"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle cevap süresi içinde açılan karşı davanın HUMK'nın 204. maddesi hükmünce takas ve mahsup talebi niteliğinde bulunmasına, asıl davada yükenici alacağından ayıplı imalât bedelinin mahsup edilmesinde isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme ilamı sonucunda davalının alacaklı olduğu kesinleşirse, takas mahsup def'i de hükmünü doğurur, davalının alacaklı olmadığı kesinleşirse, bu kez takas mahsup def'i hükümsüz kalır ve bu son durumda davalı, borcunu ifada gecikmesinin ve temerrütünün sonuçlarına katlanır. Bu durum karşısında mahkemece, davalı vekilinin takas mahsup savunmasında bildirdiği mahkeme kararının kesinleşmesi beklenerek, davalının takas mahsup def'inin yukarıda açıklanan şekilde incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir....
alacağının davalı tarafça alınan kira bedellerinden takas- mahsup edilmesini" talep ettiğine göre mahkemece davacının takas-mahsup talebi dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ve davalının yaptığı imalat ve masraflara ilişkin hakkı saklı tutulmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
değerlendirilmesi ile davalının takas ve mahsup defi kapsamında kalan alacağının olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yine davalının takas ve mahsup edilecek alacağının mevcut olup olmadığının az yukarıda izah edilen şekilde araştırma yapılarak,mevcut olduğunun anlaşılması halinde,sözleşmenin 4.k maddesinde kesin teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin kararlaştırmanın uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının da mahkemece değerlendirilmesi gerekirken,izah edilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu davacı tarafça usulüne uygun bir takas ve mahsup bildiriminin taraflarına yapılmadığını, kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,33 vd. maddeleri uyarınca açılmış ilamlı takipte takas, mahsup ve itfa nedenine dayalı icranın geri bırakılması istemidir....
Alacağın dayanağını teşkil eden sözleşmede bankanın rehin, hapis ve takas hakkı hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı görülmektedir. Bu durumda kredi sözleşmeleri ve davacıdan alınan ek sözleşmedeki taahhütü kapsamında davacının davalı banka nezdinde ki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının takas-mahsup talebinin yargılama sırasında değerlendirilmesinin gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. ... HUMK'nun 204.maddesinde, takas-mahsup talebinin davayı mütekabile (karşı dava) addolunacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanununun 122.maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır .......
Takas bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. 6098 Sayılı Borçlar Kanununun 102.maddesinde mahsup; “ Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı takas def'inde bulunmakla beraber mahsup talebinde bulunmuştur. Yukarıda da belirtildiği üzere, mahsup her aşamada ileri sürülelir. Yeterki davacının savunmasının genişletilmesi itirazı ile karşılaşmasın. Davalının mahsup talebi, davacının, süresinde olmadığı yönünde bir savunması ile de karşılaşmamıştır....
Somut olayda davacının takas mahsup talebine dayanak teşkil eden icra takibinin borçlunun itirazı üzerine durduğu ve itirazın iptali davasının Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1693 E. sayılı dosyası ile derdest olduğu" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay 6....
Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır....