WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, ancak davalının 26/12/2013 tarihli dilekçesi ile takibe itirazdan feragat ettiğini ve takibin kesinleştiğini, sonrasında davalı borçlunun malvarlığı üzerinde birçok haciz bulunması nedeniyle 06/08/2014 tarihli dilekçeleri ile takibi iflas yolu ile takibe dönüştürdüklerini, davalının iflas yolu ile takibe de itiraz ettiğini, ancak davalının ilamsız takibe itirazından feragat etmesi nedeniyle alacaklarının kesinleştiğini ve itirazın haksız olduğunu belirterek davalının iflas takibine itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı, takibe konu ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra süresinde İcra Müdürlüğü'ne verdiği itiraz dilekçesinde borcun ferileri ile birlikte tamamına itiraz ettiğini bildirmiş,İcra Müdürlüğü'de takibin tamamen durmasına karar vermiştir.Açılan dava itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan Mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yapılan itirazın derdestlik itirazı mahiyetinde olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      31.10.2013 düzenleme tarihli ve 22.719,24 TL tutarlı ödeme emri, 2013/17847 ve bu takibe ilişkin 26.662,98 TL bedelli ödeme emri, 2013/17849 nolu takip ve bu takibe ilişkin 31.10.2013 düzenleme tarihli 41,31 TL tutarlı ödeme emri, 2013/013685 nolu takip ve bu takibe ilişkin 29.04.2013 havale tarihli 2.387,97 TL tutarlı ödeme emri, 2013/013684 nolu takip ve bu takibe ilişkin 29.04.2013 havale tarihli 20.568,38 TL tutarlı ödeme emri, 2013/016819 nolu takip ve bu takibe ilişkin 26.09.2013 havale tarihli 117,23 TL tutarlı ödeme emri, 2013/016820 nolu takip ve bu takibe ilişkin 26.09.2013 havale tarihli 950,43 TL tutarlı ödeme emri, 2013/17517 nolu takip ve bu takibe ilişkin 09.10.2013 havale tarihli 108,43 TL tutarlı ödeme emri, 2013/19194 nolu takip ve bu takibe ilişkin 13.04.2015 havale tarihli 2904,22 TL tutarlı ödeme emri, 2013/14615 nolu takip bu takibe ilişkin 05.06.2013 düzenleme tarihli 142,19 TL tutarlı ödeme emri, 2013/014614 nolu takip ve bu takibe ilişkin 05.06.2013 düzenleme tarihli...

        Mahkemece, davalılar vekilinin itiraz ve savunmalarında kira sözleşmesine itiraz etmemiş olmakla kiracılık ilişkisi ve aylık 3.540 TL kira bedelinin çekişmesiz olduğu, davalı vekilinin davaya cevabındaki savunmalarında takibe dayanak sözleşmeden sonra 01.03.2011 tarihinde eski kiralayan ile ek bir sözleşme yapıldığını ve buna göre İkra İmar Planlama... Şirketinin kiracı olduğunu bildirdiği, buna dair dosyaya mübrez alacaklının kabul etmediği sözleşmenin alacaklı kiralayanın imzasını taşımamakta olup, adi yazılı şekilde düzenlendiği, bu nedenle tarihi itibariyle alacaklıya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığı, takibe dayanak sözleşmeye göre davalılar kiracı olup itiraz ve savunmalarının yerinde olmadığı gerekçesiyle takibe yapılan haksız itirazın kaldırılmasına, tahliye hususunda ise tarafların konusuz kaldığına ilişkin beyanları esas alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

          Öte yandan, davacı, 21.07.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 2008-2013 yılları arasındaki dönem için toplam 21.520,68 TL kira alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, davalılar vekili itiraz dilekçesinde alacağa ilişkin zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Kendisine ödeme emri tebliğ edilemeyen kiracı ... diğer kiracı ... ile birlikte takibe itiraz etmekle, alacak yönünden takibe devam etme iradesini gösterdiğinden, davalı borçluların takibe itiraz dilekçelerinde ileri sürdükleri zamanaşımı itirazı üzerinde durularak buna göre alacak talebi yönünden karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir....

