ın miras payı hükme esas alınan raporda hatalı hesaplandığından fazla bedele hükmedilmesi, 2-Tapu maliki .... ile davacı ....)' un aynı kişi olduğuna dair tapuda isim tashihi davası açmak üzere davacı tarafa süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve 3-Dava konusu 1426 parsel yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, Doğru olmadığı gibi; 4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden; Mahkeme kararının açıklanan nedenle davalı idare vekilinin temyiz...
Mahkemece davacının amcası ...’in aile nüfus kaydı getirtilip, ... adında bir cocuğunun olup olmadığı araştırılmalı, bunun dışında tapu kaydında malik görünen ... adında başka bir şahsın bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğü ve C.Savcılığı vasıtası ile araştırılmalı, Nüfus Müdürlüğünden yapılan araştırmada davacının amcası ...’in bilgileri de yazılmak suretiyle ...’nin kaydı sorulmalıdır.Dinlenen tanık beyanı da yetersiz olduğundan yaşıyorsa tutanak bilirkişileri yoksa dava konusu taşınmazın maliklerini iyibilir yaşlı ve tarafsız tarafların bildirecekleri tanıklar etraflıca ve olaylara dayalı olarak dinlenerek taşınmaz malikinin kim olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Mahkemece bütün bunlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve soruşturmaya dayalı verilen karar doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 02.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olarak görünen "... oğlu ... ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dava konusu taşınmazın dosya içerisinde bulunan tapulama tutanağında 1937 tarih 1232 tahrir no'lu vergi kaydı ile "... oğlu ... ..." adına kayıtlı olup malikin 1953 yılında vefatı ile mirasçıları bilinmediğinden 13.08.1986 tarihinde malik adına tescil edilmiştir. Ayrıca, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları ile ilgili tapuya şerh verilmesine ilişkin 07.07.1989 tarihli Komisyon Kararı tebligat belgeleri ile birlikte ve revizyon vergi kayıtları getirtilip, sağ ise tapulama tespit bilirkişileri ve o yeri iyi bilen yaşlı bilirkişiler keşifte dinlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Davaya konu taşınmaza ilişkin tapu kaydında, ... kızı ... ve ... kızı ...i’in soyadlarının yazılı olmadığı görülmüştür. Mahkemece taraf teşkili ... ve ...’a ait mirasçılık belgelerine göre sağlanmış ise de, tapu kaydında soyadı yazılı olmayan paydaşların kim oldukları, davanın tarafları veya onların miras bırakanları ile bir ilgisinin olup olmadığı tam olarak tespit edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda soyadı tashihi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu 294 ve 172 parsel kaydında "... ve ..." yazılı olan, 69 ve 129 parsel kaydında ise hiç yazılmayan soyadının Onbüyük olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Dava Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi uyarınca tapuda kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Eldeki davada, dosyada mevcut tapu kayıtlarının incelenmesinden dava konusu 248 ada 212 sayılı parselin ...oğlu ....ya senetsizden kadastroca tespit ve tescil edildiği; nüfus kayıtlarının incelenmesinden, davacının murisi babası ...'...
Dava konusu taşınmaz, 21.04.2000 tarihinde itirazsız kesinleşen kadastro çalışması sırasında çalılık vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edilmiş, 10.04.2002 tarih ve 2843 yevmiye numaralı cins tashihi işlemi ile Maliye Hazinesi adına orman olarak tescil edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi....
Kaydında düzeltme yapılması istenen taşınmazlar kadastro yolu ile 90 ada 18 parsel numarası ile tespit ve tescil edilen taşınmazın ifrazı ile oluşmuş bulunmaktadırlar. Dosyaya getirtilen 18 parsel Kadastro Beyannamesine göre kayıt maliki ... kızı ...'nin 1932 tarihi itibariyle öldüğü kadastro postasınca tutanağa geçirilmiştir. Aksi sabit oluncaya kadar içeriğinin doğru olduğu kabul edilmesi zorunlu olan bu belge karşısında (Medeni Kanununun 7.maddesi) ...'nin 1932 yılında öldüğünü kabul etmek gerekir. Tapu kayıt maliki olduğu iddia edilen ... ise 19.11.2003 tarihine kadar "..." kızı olarak nüfusa kayıtlı bulunmaktadır. 139 hanede nüfusa kayıtlı olan ... ise 17.2.1946 da vefat etmiştir. Bu kayıt ve belgeler Şile İlçesi Hacıkasım 139 hanede nüfusa kayıtlı ... ve Nefise'den olma ... ... ile taşınmaz tapu kaydında malik olan ... kızı ...'nin aynı kişi olmadıkları açıkça anlaşılmaktadır....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....
Taşınmazın maliki olan diğer paydaşlar ile gösterilen tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri dinlenerek yukarıdaki ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılarak taşınmaz malikinin kim olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Yazılı şekilde noksan inceleme ile tesis edilen karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan needenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6.4.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....