Takibe 14/06/2022 tarihli tahliye taahhütnamesine dayalı olarak 22/07/2022 tarihinde başlanmış, 14 örnek tahliye emrinde tahliye tarihinin 05/07/2022 olduğu, tahliye emrinin 28/07/2022 tarihinde tebliği ile 01/08/2022 tarihinde yasal sürede davalı borçlu ve vekili tarafından ayrı ayrı dilekçe ile itiraz edilerek, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi imzalandığı tarihte boş olarak imzalatıldığı ve teslim alındığı bildirilmiştir. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmemesi gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 04/12/1957 tarihli, 11/26 sayılı kararı uyarınca alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemez. Somut olayda, davalı borçlu vekili takibe itirazında tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin imzalanması aşamasında boş olarak verildiğini bildirerek tarihe itiraz etmiştir....
Davalı borçlu itiraz etmediğinden icra takibi kesinleşmiştir. Takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı, İcra Hukuk Mahkemesinden davalı kiracı hakkında temerrüt nedeni ile tahliye isteminde bulunmuştur. Davaya dayanak teşkil eden ve hükme esas alınan 16.02.2009 düzenleme tarihli takip talepnamesinde hacizle birlikte tahliye istemi de bulunduğu ve örnek 13 ödeme emrinin davalı kiracıya tebliğ edildiği gözden kaçırılmıştır. Takip talebinde tahliye istemi olduğundan, ödeme emri takip talebine uygun olarak düzenlenmiş ve davalı kiracı borçluya usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı, ödeme emrine itiraz etmemiş, yargılamada savunma yapmamıştır. Bu durumda davalı kiracı ... hakkında temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Mahkemece yapılacak iş temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından süresinde itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece süresinde itiraz ve ödeme bulunmadığından bahisle tahliyeye karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Takip dosyasında davalıya örnek 13 ödeme emri gönderilmesi gerekirken Örnek 7 ödeme emri gönderildiği ve ödeme süresinin Otuz gün yerine Yedi gün olarak verilmiş olduğu görülmüştür. İ.İ.K.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile Borçlar Kanunun 260. maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda temerrüt oluşmadığından tahliye istenemez. Bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir....
Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....
Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalı borçluların icra dosyasındaki ilk itirazlarında kefalete ve ödeme emrine itiraz etmediğinden İİK 63. maddesi uyarınca itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceğinden bu husustaki itirazlarının reddedildiği, ancak ödeme emri tebliğinin 05/01/2015 tarihinde olduğu, alacaklı davacının 22/01/2015 tarihinde 30 günlük yasal ödeme süresi dolmadan tahliye davası açtığı gerekçesiyle tahliye davasının reddine ve toplam 5.000 Euro kira bedelinin sadece 3.750 Euro kısmı ödenmiş olduğundan bu bedelin düşülerek bakiyesi 1.250 Euro kira bedeli üzerinden takibin devam etmesi gerektiğinden bu kısım için itirazın kaldırılmasına ve eksik edilen kısım için %20 tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracıların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracılar tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur. Dosya kapsamından davalı kiracılar tarafından ödeme emrinin tebliğinden sonraki 30 günlük yasal süre içinde kiralayana ödeme yapıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü ve tahliye yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı borçlunun itiraz dilekçesi ile takibe dayanak tahliye taahhüdündeki imzasına ve tarihe itiraz etmediği, kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge getiremediğinden davanın kabulüne, davalının tahliye taahhütnamesinde yazılı adresten tahliyesine karar verilmiştir....
Bunun üzerine icra memuru bir tahliye emri tebliği suretiyle taşınmazın on beş gün içinde tahliye ve teslimini emreder. Tahliye emrinde: Kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve yerleşim yerleri ve mukavele tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla çıkarılacağı yazılır'' düzenlemesi yer almaktadır. Yine İİK'nun 274. maddesinde ''İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur. 63, 64 ve 65 inci maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir" düzenlemesi bulunmaktadır. İİK'nun 275. maddesinde ise "İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Borçlulardan ...'na ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında duruma etkili değildir. Tahliye istemi bölünemeyeceğinden alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunması gereksiz ve geçersiz olup istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....