Takas bir sözleşme olmadığı için karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Takas aynı zamanda borcu sona erdirdiği için bir tasarruf işlemidir. Bu nedenle, borçlu takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmalıdır. Borçlar Kanununun 122/II maddesi uyarınca, takas halinde her iki borç, takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borç oranında düşer. Beyan yapılınca, bunun hükmü, takas şartları tamamlandığı ana kadar geriye etkili sayılmıştır. Böylece borçlar takas beyanının yapıldığı zaman değil, takas şartlarının gerçekleşeceği an düşmüş olacaktır. İki borç miktarca farklı ise, takas sonucunda az olan borç tamamen, diğeri ise kısmen sona erer. Mahsup alacaktan indirilme yapılması söz konusudur. Fakat indirilen miktar mukabil bir alacak değildir. Dava dayanağı hukuki olay inkâr edilmemekle birlikte, talep sonucunu reddeden, bir hakkın doğumuna engel olan veya hakkı sona erdiren yeni olayların ileri sürülmesine "itiraz" denir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kaytılı olduğu, davalının takas mahsup talebi bakımından Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/189 Esas sayılı dosyasında verilen ilamın davalı tarafça ilamlı icraya konu yapıldığı, davacı tarafından ödeme yapıldığından bu dosya açısından takas-mahsup defi koşullarının oluşmadığı, Eskişehir 2. İş Mahkemesi'nin 2014/447 ve Eskişehir 1....
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; somut olayda resmi olmayan şekilde yapılan satış vadi sözleşmesinin geçerli olmayıp davalının aldığını vermekle yükümlü olduğunu , ihtarnamenin davalıya 09/01/2016 tarihinde tebliğ edildiğini , temerrüt tarihinin 20/01/2016 tarihi olarak tespit edildiğini , her ne kadar davalı taraf 02/05/2019 tarihli dilekçesi ile takas mahsup talebinde bulunmuş ise de, takas ve mahsup talebinin süresinde verilen cevap dilekçesi ile talep edilebileceğini , davalının cevap dilekçesinde takas mahsup talebinde bulunmadığını , davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen takas mahsup talebine davacı tarafın itiraz ettiğini ve takas mahsup talebine muvafakatlarının olmadığını beyan etmeleri karşısında, süresinde olmayan takas mahsup talebinin dava konusu içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ancak gerekirse davalının bu hususta dava açabileceği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile, 150.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi...
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; somut olayda resmi olmayan şekilde yapılan satış vadi sözleşmesinin geçerli olmayıp davalının aldığını vermekle yükümlü olduğunu , ihtarnamenin davalıya 09/01/2016 tarihinde tebliğ edildiğini , temerrüt tarihinin 20/01/2016 tarihi olarak tespit edildiğini , her ne kadar davalı taraf 02/05/2019 tarihli dilekçesi ile takas mahsup talebinde bulunmuş ise de, takas ve mahsup talebinin süresinde verilen cevap dilekçesi ile talep edilebileceğini , davalının cevap dilekçesinde takas mahsup talebinde bulunmadığını , davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen takas mahsup talebine davacı tarafın itiraz ettiğini ve takas mahsup talebine muvafakatlarının olmadığını beyan etmeleri karşısında, süresinde olmayan takas mahsup talebinin dava konusu içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ancak gerekirse davalının bu hususta dava açabileceği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile, 150.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi...
HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde takas ve mahsuba konu edileceği tartışmasız olup, takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi de zorunlu değildir. İlama dayalı takas iddiası, icra mahkemesinde her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlu şirketin takas hakkı, ... 10....
İcra Müdürlüğünün 2018/7740 esas sayılı icra takip dosyasına konu alacaktan takas ve mahsubuna, yapılan takas ve mahsup neticesinde davacı T1 İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün 2018/7740 Esas sayılı dosyasında 47.844,00- TL asıl alacak ile 16.899,31- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.743,31- TL alacağı kaldığının tespitine karar vermiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/9484 (eski 2002/4265) sayılı dosyasında takip yaptığını, o dosyadaki alacağı ile bu dosyadaki borcunun takas ve mahsubu talebinde bulunduğu, Mahkemece, evrak üzerinde alacaklının cevap ve delilleri sorulmadan o dosyadaki takibin kesinleştiği nazara alınarak talebin kabulüne karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince hüküm temyiz edilmiş, karar Dairemiz'ce onanmıştır. 6098 sayılı TBK'nun 139. maddesinde; "İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir...Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir." düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, borçlunun takas mahsup talebine konu olan Bursa 10....
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “takas” ve “mahsup” kavramlarının açıklanmasında fayda vardır. Hemen belirtmek gerekir ki; takas ve mahsup farklı iki hukukî kurumdur. Sık sık birlikte ve aynı anlamda kullanılmaları yaygın ise de bu durum sadece benzer olmalarından kaynaklanmaktadır. İki kurumu ayrı ayrı ele almak gerekir. Hukukumuzda takas, birbirine karşı bir miktar para veya aynı cins alacağa sahip kişilerden birinin karşı tarafın kabulüne ihtiyaç duymaksızın tek taraflı beyanı ile bu alacakları az olanı tutarında sona erdiren yenilik doğurucu bir hukukî işlemdir. Böylece takas ifa masraf ve külfetine katlanmadan, her iki tarafı da borcunu ifa ve alacağını tahsil etmiş durumuna getirir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 139. maddesinde “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir....
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, def'i olarak da ileri sürülebilir. Takasın def'i olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup def'i sebebi ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir..." yazılı olduğu görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta; davalı vekilinin dava dilekçesine cevap verirken takas-mahsup def'inde bulunmadığı, bilirkişi raporuna karşı yapılan itiraz dilekçesindeki takas-mahsup def'inin -davacı tarafça da kabul edilmediği - savunmasının genişletilmesi niteliğinde olduğu, ayrıca mahsubu talep edilen alacakların aynı nitelikte alacaklar olmadığı hususu da dikkate alındığında mahkeme hükmünde isabetsiz bulunmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Davalı sözleşme gereğince davacıya 8.000 USD depozito vermiş olup, cevap dilekçesi ile takas ve mahsup talebinde bulunmuştur. Davada davacının toplam tazminat alacağı miktarı nazara alınarak bu miktar üzerinden davalı tarafından ödenen depozito miktarı mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken takas mahsup talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 20/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....