İcranın geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle söz konusu alacak takas dermeyan edilen tarih itibariyle infaz edilebilir bir alacak niteliğinde olmadığından davacının takas mahsup talebine dair davasının reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Başvuru, takas mahsup iddiasına dayalı takibin iptali istemine ilişkindir. İki kişinin karşılıklı ve aynı cinsten muaccel olan borçlarının birbirini karşıladığı oranda, taraflardan birinin tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmesine takas denilmektedir. Borcun sona ermesi hallerinden biri olan takas, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 139. maddesinde; ''İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.'' şeklinde düzenlenmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da vurgulandığı üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda; takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak: 1) Takasa konu alacağın, İİK.nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2) Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3) Alacağın ilama bağlanması hallerinde icra mahkemesinde incelenmesi ve istemin sonuçlandırılması mümkündür. Bir başka anlatımla, BK.nun 118. maddesinde takas isteminin kabulü için öngörülen koşullar genel mahkemelerde görülmekte olan davalarla ilgili olup, icra mahkemesindeki takas talebi yukarıda yazılı koşullara göre değerlendirilmelidir....
Davalı karşılık dava açmadan sadece takas savunmasında bulunmakla yetinebilir. Somut olayda, davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile davacıya ihtiyaçları nedeni ile 2000,00TL ödeme yapıldığını belirterek takas/mahsup talebinde bulunmuştur. Davacı asil duruşmadaki beyanında Kasım/2018 tarihinde bedelli askerliğe giderken işverenden 2000,00TL aldığını kabul etmiştir. Mahkemece, takas ve mahsup talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmiştir. Anılan sebeple, savunma ve tarafların delilleri değerlendirilerek, Anayasa’nın 141. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun şekilde davalının takas/mahsup talebi konusunda değerlendirme yapılarak gerekçe tesis edilmesi suretiyle bir karar verilmelidir....
Mahkeme de asıl alacak yanında karşı davadaki alacağın da mevcut olduğu ve bunun daha fazla olduğu sonucuna varırsa asıl davanın takas ve mahsup sonucu reddi ile karşı davanın fazla alacak miktarı yönünden kabulüne karar vermelidir. Ayrıca vekâlet ücreti ve ilâm harcının hesabında takas ve mahsup sonucu bulunan miktar esas alınmalıdır. Somut olayda mahkemece karşı dava yoluyla ileri sürülen takas ve mahsup talebi dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Bu nedenle Dairemizin 31.05.2007 gün ve 2006/893 Esas-2007/3687 Karar sayılı bozma ilâmının kaldırılması gerekmiştir. Ancak vekâlet ücreti ile karar ve ilam harcı hesabının takas ve mahsup sonucu bulunan miktara göre yapılması gerekirken, her iki talep yönünden ayrı ayrı yapılmış olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. Ancak mahkemece yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Bu hale göre mahkemece davalıların süresinde yaptıkları takas ve mahsup talebi dikkate alınarak delillerin toplanması gerçek zararların belirlenmesi davalının uğradığı zararın kanıtlanması halinde mahsup işleminin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalıların talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 24.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, takas mahsup talebi, bu talebin ancak açılacak dava yoluyla istenebileceği kanaatiyle reddedilmiş, davanın kabulüne karar verilmiştir. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi defi olarak da ileri sürülebilir. Davalının takas ve mahsup talebine konu ceza-i şart dava konusu sözleşmenin 14. maddesinden kaynaklanmaktadır, davalının somut olayın özelliğine göre bu konuda takas mahsup talep hakkı olup, bunun için ayrıca bir karşı dava açma zorunluluğu yoktur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/365 ESAS- 2020/518 KARAR DAVA KONUSU : TAKAS MAHSUP TALEBİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takas-mahsup talebine konu davada borçlu olarak gözüktüğü dosyanın İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2013/3127 Esas sayılı dosyası olduğunu, müvekkilinin İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2013/3127 Esas sayılı dosyasından boşanmış olduğu davalıya yoksulluk nafakası ödediğini, yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 9....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; borçlunun İİK'nın 71. maddesine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki aşamada ileri sürdüğü takas mahsup talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 71., TBK md 139., 3. Değerlendirme Şikayetçi borçlu tarafından işbu dosya borcu ile takas ve mahsubu istenen Kayseri 8....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının takas-mahsup talebi olmadığı halde yargılama sırasında mahkemece takas değerlendirilmesinin gerekip gerekmeyeceği ve davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 132. maddesi ( Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 204. mad.) ile hüküm altına alınan karşılık dava ile isteyebilir. Ancak, Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır. Davalı karşılık dava açmadan sadece takas savunmasında bulunmakla yetinebilir....