Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak, taşınmaz zilyetliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki alacak, taşınmaz zilyetliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.11.2011 gün ve 23/302 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.05.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde davacının zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın sadece hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı bu anlamda taşınmaz üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Dava konusu 410 ada 3 parsel sayılı taşınmazın muris...tarafından ölüm tarihi olan 10.10.1976 tarihinden önce; üzerinde ev olan güney bölümü ayrılarak, dava konusu taşınmazın kuzey bölümünü oluşturan kısmının kızı Kadriye Vardaroğlu’na bağışlandığı, Kadriye Vardaroğlu’nun da 24.03.1980 tarihli gayrımenkul satış senedi ile davalı ...’e satarak zilyetliğini devrettiği, taşınmazın güneyini oluşturan, üzerinde ev bulunan, taşınmaz bölümünün muris...tarafından 1961 yılında tarla satış senedi ile davalı ...’e satılarak zilyetliğinin devir ve teslim edildiği taşınmaz üzerinde davacının terekeden gelen bir hakkının kalmadığı, davalının kız kardeşi Kadriye’den satın alınan bölüm ile muris ...’den alınan bölümler üzerinde her iki satışın yapıldığı tarihten tespitin yapıldığı 2006 tarihine kadar 20 yılı aşkın süredir davalının zilyetliğinin devam ettiği, tespit gününde davalı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme...

        Kadastro tespitinde taşınmazın niteliği tarla olarak tespit edilmiş olduğuna davada Hazine taraf bulunmadığına göre, uyuşmazlığın taşınmaz üzerinde kimin zilyet bulunduğuna ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki; davacı taraf zilyetliğinin ispatı yönünden delil olarak tanık beyanına dayanmış olduğu halde, 03.06.2010 havale tarihli dilekçesi ile dosyaya bildirdiği tanıkları yöntemine uygun şekilde keşifte dinlenilmeksizin hüküm tesis edilmiştir....

          Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın reddedilmesi doğrudur. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre 105 ada 484 ve 587 sayılı parseller üzerinde davacı ...’in zilyetliğinin bulunmadığı, 485 sayılı parselin ise 1982 yılında davacı ...’in babası tarafından satılıp zilyetliğinin devredildiği, bu parselde de zilyetliğinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/11/2012 gününde oy birliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz zilyetliğinin tespiti KARAR Uyuşmazlık konusu taşınmaz 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerden olup beyanlar hanesindeki şerhin iptali isteminde bulunulduğuna göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (20.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hal böyle olunca, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Bu nedenle, yargılama sırasında dava tarihinden önce taşınmaz malikinin değişerek davalı 'un tapu kayıt maliki olduğunun anlaşılması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüştür. Dosya içeriğine göre, çekişmeli taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin muris Mehmet Karakoç ile başladığı, davalıların zilyetliğinin de muristen gelen miras hakkına dayalı olarak yani mirasçı sıfatıyla sürdürüldüğü anlaşılmaktadır....

                    e satıldığı senet tanıkları ve dosya kapsamından anlaşılmakta ise de; satılan bölümün zilyetliğinin devredildiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı gibi, senette geçen satış tarihinden itibaren, 1985 tarihindeki ölümüne kadar taşınmazın tamamının muris ... tarafından kullanıldığı, taşınmazın bir bölümünü çocukları ... ve ... ile birlikte ağaçlandırdığı anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazların devri menkul mal hükümlerine tabi olup, zilyetliğin devri zorunludur. Somut olayda, murisin sağlığında zilyetliğin devredilmediğine ve davacı ...'in taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin, muris ...'in ölümünden sonra başlamış olmasına göre, bu tarihten sonra sürdürülen zilyedliğin tereke adına olduğu kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, davacı ...'in taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin, taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisi devam ettiği sürece tereke adına olduğunun kabulü gerekecektir....

                      UYAP Entegrasyonu