hukuka aykırı yetkiye ve borca itirazın iptali ile kötüniyetli itiraz nedeniyle alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İzmir ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası ile davacı ....Bankası Anonim Şirketi tarafından ......

      Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak red etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davalı borçlu şirket yetkilisinin 26.11.2015 tarihli itiraz dilekçesindeki, temsile yetkili olduğu dönem içinde şirketleri ile alacaklılar arasında kira sözleşmesi akdedilmediği, takibe konu 10.11.1993 tarihli kira sözleşmesinin şirketi temsile yetkili olduğu dönemde yapılmadığı, bu nedenle böyle bir sözleşmenin varlığını kabul etmedikleri şeklindeki itirazı kira ilişkisine ve dayanak kira sözleşmesindeki imzaya itiraz niteliğinde değildir....

        Mahkemece, yapılan yargılama sonunda Toprakbank A.Ş ile dava dışı borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde davalının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiği, sözleşmedeki imzaya itiraz üzerine davalıya HUMK.nun 234 - 308. maddesi uyarınca ihtarlı davetiye çıkarılmasına rağmen, davalının duruşmalara katılmadığı, bu nedenle sözleşmedeki imzayı ikrar etmiş sayıldığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Mahkemece; davalılardan sadece ... ve ... tarafından takibe itiraz edilmiş olup, diğer davalıların itirazları bulunmadığından bu üç davalıya husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda takibe itiraz eden iki davalının itirazlarının haksız olduğu gerekçesiyle davalılardan ... . ve ...yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, diğer davalılar bakımından davanın kısmen kabulüyle toplam 93.737,45 TL'ye yönelik itirazların iptaline takibin devamına fazlaya dair istemin reddine, hükmolunan asıl alacak tutarı 85.529,30 TL'nin %20'si oranındaki 17.105 TL icra inkar tazminatının itiraz eden davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Somut olayda; mahkemece araştırma yapılarak takibe itiraz tarihi olan 21.03.2014 tarihi itibariyle takip borçlusu ... Ltd. Şti. ile takibe itirazda bulunan.... Ltd. Şti.'nin aynı şirket olup olmadığı, aynı şirket olmaları halinde yasal temsilcilerinin tespiti istenmiş, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 06.05.2016 tarihli cevabi yazısında,....Ltd. Şti.'nin sicil kayıtlarında bulunmadığı, .... Ltd. Şti.'nin ise itiraz tarihi itibariyle münferiden yetkili temsilcisinin ... olduğunun bildirildiği görülmüştür. O halde, takibe itiraz eden....'ın itiraz tarihi itibariyle borçlu şirket yetkilisi olmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla yetkisiz kişinin itirazıyla takibin durdurulması isabetsiz olup, şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

              - K A R A R - Davacı vekili, davalının kredi kartı borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı, 2.000.-TL.ye yakın olan asıl borcunu işe girdiğinde ödeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, davalının kredi sözleşmesine itiraz etmediği ve borcunun 2.000.-TL.ye yakın olduğunu beyan ettiği, davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe yapılan itirazın iptaline, 2.857.38.-TL.lik takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasına konu Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5663 sayılı takip dosyasında, takibe konu toplam borç miktarı 2.393.13.-TL.olduğu halde mahkemece takibe yapılan itirazın iptaline, 2.857.38.-TL.üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Talepten fazlaya karar verilmesi HMK.nun 26 (HUMK.nun 74) maddesine aykırılık teşkil etmekte olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili kurum abonesi olup yapılan kontroller sırasında kaçak elektrik kullanıldığının tesbit edildiğini bu nedenle işlem yapılıp borç tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için takibe geçildiğini ancak itiraz üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, duruşma sırasında borcunu ödediğini ifade etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davalının işyerinde davacı kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan elektrik kullandığının tesbit edildiği ve yapılan tahakkuk sonucu düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği bu nedenle davacı tarafından takibe geçildiği davalının takibe itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının takibe itiraz etmediğini, takibe konu senet altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabulü gerektiğini, davacının temel ilişkiye itiraz etmeyip, sadece imzaya itirazı nedeniyle kötüniyetli bulunduğunu, davacının borcuna karşılık senedi verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre takibe konu senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, davalının senedin lehdarı olması nedeniyle imzanın davacıya ait olup olamayacağını bilebilecek durumda olması nedeniyle takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Mahkemece; davalı tarafın itiraz etmediği kısım yönünden davacı yanca bu davanın açıldığını, oysa borçlu olan davalının itiraz etmediği bölümün ferileri ve takip giderlerini de ödemek zorunda olduğunu, davacının takibe bu kısım yönünden devam ederek alacağını tahsil etme imkanına sahipken, dolayısıyla iptali gerektirir bir itirazı olmadığı halde davanın açıldığı böylece dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı taraf, takibe itiraz dilekçesinde 15.000 TL. asıl alacak tutarını kabul ederek, bu meblağ dışındaki fer'ilere itiraz etmiş ve sonrasında henüz dava açılmadan 15.100 TL. icra dosyasına ödemede bulunmuştur.Davacı yanın davaya konu yaptığı ve yanlar arasında uyuşmazlığa esas teşkil eden husus ise; ödenen tutarla ilgili olarak ödeme tarihine kadar işlemiş faiz tutarı, icra vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerine yöneliktir....

                      UYAP Entegrasyonu