            Takibe konu çek incelendiğinde; keşidecinin davacı şirket, lehtar/cirantanın davalı alacaklı olduğu, çekin yasal süresi içerisinde ibraz edildiği ve kambiyo vasfını taşıdığı anlaşılmıştır. Somut olayda; davacı keşideci sıfatıyla yer aldığı çekteki imzaya itirazı ile birlikte takibe konu çekin, taraflar arasında 12/06/2020 tarihli Gayrimenkul Satış Protokolü gereğince davalıya teminat olarak verildiğini iddia ederek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Borçlu tarafından ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine verilecek itiraz dilekçesiyle takibe konu çekle ilgili imza itirazıyla birlikte, imzaya itirazla çelişmeyen itiraz sebepleri de bildirilebilir (örneğin, zamanaşımı, yetki, derdestlik vb.). Buna karşılık borçlu, imza itirazıyla birlikte çekin teminat için verildiğini bildiremez. Çünkü imzaya itirazla çekin teminat amaçlı verildiği iddiası birbiriyle çelişme halindedir....

            Davacılar tarafından 1.10.1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak 17.12.2008 tarihinde başlatılan icra takibi ile 36.700 TL kira alacağının tahsili istenmiş davalı, 24.12.2008 tarihli itiraz dilekçesinde kira paralarının ödendiğini istenen kira miktarının fazla olduğunu ileri sürerek itiraz etmiştir. Davacılar ise 23.1.2009 tarihli dava dilekçesi ile itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece itiraz dilekçesinde kira miktarına itiraz edildiğinden konunun yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan 1.10.1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığından bu sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Davalı şirket yapılan takibe karşı borcu olmadığına itiraz etmiş sözleşmeye ve aylık kira parasına açıkça itiraz etmemiştir. Bu durumda kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiştir....

              Davalı borçlu kiracı ... itiraz dilekçesinde, alacaklı olduğunu iddia eden şahsa böyle bir borcu bulunmadığını, ... ile aralarında herhangi bir kira ilişkisi olmadığını, ...’den satın aldığı taşınmazda malik sıfatıyla oturmakta olduğunu, bu hususta davacı ... ile aralarındaki davanın devam etmekte olduğunu, ayrıca geriye dönük 10 yıllık kira alacağının istenemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Davalı borçlu kefil ... itiraz dilekçesinde, malik sıfatıyla sahip olduğu taşınmazın tarafından .....’na satıldığını, bu hususta davacı ... ile ..... ve.... arasındaki davanın devam etmekte olduğunu, ayrıca geriye dönük 10 yıllık kira alacağının istenemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir....

                Davacı tarafın temyizinin olmaması nedeniyle dava itirazın iptali davası olarak değerlendirilmiştir. 28.5.2008 tarihli ilamsız takip nedeniyle ödeme emri davalılara 30.5.2008 günü tebliğ edilmiş, davalılar takibe itiraz dilekçesini İİK.62.maddesinde yazılı 7 günlük itiraz süresini geçirerek 9.6.2008 tarihinde vermişlerdir. İİK.nun 66.maddesine göre takibe süresinde itiraz edilmemesi halinde takip kesinleşir, alacaklı isterse takip muamelelerine devam eder. Bu duruma Göre süresi içinde yapılmayan itiraz nedeniyle takip kesinleştiğinden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur.Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 29.4.2010 günü oybirliği ile karar verildi....

                  Davalı borçlu yasal süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; alacaklıya her hangi bir borcu bulunmadığını bildirmiştir. İtirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan işbu dava sonunda mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesi İİK.’nun 269 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 269/b maddesi hükmü takibe itiraz edilmesi halinde itirazın kaldırılması ve tahliye istenmesi gereğini düzenlemiştir. İtiraz durumunda alacak ve tahliye yönünden takibe devam edilebilmesi ancak itirazın kaldırılması ile mümkündür. İtiraz mahkemece kaldırılmadığı sürece tek başına tahliyeye de karar verilemez. Olayımızda, borçlunun süresi içinde icra dairesine başvurarak takibe itiraz ettiği görülmektedir. Davada alacaklı vekili tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye istenilmiş olup mahkemece itirazla ilgili bir karar verilmeksizin doğrudan tahliyeye hükmedilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu