WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda da değinildiği üzere, HMK.nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, buradan hareketle mahkemece, borçlunun, icra müdürlüğüne başvurusu takas-mahsup talebi olarak değerlendirilerek, her ne kadar icra müdürlüğünce takasmahsup talebinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir ise de, gelinen aşamada, mahkemece takasmahsup koşullarının oluşup oluşmadığı, şayet takasmahsup koşulları oluşmuş ise dosya borcunun kapanıp kapanmadığı araştırılarak, buna göre de teminat mektubunun iadesinin gerekip gerekmediği hususları hakkında gerekçe ve hüküm oluşturulması gerekirken, borçlu tarafça icra müdürlüğüne yöneltilmiş takas - mahsup talebi olmadığından bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Mahkeme, eldeki davanın kısmi dava olması, takas-mahsup talebinin açılacak ek davada tartışılması gerektiği gerekçesiyle talebi dikkate almamıştır. Her eda davası bir tespit hükmü içerdiğinden, davalının takas-mahsup talebi dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerekirken hatalı bir değerlendirme ile takas-mahsup talebinin açılacak ek davada tartışılması gerektiği gerekçesiyle, takas-mahsup talebinin dikkate alınmaması bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dosya borçlusu ... ise 06.11.2012 tarihinde icra emri tebliği üzerine aynı ilamdan kaynaklı alacakları bulunduğunu bildirerek takas mahsup def'inde bulunmuştur. Tarafları aynı olan kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayanılarak takas-mahsup istenilebilir ise de bu halde takas-mahsuba konu alacaklar üzerine üçünçü şahıslarca takas-mahsup talebinden önce haciz konulmuş ise bu hacizler nazara alınarak bakiye alacak kaldığı takdirde takas-mahsuba karar verilebilir. Somut olayda üçüncü şahsın hacze konu alacağı toplam dosya alacağından fazla olduğundan İcra Müdürünün takas-mahsup talebinin reddine dair 08.11.2012 tarihli kararında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece bu işlemin iptali yönündeki şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken takas-mahsup işleminin kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....

        İcra Dairesi'nce takas mahsup kararı verildiğinden bu kararı etkisiz hale getirecek şekilde karar verilemeyeceği gibi hacizlerin takas mahsup talebinden sonra konulmuş olduğundan takas mahsuba engel olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve takas mahsup yapılamayacağına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş, davalı alacaklı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemizce 2020/34 XX 114/1372 K sayılı karar ile, "... icra müdürlüğünden talep edilen takas mahsup istemi üzerine, talebin reddine dair verilen karara karşı şikayet yoluna başvurulması ve karşı tarafın da takas mahsup şartlarının oluşmadığına dair itirazının bulunması karşısında, şikayeti inceleyen mahkemece, mahkemeye yapılan takas mahsup talebi gibi değerlendirme ve yargılama yaparak bir karar vermesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlunun takas hakkı, Adana 4....

        Her ne kadar, mahkemece davalı tarafın süresi içerisinde takas ve mahsup def'inde bulunmadığı gerekçesi ile davalının takas ve mahsup talebi reddedilmiş ise de davalı taraf takas ve mahsup def'ini cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, ancak mahsup defi'ine karşı süresinde davacı taraf savunmanın genişletildiği iddiası ile itiraz da bulunmadığından mahsup def'inin dikkate alınması gerekir. Bu sebeple, davalı işveren tarafından ıslah öncesi ve birleştirilen davanın karar tarihinden ve ıslahtan sonra ileri sürülen takas ve mahsup def'i dikkate alınmak suretiyle davalı işverenin sorumluluğu gereği ödemek zorunda kaldığı miktar belirlenip davacının kıdem tazminatı alacağından mahsup edilmesi ve kalan miktar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken bu hususlar gözönünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Bu durumda, her ne kadar vekalet ücreti alacağı, takas-mahsup talebine konu olmaz ise de, vekalet ücreti alacağı olan borçlu taraf, bu hakkından vazgeçerek takas-mahsup talebinde bulunabilir. O halde, mahkemece, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle borçlunun takas-mahsup talebi esastan incelenip, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürlüğünün dosyasında yapılan itiraza ilişkin itirazın iptali davasında davalı T1 takas mahsup definde bulunmuş ve fakat takas mahsup defi kabul edilmemiştir. Söz konusu karar istinaf incelemesi için istinaf mahkemesine gönderilmiştir. 6100 Sayılı HMK nın 114/1- ı maddesinde derdestlik dava şartı açıklanmış olup aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması bir dava şartıdır. İstinaf incelemesi talep edilen olayda ise itirazın iptali davasında takas mahsup bir defi olarak ileri sürülmekle o davada çözümlenmesi gereken bir ön mesele kabilindendir....

            Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, def'i olarak da ileri sürülebilir. Takasın def'i olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup def'i sebebi ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut olayda; davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; işverence davacıya 24.05.2011 tarihinde eşine olan nafaka borcu sebebi ile 2.000,00 TL verildiğini ve karşılığında senet alındığını, senedin bir kısmının ödendiğini, ancak 1.250,00 TL 'lik kısmının ödenmediğini, bu miktarın davacının alacaklarından mahsubunu talep ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece söz konusu takas mahsup def'i üzerinde hiç durulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır....

              Mahkeme ilamı sonucunda davalının alacaklı olduğu kesinleşirse, takas mahsup def'i de hükmünü doğurur, davalının alacaklı olmadığı kesinleşirse, bu kez takas mahsup def'i hükümsüz kalır ve bu son durumda davalı, borcunu ifada gecikmesinin ve temerrütünün sonuçlarına katlanır. Bu durum karşısında mahkemece, davalı vekilinin takas mahsup savunmasında bildirdiği mahkeme kararının kesinleşmesi beklenerek, davalının takas mahsup def'inin yukarıda açıklanan şekilde incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir....

                Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" hükmüne yer verilmiş ise de; borçlu vekilinin, vekalet ücretinin takas-mahsuba konu edilemeyeceği yönündeki yasal hakkından vazgeçebileceğini, takas mahsup şartları gerçekleşmesine rağmen icra müdürlüğünün bu talebi reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek takas mahsup talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararı kaldırılarak takas mahsup talebinin mahkemece kabulüne karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu