WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın 19.04.2013 tarihli rapor ve eki krokisinde 18 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 18981,67 m2 lik taşınmaz, 23 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 6097,25 m2 lik taşınmaz, 24 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 20789,79 m2 lik taşınmaz, 26 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 8238,97 m2 lik taşınmaz, 28 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 4371,33 m2 lik taşınmaz, 29 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 1142,87 m2 lik taşınmaz ve 44 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 1890,20 m2 lik taşınmazda davacı ...'nın zilyetliğinin tespitine, birleşen Serik 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/229 Esas, 2014/613 Karar sayılı dosyasında davacı ...'in davasının kabulü ile; ... ili Serik İlçesi Akbaş Mahallesinde yer alan ve fen bilirkişisi ...... ...'...

    un çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 1955 tarihinde başladığını, öncesinde taşınmaz üzerinde kimsenin zilyetliğinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Esasen bu yön mahkemenin de kabulünde olduğuna göre zilyetliğin başladığı 1955 yılı ile taşınmazın tespitinin yapıldığı 1970 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. madesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinebilmek için gerekli 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı kuşkusuzdur. Ne var ki; mahkemece zilyetlik süresinin, 1955 yılı ile davalıların miras bırakanı ...'un davada müdahil olan ...'a taşınmazı haricen sattığı 1977 yılı esas alınarak yanlış hesaplandığı anlaşılmaktadır....

      nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, davalı taraf ile kira sözleşmesi akdettiği, ancak bir takım düzenleme neticesinde idare tarafından fuzuli şagil gibi gösterilerek, hakkında 3091 S.Y. uyarınca men kararı aldırıldığını, ancak idari yargı yoluyla bu kararın hükümsüz kaldığını belirterek, yeniden men kararı alınması ihtimali bulunduğundan zilyetliğinin korunarak müdahalenin önlenmesini talep etmiştir. Burada davacı, zilyetliğini mevcut kira ilişkisine dayandırmış ise de, kiracılık hususunda herhangi bir talebi bulunmadığı gibi, zilyetliğinin korunması dışında bir istemi de yoktur. O halde yalnızca taşınmaz zilyetliğinin korunmasına ilişkin uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

        Ancak dava konusu taşınmaz tapusuz olduğuna göre menkul mal hükmünde olup, sözleşme geçersiz olsa dahi zilyetliğin devredilmiş olması halinde, teslimle birlikte mülkiyet davalıya geçecektir. Her ne kadar senet içeriğinde taşınmazın zilyetliğinin davalıya teslim edildiği belirtilmiş ise de, dosya kapsamından davalının taşınmazda zilyet olup olmadığı kesin olarak tespit edilememiştir. Mahkemece dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler, çekişmeli taşınmazın kadastrodan önceki kullanım durumuna ve özellikle de taşınmazın zilyetliğinin muris tarafından davalıya devredilip devredilmediğine ilişkin ayrıntılı bir açıklamada bulunmamışlardır. Öte yandan, dava, taşınmazın aynına ilişkin olmasına rağmen taraf tanıklarının bir kısmı taşınmaz başında değil duruşmada dinlenilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞINMAZ ZİLYETLİĞİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taşınmaz zilyetliğinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece çekişmeli taşınmazın davalı tarafa ait olup, takasa konu olduğu, takas sırasında ve taşınmazın zilyetliğinin devri esnasında tüm maliklerin bulunmaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki davacı taraf zilyetliğinin hukuki bir sonuç doğurmadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Tapuda kaydı bulunmayan davaya konu taşınmazın 1963 yılına kadar davalılara ait tarım arazisi iken bu tarihte davacılarla yapılan takasla taşınmazın davacılara verilip, başka mevkideki davacılar yerinin davalılara devredildiği, 1963 yılından 1997 tarihine kadar davacıların taşınmazı aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla tasarruf ettikleri, 1997 yılında bir kısım davalıların takas işleminin geçerliliğini tartışır hale getirmeleri nedeniyle tarafların 1963 yılında gerçekleşen takası teyit amacıyla 29.4.1997 tarihli senedi yapıp imzaladıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşıım zilyetliği ile iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de; keşif yapılmadan karar verildiğini, mahallinde keşif yapılarak taşınmaz su altında kalsa bile pafta üzerinde değerlendirme yapılarak tespit öncesi davacının zilyetliğinin belirlenmeye çalışılması, ... Bölge Müdürlüğünden baraj için hangi tarihte su tutulmaya başlandığı, taşınmaz su altında kalmadan fotoğraf ve film çekilip çekilmediğinin sorulup saptanması, davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin ortaya çıkması halinde ise mülkiyetin tespitine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

                DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti U.i İnş.Turz.Madencilik San.ve Tic. Ltd. Şti. ile M. Mersin Turz. İnş.Tarım San.ve Tic. AŞ. aralarındaki Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti davasında mahkemenin görevsizliğine dair Dikili Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,50 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece taraflar arasındaki 19.7.1991 tarihli satış sözleşmesinin konusunun çekişmeli taşınmaz üzerindeki ev olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın üzerindeki iki katlı evin arsası ile birlikte davalıya satılıp, zilyetliğinin devredildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarından da çekişmeli taşınmaz üzerindeki iki katlı evin arsası ile birlikte davalıya satılıp, zilyetliğinin devredildiği anlaşılmaktadır....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Samsun İli, Atakum İlçesi, Atakum Mah. 8340 ada, 3 ve 4 no'lu parsellerde Ali kızı Hatice Yurdakul üzerine tapuya kayıtlı taşınmazın tamamının 20 yıl boyunca kiralanmasıyla ilili 27/12/2018 tarihinde yevmiye no'lu işlemiyle Hatice Yurdakul vekili Ali Osman Tüfenk ile sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından kiralanana 4 adet elektrik ve 3 adet su aboneliğinin mevcut olduğunu, elektrik aboneliğinin davacının üzerine iken haberleri olmadan davalının üzerine geçirildiğini, müvekkilinin taşınmaz ile ilgili projelerini tasarlarken 24/08/2019 tarihinde taşınmazın bulunduğu yere bariyerlerin yapıldığını, taşınmaz üzerine inşaat yerine girmek yasaktır yazıldığını, taşınmazı kullanma durumunun ortadan kalktığını, müvekkiinin zilyetliğinin taraflar arasında...

                    UYAP Entegrasyonu