WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/878 KARAR NO : 2021/758 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KUMLUCA SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2020 NUMARASI : 2019/523 2020/235 DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi....

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, karayolları kamulaştırma alanı içindeki taşınmazın zilyetliğinin davacılara ait olduğunun tespiti, müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Sulh hukuk mahkemesince, davanın malvarlığı hakkından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye hukuk mahkemesi ise, davacıların zilyetliğin kendilerine tanıdığı yetkiye dayanarak koruma talep ettiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesine göre sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları" görür. Dosya kapsamından, davacıların, karayolları kamulaştırma alanı içindeki taşınmazın zilyetliğinin davacılara ait olduğunun tespiti, taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve kal talebinde bulundukları anlaşılmıştır....

    Mahkemece, davalının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin terk edildiği, tespit gününe kadar davacı yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Askı ilan süresi içinde açılan kadastro davalarında davacı davasını kanıtlamak zorundadır. Davacının öncesinde davalının zilyetliğinde bulunan taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin evinin kapısından çıkarak ana yola geçmek için kullanmak şeklinde olduğu, taşınmazda ekonomik amaca uygun bir kullanımın bulunmadığı anlaşıldığına göre davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Nevar ki, Mahkemece, 25.09.2012 tarihli celsedeki beyanların tüm taşınmazlara yönelik olup olmadığı açık ve net olmadığı halde; davalıların çekişmeli 124 ada 64 ve 142 ada 69 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davaya cevapları ve her bir taşınmaz yönünden dayandıkları deliller netleştirilmeden hüküm kurulduğu gibi çekişmeli 106 ada 42 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davalılar ... ve ...; bağışlamaya dayandığı ve mahkeme kabulü de bu yönde olduğu halde çekişmeli bu parselin ... tarafından ...'a bağışlanarak zilyetliğinin devredilip devredilmediği yeterince araştırılmamış, yerel bilirkişi ve tanık beyanları taşınmazların ... 'dan kalıp kalmadığı, ...'den kalmış ise sağlığında ...'e bağışlanarak zilyetliğinin devredilip devredilmediği ve kime devredildiği, bağışlama yok ise ...'nin ölümünden sonra rızai paylaşma olup olmadığı hususlarında çeliştiği halde bu çelişkiler giderilmeden karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde davacının zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın sadece hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı bu anlamda taşınmaz üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak, taşınmaz zilyetliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki alacak, taşınmaz zilyetliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.11.2011 gün ve 23/302 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.05.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler....

            Kadastro tespitinde taşınmazın niteliği tarla olarak tespit edilmiş olduğuna davada Hazine taraf bulunmadığına göre, uyuşmazlığın taşınmaz üzerinde kimin zilyet bulunduğuna ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki; davacı taraf zilyetliğinin ispatı yönünden delil olarak tanık beyanına dayanmış olduğu halde, 03.06.2010 havale tarihli dilekçesi ile dosyaya bildirdiği tanıkları yöntemine uygun şekilde keşifte dinlenilmeksizin hüküm tesis edilmiştir....

              Dava konusu 410 ada 3 parsel sayılı taşınmazın muris...tarafından ölüm tarihi olan 10.10.1976 tarihinden önce; üzerinde ev olan güney bölümü ayrılarak, dava konusu taşınmazın kuzey bölümünü oluşturan kısmının kızı Kadriye Vardaroğlu’na bağışlandığı, Kadriye Vardaroğlu’nun da 24.03.1980 tarihli gayrımenkul satış senedi ile davalı ...’e satarak zilyetliğini devrettiği, taşınmazın güneyini oluşturan, üzerinde ev bulunan, taşınmaz bölümünün muris...tarafından 1961 yılında tarla satış senedi ile davalı ...’e satılarak zilyetliğinin devir ve teslim edildiği taşınmaz üzerinde davacının terekeden gelen bir hakkının kalmadığı, davalının kız kardeşi Kadriye’den satın alınan bölüm ile muris ...’den alınan bölümler üzerinde her iki satışın yapıldığı tarihten tespitin yapıldığı 2006 tarihine kadar 20 yılı aşkın süredir davalının zilyetliğinin devam ettiği, tespit gününde davalı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme...

                Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın reddedilmesi doğrudur. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu