Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile miras bırakan ... çekişme konusu 21 numaralı bağımsız bölümü ilk eşinden olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ikinci eşi ... temlik ettiği saptanmak, son kayıt maliki ...kızı olduğu, muvazaalı işlemleri bilebilecek durumda olup TMK'nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, çekişmeli taşınmazın 1/2 payı miras bırakan İbrahim ....... iken satış yoluyla davalı ...'ya intikal etmiş olup bu pay üzerinden tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken taşınmazın tümü bakımından hüküm kurulmuş olmasına rağmen temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davalı ...'nin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.336,50 ....

    tarihli dilekçe ile 3 ve 4 no’lu bağımsız bölümlerin henüz inşaa edilmemiş olmaları nedeniyle arsa payı üzerinden iptal tescile; 2 no’lu bağımsız bölümün ise önceki talep gibi tapu kaydının iptali ile miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ... tarafından diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak maliki olduğu 336 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’e, 333,1308 ve 1310 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’ya, 334 parsel sayılı taşınmazı ise davalı ...’e temlik ettiğini iddia ederek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, işlemlerin muvazaalı olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, devirlerin bağış amaçlı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece"...toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile, miras bırakan Mahmut tarafından davalılara yapılan temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur....

        İcra takibi ve davanın taraflar arasında imzalanan Franshising Sözleşmesinin davalı tarafından haksız sebeple feshedildiği iddiası kapsamında sözleşmenin haksız sebeple feshedilmesi sonucunda davacı şirket tarafından reklam ve royalty bedellerinin tahsili amacıyla davalı adına düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğunun düzenlendiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin...

          İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Tüketici Kanunda istisnai olarak belirtilen arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmayan uyuşmazlıklardan olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedildiği anlaşılmıştır. Açılan dava İİK.'nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. İcra takibinde vekili olarak takip eden avukatın İİK.'nun 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasında da ayrıca vekaletname sunması gerekir. İcra dosyasındaki vekilin açılan itirazın iptali dosyasında da vekil olarak kabulü mümkün değildir. İstinafa konu kararda tarafların yokluğunda verilmiştir. Dolayısıyla açılan itirazın iptali davasında istinaf eden davalı vekilinin sunmuş olduğu bir vekalet bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin vekalet ücretine hükmetmemesi yerindedir. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

          ye mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek dava konusu ... ada ..., ..., ... parseller ve ... ada ... parseldeki 8 numaralı bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmaması halinde tüm devredilen taşınır ve taşınmazların tenkisine karar verilmesini istemiştir. Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/363 Esas sayılı dosyasında davacı, mirasbırakanın... ada 10, ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu ...’e mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini, davalı ...’in ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payını kuzenleri olan davalılar ... ve ...’e muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemiştir....

            İcra müdürü, İİK m. 94/l c. 3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 c. 6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK m. 90) alınmış olur....

              ın maliki olduğu 12 nolu bağımsız bölümü mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı kızı...e temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal-tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmazın 510.000- TL bedelle satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, temliğin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince de davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...' nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....

                Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

                Ancak alacağın temliki yolu ile devredilebilir. Bu yasağa rağmen yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Zira nama yazılı senetler ancak alacağın temliki sonuçlarını yaratmak üzere devredilebilirler. Nama yazılı senet üzerinde yapılan ciro da temlikin sonuçlarını yaratabilir. (Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bas. sayfa 200) Bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü defiilerini ileri sürebilir. (H.G.K.11.4.2007 tarih 12- 206/202 sayılı kararı) Takip dayanağı bonoların TTK hükümlerine uygun olarak şekli unsurları taşıdığı, keşidecinin davacı borçlu T1 lehtarının dava dışı Garanti Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş, alacaklının ise bonoları alacağın temliki hükümlerine göre devralan Akbank A.Ş. olduğu ve dolayısıyla alacaklının yetkili hamil olduğu görülmektedir. Bu durumda yetkili hamil olan davalı alacaklının, keşideci olan davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatmasında herhangi bir yasal engel yoktur....

                UYAP Entegrasyonu