tarihinde itiraz geldiğini, 01.11.2021 tarihinde yapılan 58.983,63 TL lik harcamaya 03.01.2022 tarihinde itiraz geldiğini, 02.11.2021 tarihinde yapılan 53.853,96 TL lik ve 51.077,75 TL lik harcamalara 28.11.2021 tarihinde itiraz geldiğini, davalı müşteriden ilgili harcama itirazı ile ilgili belgenin talep edildiğini, davalıdan belge temin edilememiş olup 13.01.2022 tarihinde davalının hesabında yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle 21.192,53 TL, 22.02.2022 tarihinde 58.983,63 TL, 07.07.2022 tarihinde 53.853,96 TL ve 51.077,75 TL Bankaca müvekkil şirket hesabından tahsil edildiğini, söz konusu tahsilat bedellerinin müvekkili şirket hesaplarından tahsil edildiğini ve ... sayılı icra takibinin başlatıldığını, 27.05.2022 tarih itibariyle 83.461,34 TL ve 2022/12574 E. sayılı icra takibinin başlatıldığını, 28.07.2022 tarihi itibariyle 103.775,60 olmak üzere toplam 187.236,94 TL zarara uğradığını,......
Şti. vekili, davalı ...’ne karşı cari hesap alacağını tahsil etmek amacıyla takip başlattığını, ancak borçlunun asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazdan sonra, 09.05.2014 tarihinde, asıl alacak olan 11.579,55 TL’nı haricen banka hesabına havale yoluyla ödediğini, ancak alacağın ferilerini ödemediğini, 526,75 TL harç, 29 TL icra masrafı ve 1.389,36 TL vekalet ücretinin de ödenmesi gerektiğini, bu nedenle ekteki icra dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın sadece vekalet ücreti, icra masrafı ve tahsil harcı yönünden iptalini, takibin bu yönden devamını ve %20 icra inkar tazminatı ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dava dışı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu ve kredi borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin ödediği bedeli, davalıdan tahsil için takibe geçtiğini, ancak itiraz nedeni ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşma sırasında asıl alacağı kabul ettiğini, ancak faize itiraz ettiğini ifade etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının, kefil sıfatı ile ödediği kredi borcunu tahsil için asıl borçlu davalıya karşı takibe giriştiği, davacının bu nedenle davalıdan alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi : Gördes İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava 3489 sayılı Bankalar Kanunu’nun Ek 5 nci maddesine dayalı sıra cetvelne itiraz davasıdır. İcra Mahkemesince davacı banka alacaklarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tahsil edilebileceği ancak bu alacağa imtiyaz tanındığına dair yasalarda bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.2006 gün ve 19-649/661 E....
Ne var ki sıra cetveline itiraz edebilmek için müşterek borçludan alacaklı olmak gerekir. Bu husus dava şartı niteliğindeki “hukuki yarar”ın gereğidir. Hükmün kesinleşmesinden önce şikayetçinin alacağını tahsil etmesi ile hukuki yarar ortadan kalktığından, bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 20.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, 4458 sayılı Kanun'un 201. maddesinde; süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır....
davacının iptal davası açtığı, … İdare Mahkemesi'nin … günlü, E:…, K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararına itiraz edilmediğinden ecrimisil alacağının kesinleştiği, İdarenin, söz konusu ecrimisil ihbarnamelerine dayanarak; - 19.11.2012 tarihinde, davacının …Bankası A.Ş. … Şubesi hesabından e- haciz yolu ile 105,04 TL tahsil ettiği, - 19.11.2012 tarihinde, davacının … Bankası A.Ş. … Şubesi hesabından e-haciz yolu ile 67.475,95 TL tahsil ettiği, - 02.02.2016 tarihinde, gayrimenkulü kaydına konulan haczi kaldırmak için davacının idareye başvurarak 13.784,07 TL ödeme yaptığı anlaşılmakla; toplamda davacıdan tahsil edilen ecrimisil alacağının 81.365,06 TL olduğu, Bu durumda; davalı idarenin, davacıdan tahsil ettiği miktarın, dava dilekçesinde belirtildiği gibi 113.315,00 TL olmadığı ve 81.365,06 TL olduğu, yukarıda bahsedilen davalı idarenin kesinleşmiş ecrimisil alacakları ve gecikme zamları ile birlikte davacının toplam borcunun, tahsil edilen 81.365,06 TL'nin üzerinde olduğu anlaşılmakla...
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....
Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar....