ve Mahsup Sözleşmesi."...
Bu durumda birleşen dava yönünden 23.109,12 TL tutarında alacak hesaplanmaktadır." denildiğini, bilirkişice, takas ve mahsubun mümkün olduğunun tespit edildiğini, yerel mahkemenin de bahsi geçen bu raporu ve tespiti hükme esas aldığını, ancak buna rağmen yerel mahkemece alacakların takas ve mahsubunun yapılmadığını, bu nedenle yerel mahkeme hükmünün hatalı olduğunu, söz konusu alacakların karşılıklı ve birbirine özdeş olduğunu, karşılıklı ticaretten doğduğunu, alacakların söz konusu olduğunu, bu nedenle takasının mümkün olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan takas ve mahsuplaşmaya ilişkin sözleşme örneğini dosyaya sunmalarına rağmen yerel mahkemenin "...Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından şirket temsilcisinin ... olduğunu, mahsup ve takas sözleşmesinin şirketi temsile yetkili olmayan ... tarafından imzalandığı..." gerekçesiyle bu Takas ve Mahsup Sözleşmesini hükme esas almadığını, yerel mahkemenin bu gerekçesinin hatalı olduğunu, bahse konu "Takas ve Mahsup Sözleşmesi...
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut olayda, davalı cevap dilekçeside davacının 1.300 Euro ve 4.100 TL olarak bankadan çektiği paraları kendilerine vermediğini ileri sürüp takas-mahsup iddiasında bulunmuş, davacı vekili ise 10/04/2012 tarihli dilekçesinde " davacının davalı işveren için bankadan bahsedilen paraları çekse bile bu paraları işverene verdiğini, vermemiş olsaydı davalının çoktan hukuksal işlem başlatacağını" beyan etmiştir....
Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, tazminat, birleşen dava kalan iş bedelinin tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-1086 Sayılı HUMK'nın 204 ve devamı maddeleri uyarınca takas ve mahsup talebi karşı dava niteliğindedir. Somut olayda, karşı davada iş bedelinden bakiye alacak asıl davadaki zarar istemine karşı talep olunmuştur. Esasen taraflar arasında bakiye alacak kaldığı uyuşmazlık konusu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takas mahsup talebi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklılar vekili, müvekkilinin......
İSTİNAF: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini aynen tekrarla, hükme esas alınan 13/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda takas mahsup iddilarının geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde dosyaya fazla ödenmiş olan para miktarının 351.891,38 TL olduğu; takas mahsup iddialarının geçerli olduğunun kabul edilmemesi halinde dosyaya fazla ödenmiş olan para miktarının 189.102,18 TL olduğu belirtildiği halde, haciz tehdidi altında yapılan fazla ödemenin mahkemece taraflarına iade edilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada mevcut davacı ile davalı arasında imzalanan 18/01/2016 tarihli protokol ile takas mahsup işleminin kabul edildiği ve mahsuptan sonra kalanın borçlu şirkete geri ödeneceğinin açıkça kabul edildiğini, TBK'nun 188/1 maddesi uyarınca alacağın temlik edilmiş olmasının takas mahsup talebine engel olamayacağını ileri sürerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2018/7740 esas sayılı icra takip dosyasına konu alacaktan takas ve mahsubuna, yapılan takas ve mahsup neticesinde davacı T1 İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün 2018/7740 Esas sayılı dosyasında 47.844,00- TL asıl alacak ile 16.899,31- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.743,31- TL alacağı kaldığının tespitine karar vermiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2020 Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin alacağının daha yüksek olduğunu belirterek her iki icra dosyası arasında takasa caiz olan alacaklar dikkate alınarak gerekli takas mahsubun yapılmasına, alacaklar yönünden Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2019/2020 E. Sayılı dosyasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının işçilik alacağı olduğunu, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2021/4478 esas sayılı takip dosyasının konusunun ise iş hukukundan kaynaklı bir alacak olmadığını, müvekkilinin ilama bağlı alacağı ile davacı şirketin alacağının takas ve mahsup edilmemesi gerektiğini, farklı türden iki alacağın söz konusu olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; takas ve mahsup talebine konu, Ankara 7....
İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyası ile takip başlattıklarını belirterek takas ve mahsup talebi ile ... 31. İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı takibinin iptalini talep etmiştir. Alacaklı vekili ilama dayalı alacakların kesinleşmeden takasa konu edilemeyeceğini, avukatlık ücretinin takasa konu edilemeyeceğini iddia ederek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, her iki tarafın da alacak ve borçlarının maddi anlamda kesinleşmesi gerektiği, takibin şeklen kesinleşmesinin yeterli bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/70 D.İş. sayılı dosyasında yaptırdıkları tespite dayanarak, binadaki eksik ve ayıplı işler bedeli için davacıdan toplam 4.800,00 TL alacaklı olduklarını savunarak, mahsup itirazında bulunmuştur. Mahkemece, davalının bu alacağı takas alacağı ve bunun ileri sürülmesi takas def'i olarak nitelendirilmiş ve süresinde ileri sürülmediği gerekçesiyle dikkate alınmamıştır. Oysa, takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır....