banka hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, 07/08/2017 tarihli kredi sözleşmesine ek rehin sözleşmesi, taahhütname ve virman-takas-mahsup talimatının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin de davacıdan alacaklı olduğunu, müvekkili tarafından sözleşmeye istinaden düzenlenen ciro primi faturası ve aktivite bütçesi kapsamında kesilen faturaya davacı tarafından haksız yere itiraz edildiği, bu fatura alacakları davacı alacağından takas ve mahsup edildiğinde davacıya hiçbir borcun kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde takas ve mahsuba konu edileceği tartışmasız olup takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi de zorunlu değildir. İlama dayalı takas itirazı icra mahkemesinde her zaman ileri sürülebilir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 Sayılı İBK. ve HGK.nun 17.3.1954 tarih ve 3/40- 49 sayılı kararları gereğince; her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanır....
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka def’i denir. En tipik örneği, zamanaşımı def'idir. Def’iler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı "savunmanın genişletilmesi yasağı" ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, def’i olarak da ileri sürülebilir. Takasın def’i olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup def’i nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....
İcra Müdürlüğünün 2015/3993 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipleri bulunduğunu, davalının alacaklısı oldukları takip dosyasına takas mahsup talebinde bulunduklarını, takas mahsup taleplerinin, takiplerinin İİK 68. maddesindeki belgelerden biri ile başlatılmadığı ve takibin kesinleşmediği gerekçesiyle reddedildiğini, takibin kesinleşmiş olduğunu, icra müdürlüğünün bu talebin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, mağduriyetlerinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesinin talep ettiklerini belirterek, tüm bu nedenlerle icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasına ve takas mahsup taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap beyanlarında özetle; davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "..davalının alacaklısı olduğu Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2018/6670 Esas sayılı dosyasına takas talep tarihi olan 08/06/2018 tarihinden önce Ankara 4....
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. En tipik örneği, zamanaşımı def'idir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı "savunmanın genişletilmesi yasağı" ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. En tipik örneği, zamanaşımı def'idir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı "savunmanın genişletilmesi yasağı" ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Mahkeme kararının gerekçesinde takas talebinden bahsedildiği gibi, borçlunun temyiz dilekçesinde de "iki davadan bir tanesi takas-mahsup talebidir" şeklinde beyanın yer aldığı anlaşılmakla, görülmekte olan şikayet dosyası ile ilgili olarak birleşen dosya var ise (takas ve mahsup talepli) temin edilerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/ 288 E. sayılı itirazın iptali davasının birleştirilmesine ve takas-mahsup talebimizin kabulüne karar verilmesi gerekirken hiçbir delil toplanmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Oysa ki Yerel Mahkemece yargılama aşamasında delillerin toplanması ve değerlendirilmesi söz konusu olsaydı neticesinde, müvekkil şirketin davacı şirketten alacağının bulunduğu sübut bulacak idi. Tüm izah edilen sebepler dahilinde ; istinaf talebimizin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Sunulan nedenlerle ; Kuşadası 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018 / 162 E. 2019 / 14 K. sayılı dosyasına ilişkin davanın kabulüne ilişkin kararın tehir-i icra talepli olarak incelenmesi talebi ile olarak istinaf talebimiz neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak takas-mahsup talebimizin kabulü ile davanın reddine'' karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Kurgan mirascılarına karşı müştereken müteselsilen sorumlu oldukları, zarar görenlere haksız fiil sorumlularından biri tarafından yapılan ödemenin sorumlular arasındaki iç ilişkide kusur oranlarına göre paylaştırılması gerektiği ve davalı işleten şirketin ödemede bulunduktan sonra müşterek müteselsi sorumlu davacılardan alacak talebinde bulunmasının esasen mahsup talebi niteliğinde olduğunu ve yargılamanın her aşamasında ileri sülebilecğinden ilk derece mahekemesince hükmedilen manevi tazminatta mahsup işleminin uygulanmasının dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile davacıların mahsup işlemine yönelik istinaf ve sair istinaf sebebleri red edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez....