Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.” hükmünü haiz olup anılan maddenin uygulanabilmesi için dava konusunun ölen tarafın varislerine miras yoluyla intikali mümkün malvarlığına ilişkin olması gerekir. Eş söyleyişle dava konusunun sadece ölen tarafı ilgilendirdiği, miras yoluyla intikali mümkün olmayan bir hakka ilişkin olduğu hâllerde taraflardan birinin ölümü sonrasında mirasçılarla davaya devam edilemeyeceğinden HMK’nın 55. maddesi uygulama alanı bulmaz. (Kuru: s. 907, 914; .......... .......... Usul Medeni Usul Hukuku C. I, İstanbul 2017, s. 578). 6.2.4. Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55. maddesi gereğince Mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir....

    den intikal eden çekişmeli 564 ve 565 parsel sayılı taşınmazlarda miras bırakan ... tarafından satış yoluyla davalılara temlik edilen 2/8'er pay gözetilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazlarda 2/8'er payın davalılar adına olan tapu kaydının davacının 1/3'er miras payı oranında iptali ile davacı adına 2/24'er payın tesciline hükmedilmesi gerekirken, 564 ve 565 parsel sayılı taşınmazların tamamının miras bırakan ...'...

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/725 E-2014/426 K sayılı veraset ilamındaki payı oranında iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına, 1.bent 3.fıkranın yerine ; “... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 77 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına 96/288 hisse ile kayıtlı tapunun, davacı ...’in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/725 E-2014/426 K sayılı veraset ilamındaki payı oranında iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına, 1.bent 4.fıkranın yerine ; “ ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 78 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına 96/288 hisse ile kayıtlı tapunun,davacı ...’in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/725 E-2014/426 K sayılı veraset ilamındaki payı oranında iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına, 1.bent 5.fıkranın yerine ; “... ili, ... ilçesi, ......

        Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK. m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir....

          İcra müdürü, İİK. m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmühaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmühaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1,c,6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur....

          mal kaçırmak amacıyla davaya konu 59 ada 51 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümleri davalı oğlu ...'ye; 3 , 4 ve 7 numaralı bağımsız bölümleri eşi ...., 5, 6 , 8 nolu bağımsız bölümleri davalı oğlu .... muvazaalı olarak temlik ettiğini, sonradan .... bu yerleri yine muvazaalı olarak kardeşi .... intikal ettirdiğini, ayrıca, taşınmazdaki binada murisin yaptırdığı iki dükkan üzerinde 1. ve 2. katlardaki iki ev ve bir küçük eklentiyi 1988-1990 yıllarında kendisinin parasıyla yaptırdığını ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile, muhdesatın mülkiyetinin tespitine karar verilmesini istemiş; bilahare davacı vekili, tarafların annesi ....adına kayıtlı bağımsız bölümler yönünden davalarının bulunmadığını beyan etmiştir. Davalılar, yapılan temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ...e ait 3 parsel sayılı taşınmazdaki payın, adlarına intikali ve uygun bir alıcı bulunduğu takdirde satılması amacıyla davalılardan kardeşleri olan ...’ye vekalet verdiklerini, ancak davalı ...’nin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı eşi olan diğer davalı ...’ye devrettiğini, kendilerine satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek, davalı ... adına olan kaydın iptali ile, muris ... adına tesciline, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu payın davalı ... tarafından vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle diğer davalıya devredildiği, adı geçeninde vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

              ten gelen miras payının davalı kardeşlerine intikali amacıyla yapılmış olup gerçek bir satış niteliği taşımadığından bu satış işlemine karşı önalım hakkı ileri sürülemez. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması uygun görülmemiş, bu sebeple karar BOZULMASI gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle tasarrufun iptali davasının yasal şartlarının olmadığını, alacağın doğumundan itibaren 12 yıl kadar bir süre geçtiğini, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını, alacağın doğumu ile müvekkilinin miras bırakanı babası T3'dan kalan taşınmazdaki miras hisselerinin devri arasında 10 yılı aşkın süre geçtiğini, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, tasarrufun iptali davasının dinlenebilme şartı olan 2 yıl ve 5 yıllık sürelerin geçirildiğini, miras bırakan T3'ın 1998 yılında vefat ettiğini, dava konusu alacağın 2005- 2006 yılında doğduğunu, 2006 yılından beri herhangi bir haciz işlemi yapılmadığını, taşınmaz hisselerinin müvekkilince satın alındıktan sonra işbu davanın açılmasının kötü niyet taşıdığını, dava şartı olan aciz vesikası alınmadığını, geçen süre zarfında borçlu T6'ın menkul, gayrimenkul malının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazın intikal işleminin vekil olarak taraflarınca 21/04/2016 günü yapıldığını...

                . - KARAR - Davacı vekili, davalı borçlu kooperatif aleyhine icra takibi yaptığını, davalı arsa sahipleri ile borçlu yüklenici kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğunu, buna göre inşaat tamamlandığı halde, davalı yüklenicinin hak ettiği bir kısım bağımsız bölümün tapusunun yükleniciye devredilmediğini, yapılan icra takibinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici adına intikal edecek taşınmazlar üzerine haciz konulmasına karar verildiğini ileri sürerek, İİK'nın 94/2 maddesi gereğince aldığı yetki belgesine dayanarak davalı yükleniciye isabet eden 31 adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile davacı alacağının tahsili amacıyla davalı yüklenici kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu