Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2005 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 24.09.1999 günlü biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı pay tescili istemine ilişkindir. Davalı, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, istem reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dayanılan sözleşmesinin konusu, 13235 parsel sayılı taşımazda, davalı adına olan 30/258 payın satışı vaadidir. Görülüyor ki, satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölüme isabet eden pay değil, arsa payının satışı vaad edilmiştir....

    Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 1009.maddesi uyarınca tapuya şerh edilecek kişisel haklar arasında satış vaadi sayılmıştır. Dava konusu taşınmazın kaydının şerhlerle ilgili sütununda davalı ... lehine “4.giriş 5.katta dubleks meskenin tamamı ... oğlu ... lehine satış vaadi” şeklinde kayıt mevcuttur. Anılan şerh 28.5.2001 tarihinde 4.giriş 5.kattaki bağımsız bölümün ... tarafından 15.12.2000 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaad edilmesinden sonra ...’nin talebi üzerine taşınmaz arsa niteliğinde kayıtlı iken tescil edilmiştir. Taşınmazda kat mülkiyetine geçirilirken satış vaadi şerhi Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından tüm bağımsız bölümlere taşınmıştır. Daha sonra satış vaadine konu taşınmaz hükmen ... adına tescil edilmiştir. Mahkemece de şerhin bu nedenlerle işlevsiz kaldığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Bu kabulde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalardan sonra, tarafların temyiz nedenlerine gelince; 1- Davalı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... 22. Asliye Hukuk ve ... 9. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedeli toplamına göre görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda tespit olunan satış vaadine konu taşınmaz pay değerlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Mahkemece, satış vaadine konu yerin zeminde belirlenememesi sebebiyle hisse tesciline karar verilmiştir. 2010/6755-8955 Hükmü davalılar temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan, ifa imkansızlığı nedeniyle, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, yargılama sırasında Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik ara kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptal tescil-ecrimisil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Mahkemenin, davacının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin 24.01.2014 gün ve 2011/562 Esas 2013/82 Karar sayılı ek kararı yasaya uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle kararın ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.092,40 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 30.6.2015 gününde oybirlğiyle karar verildi. .......

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 1.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, ıslah yolu ile ileri sürülen beyanla 2.kademedeki istek ise tazminata ilişkindir. Gerçekten, satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğundan ortaklık dışında kalan üçüncü kişiye yapılan satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı taşınmazın paylı mülkiyet rejimine geçişinde doğar. Mahkemenin bu olguyu gözeterek tescil istemini reddetmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur....

              Sözleşme konusunun aynen yerine getirilmemesi durumunda ise satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı olan taraf tazminat isteyebilir. Davadaki ikinci kademedeki istemin nedeni budur. Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi geçerli olduğundan sözleşme alacaklısı davacı satış vaadine konu payın dava tarihindeki değerini isteyebilir. Ancak davacının satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 4.000,00 TL sini ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece satış vaadine konu payın dava tarihindeki değeri hesaplatılarak, bu bedel davacının ödediği 4.000,00 TL ye oranlanmalı ve hebaplanacak bu değer hüküm altına alınmalıdır. Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01/04/2015 tarihinde verilen dilekçeyle öncelikle taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil aksi halde tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/01/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, aksi halde tazminat talebine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; asıl dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamı, satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada ise satış vaadine dayalı sözleşmenin iptali istemine ilişkin olduğu ve temyize konu kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7....

                    UYAP Entegrasyonu