Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... İlçesi Aslandere Köyü çalışma alanında bulunan 280 ada 1 parsel sayılı 9.440,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve beyanlar hanesinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararınca 1. derecede doğal sit alanı olarak ilan edildiği belirtilerek davalıların murisi ... adına tespit edilmiştir. İtirazları komisyonca reddedilen davacı ... ve arkadaşları, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır....

    Ne var ki, mahkemece, taşınmaz üzerinde kimin zilyet olduğunun tespiti için keşif yapılmamış, çekişmeli taşınmaz üzerindeki kullanım durumu yöntemince araştırılmamış, gerçek kişi davalının kabul beyanı ile yetinilerek karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

      İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre, taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafından meydana getirildiği, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davalı Hazine’nin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki 3402 sayılı Kadastro Kanunun 19/1. maddesi gereğince taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kadastro tutanağının ve taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirilmiş olması zorunludur. Somut olayda taşınmazın sicilinin kadastral faaliyetler sonucu oluşturulmadığı, ihdas edilmiş olduğu gözetildiğinde muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesine olanak yoktur....

        ) rakamı ile gösterilen 263,90 metrekarelik kısımların ..., (18) rakamı ile gösterilen 311,47 metrekarelik ve (20) rakamı ile gösterilen 287,27 metrekarelik kısımların ..., (21) rakamı ile gösterilen 253,09 metrekarelik kısmın ..., (22) rakamı ile gösterilen 288,72 metrekare ve (24) rakamı ile gösterilen 294,87 metrekarelik kısımların ..., (23) rakamı ile gösterilen 248,84 metrekare ve (25) rakamı ile gösterilen 272,14 metrekarelik kısımların ..., (26) rakamı ile gösterilen 328,83 metrekarelik kısmın ..., (27) rakamı ile gösterilen 281,60 metrekarelik kısmın ..., (30) rakamı ile gösterilen 292,47 metrekarelik kısmın ...’ın fiili kullanımda bulunduğu şerhinin yazılmasına, çekişmeli taşınmaz tutanağının beyanlar hanesinde (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen ve davalılar ..., ... ve ... adına verilen kullanım şerhinin beyanlar hanesinde aynen gösterilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müdahil ... vekili, davalı birleşen dosya davacısı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından...

          Ne var ki, mahkemece dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, bir mirasçının diğer bir mirasçıya karşı bir "başkası" olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle de 3402 sayılı Yasa'nın 19/2 madde hükmünün olayda uygulanamayacağı gerekçesiyle hüküm verilmiş ise de, mahkemece varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi hükmünde taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği açıklanmıştır....

            Dava konusu 109 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 6292 sayılı Yasa uyarınca dava tarihinden sonraki bir tarihte satılarak davalı ... adına tescil edilmiştir. Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki tarihte açılması gerekir. Taşınmaz 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki; somut olayda, yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle davalı ... adına tapu kaydı oluşturulmuş olup, bu aşamada davaya zilyetliğin şerhine yönelik dava olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur....

              Mahkemece davaların birleştirilmesi sureti ile yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne, 869 ada 9 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının beyanlar bölümünde davalı ... lehine olan belirtmenin iptaline, 22.04.2013 tarihli fen bilirkişisi krokisinde (B) harfi ile işaretli 323,20 metrekarelik kısmın 1994 yılından beri ...'nun kullanımında olduğunun tespiti ile, bu durumun tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtilmesine, (A) harfi ile işaretli 200,00 metrekarelik kısmın 1999 yılından beri ...'ın kullanımında olduğunun tespiti ile, bu durumun tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen asli zilyet olarak kullanan kişilerdir. Çekişme konusu taşınmazın evveliyatının davacı tarafın murisi (... oğlu) ...'a ait olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmazın kullanım kadastrosu tespit tarihi ve öncesi itibariyle kimin kullanımında olduğu, dava konusu taşınmazın davalı tarafın iddia ettiği gibi dava dışı olup muris ... tarafından 2008 yılında kayden satış sonucu davalı adına tescil edilen tapulu taşınmaz ile birlikte davalı tarafa satılıp zilyetliğinin devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... , taşınmazın 2007 yılından beri davalı ...'...

                  Davacı ..., dava dilekçesinde, ... köyü 387 ada 1 parsele komşu olan ve 3023 ve 3024 sayılı orman parsellerine katılan taşınmazın zilyedi olduğunun tespiti istemiyle dava açmış, dava dosyası ... köyü 387 ada 1 parselin davalı olduğu Antalya Kadastro Mahkemesinin 2011/678 sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir. 2011/678 esas sayılı dava dosyasında ise, davacı ..., dava konusu ... köyü 387 ada 1 parselin kendi adına tespit gördüğünü, ancak yüzölçümünün 820 m2 olması gerekirken 453 m2 hesaplandığını belirterek, dava konusu taşınmazın gerçek yüzölçümünün tespit edilerek, Hazine adına tescil edilmesini ve zilyetliğinin adına yazılmasını talep ederek dava açmıştır. Mahkemece, davacıların Orman İdaresi yönünden açtıkları davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı ...'nun eksik ölçüm talebinin reddine, davacı ...'...

                    Ancak, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve Ek-8. maddesi uyarınca yapılmış olup, aynı Kanunun 19/2. maddesinde "taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği"nin düzenlenmesi karşısında, hükümde çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan ağaç ve tavuk kümesinin davacıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, "davacının taşınmazın kullanıcısı olduğuna" dair şerh verilerek aynı Kanunun Ek-4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastrosunda düzenlenen kullanıcı şerhi ile karıştırılması ihtimali yaratılmak suretiyle infazda tereddüt oluşturulması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının (B) bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine "taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların ve tavuk kümesinin...

                      UYAP Entegrasyonu