Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

    İcra Müdürlüğü 2019/37224 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra takibinin kesinleştiğini, davalı yanın vekilleri aracılığıyla icra takibinin kesinleşmesinin akabinde müvekkili şirket aleyhine mal varlığı araştırması yapılmasını ve bulunması halinde haciz şerhi konulmasını talep ettiğini, bu talebin kabul edilerek müvekkili şirketin bütün malvarlığına haciz konulduğunu,bu durumun 28/12/2019 tarihinde müvekkiline ait aracın yakalanması sonucu öğrenildiğini, davalı yan tarafından iddia edilen alacak ve feriler toplamının 900.000 TL küsür olmasına rağmen değeri milyonları bulan müvekkiline ait taşınır ve taşınmaz malvarlığına usul ve yasaya aykırı bir şekilde haciz işlemi uygulandığını,taşınır ve taşınmaz değerlerinin dosya borcunun çok çok üzerinde olduğunu,bu nedenle uygulanan haciz işleminin aşkın haciz olduğunu,dosya borcunun işlemiş faiz kısmına TBK madde 120 uyarınca itiraz ettiklerini,itirazları doğrultusunda faiz hesabının TBK madde 120 mucibince hesaplanmasını...

    Taşkın haciz şikayetinin öğrenmeden itibaren başlayan 7 günlük yasal süresi içerisinde yapıldığının kabulü halinde takip miktarı dikkate alındığında salt maaş haczi yapılması borcun ödenmesi için yeterli değildir. 34 XX 359 plakalı araca haciz uygulanması taşkın haciz yapılması sonucunu doğurmaz.Belirtilen nedenlerle davanın reddine dair hüküm kurulduğu " şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususlar tekrar edilerek, tebligat meselesinde mahkemenin TEB Kan....

    Davalı T3'in 14.01.2021 tarihli dilekçesinin ihtiyati haciz kararın itiraz mahiyetinde olmadığı, taşkın haciz yapıldığına yönelik haczin kaldırılması talepli dilekçe olduğu,mahkemece talebin reddine karar verildiği, söz konusu İstinafa konu ara kararın HMK 341. Maddesinde belirtilen istinafı kabil bir kararlardan olmadığı, taşkın haciz yapıldığı iddiasının ihtiyati haciz kararının uygulanmasına yönelik şikayet mahiyetinde olduğu ve ilgili merciden talep edilmesi gerektiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 341 ve 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı T5 vekilinin 06/01/2021 tarihli ara kararına ilişkin istinaf incelemesinden; Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmiş ve mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir....

    Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar hükmü nazara alınarak yapılan değerlendirmede; Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen kararının niteliği (...taşkın haciz...) itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının taşkın haciz şikayeti ile ilgili verilen karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin İİK'nun 363, 365/son HMK'nun 352/1- b maddeleri gereğince reddine oy birliği ile karar verilmiştir....

    Davalı vekili, Dairemizce verilen ihtiyati haciz kararının infazı aşamasında, dava değerini çok aşan miktarda malvarlığı üzerine taşkın haciz uygulandığı iddiası ile bunların kaldırılmasını istemiş ve İlk derece mahkemesince davacının isteğinin kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf itirazında bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK'nın 341.maddesinde ilk derece mahkemesinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir,ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır. İhtiyati haciz kararların infazı İİK 261 maddesinde düzenlenmiş olup, Dairemizce verilen ihtiyati haciz kararının infazı aşamasındaki İlk derece mahkemesi ve İcra dairesi işlemleri hakkında Dairemizin bir görev ve yetkisi bulunmadığından davacının İcra Dairesi işlemi hakkındaki talebi hakkında karar verilmesine yasal imkan bulunmamaktadır....

      Açılan Tazminat) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Erbaa' da tuğla alanında faaliyet gösteren sayılı firmalardan biri olduğunu, bünyesinde birçok işçi çalıştırması hususu da gözönünde bulundurulduğunda görüleceği üzere şirketin mal kaçırma ihtimali bulunmadığını, Ticaret Sicil Kayıtlarından davalı müvekkilinin iş yeri, yerleşim yeri ve çalışma yerinin sabit olduğunu, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmaya yönelik hiçbir eylemi söz konusu olmayıp İHTİYATİ HACİZ için kanunda aranan şartların gerçekleşmediğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu,. ayrıca verilen kararla taşkın haciz yapılma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğunu, bu durumun telafisi imkansız zararlara yol açabileceğini, kararın talep miktarı ile taşkın hacze sebep olmayacak şekilde sınırlandırılmamasının hukuka aykırı olduğunu, sadece menkul veya...

      Mahkemece öncelikle davacı kurumun diğer hacizli taşınmazlar nedeniyle borca yeteri kadar haciz yapıp yapmadığının belirlenmesi ile borca yeter miktardan fazla yapılan hacizlerin varlığı halinde taşkın haciz nedeniyle davacının talebinin yerinde olacağı hususu değerlendirilmeli, taşkın haczin olmaması halinde ise, mahcuzun değer tespitinin bu konuda bilirkişilik yapabilecek nitelikte uzman kişilerden haciz tarihindeki değeri dikkate alınmak suretiyle denetlenebilecek şekilde olan ve emsal taşınmazlar da belirlenerek haciz tarihine göre değer tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        İcra Müdürlüğünün 2021/2095 Talimat sayılı dosyasında taşkın hacze ilişkin itirazda bulunduğu, Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/348 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından alacaklı aleyhine istihkak iddiası nedeniyle dava açtığı ve davanın derdest olduğu görülmüştür. Şikayetin taşkın haciz şikayeti niteliğinde olduğu, davacı 3.kişinin icra takip dosyasında taraf olmaması ve takipte "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle taşkın haciz şikayetinde bulunamaz. Bu nedenle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        DAVA KONUSU : TAŞKIN HACİZ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2020/18869 E. Sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil aleyhine 650.000,00 TL bedelli senetle ilgili olarak takip başlatıldığını, dosyanın güncel borcunun 860.000,00 TL civarında olduğunu, alacaklı tarafça müvekkilin Ankara, Balıkesir ve Çankırı ilindeki onlarca taşınmazına haciz şerhi işlenip satış işlemlerine başlandığını, ayrıca banka hesaplarına ve araçlarına haciz konulduğunu, asıl alacak ve fer'ilerini aşana ölçüde taşkın haciz yapıldığını, dosya borcunu karşılamaya "Ankara ili, Çankaya ilçesi... 3 Parselde bulunan 15 Nolu mesken (değeri 450.00, 00TL) ve 14 Nolu mesken (değeri 450.000,00 TL) yeterli geldiğini beyanla, bu iki taşınmaz haricindeki hacizlerin kaldırılmasını istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu