Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 Sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca, süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının ve ödeme emrinin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır....

    Takip konusu alacak, 3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri gereğince ve anılan Kanuna aykırılık nedeniyle 08.07.2014 tarihli ve 26 ve 36 sayılı Belediye Encümeni kararı ile verilen para cezalarına ilişkindir Davacı idare tarafından verilen idari yaptırım kararının, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca davalıya tebliğ edilmesi ve itiraz süresi beklendikten veya itiraz üzerine red kararının kesinleşmesi halinde takibe konulması gerektiği kuşkusuzdur. Aynı yasanın 17.maddesi uyarınca, mahalli idareler tarafından verilen idari para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur. 6183 Sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince Belediyelerce verilen cezaların anılan Yasa hükümleri uyarınca takip ve tahsil edilmesi gerekir. Cezaya itiraz merciinin Sulh Ceza Mahkemesi olması cezanın niteliğini ve takip usulünü değiştirmez....

      Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir....

        Bu düzenleme gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklının bir sene içinde açacağı “itirazın iptali” davası ile takibe yönelik itirazın iptalini sağlaması mümkündür. Yine Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere, bu yola başvurmayan alacaklının, ister 1 yıllık süre içinde, isterse daha sonra bir alacak (tahsil) davası açarak alacağına kavuşması da mümkündür. Gerçekten de, alacaklının, başlatmış olduğu icra takibine yapılan itiraz üzerine, “itirazın iptali” davası açma olanağı var iken, tercihini bu yönde kullanmayıp, itiraza uğrayan takip konusu alacağını bir alacak (tahsil) 2011/19593-2012/6116 davası ile talep etmesini engelleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

                Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

                  Tahsil Harcı, Harçlar Kanununun 19. Maddesi “Bir menkulün teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcı; menkulün ilamda veya takip talebinde gösterilen değeri, bu yoksa takdir edilecek değer üzerinden hesaplanır.” şeklindedir. Tahsil harcının yükümlüsü kural olarak borçludur. Tahsil harçları, takip tutarı üzerinden hesaplanır. Takip masrafları ve işleyecek faiz için tahsil harcı tahakkuk ettirilemez. İcra takibi başlatılırken ödenen peşin harç da (Takip tutarının binde 5'i) tahsil harcındandır. Peşin harç, dosya kapanırken hesaplanacak tahsil harcından düşürülür. Somut olayda, tahsil harcı niteliği gereği normal şartlarda da borçlu tarafça Devlete yani Kamuya ödenen bir harç türü olup, dava dışı müflis Şirket iflas etmeseydi ve icra takibine borçlu olarak ödeme yapsaydı dahi asıl alacak ve ferisi niteliğinde olan işlemiş faizleri ile icra vekalet ücretlerini alacaklı T1 lehine ödeyecek, tahsil harcını ise Devlet Hazinesine /Maliye İdaresine ödeyecek idi....

                  Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 2.7.1966 gün ve E:1965/13; K:1966/6 sayılı kararında da belirtildiği gibi, eşya gümrükten çekildikten sonra yanlışlıkla alındığı veya fuzulen tahsil olunduğu açıkça anlaşılan vergilerin 87'nci maddeye göre geri istenmesi mümkündür. Olayda ise, yanlışlıkla alınan veya fuzulen tahsil edilen bir verginin söz konusu olmadığı, anlaşmazlığın eşyanın dahil olduğu pozisyondan kaynaklandığı anlaşılmakla, başvurunun Gümrük Kanununun 87'nci maddesi kapsamında incelenmesi hukuken mümkün değildir. Bu durumda; eşyanın dahil olduğu pozisyon ihtilafı nedeniyle tahsil olunan gümrük vergi ve resimlerinin yanlışlıkla alınan veya fuzulen tahsil edilen bir vergi olmadığı, bu itibarla başvurunun Gümrük Kanununun 87'nci maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu