Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Kadıköy'de bulunan taşınmazın ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunu, bu konutla ilgili olarak davalılardan ... tarafından "ortaklığın giderilmesi ve ecrimisil" davası açıldığını, kendisinin de, aynı taşınmazla ilgili "miras hakkına mahsuben taşınmazın mülkiyetinin kendisine özgülenmesi" için dava açtığını, taşınmazın "aile konutu" olduğunu ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece; davanın kabulü ile konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiş, kararı davalılardan ... temyiz etmiştir. Dava tespit isteğine ilişkindir (HMK. m. 106/1)....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davacının iddialarının ileri sürülüş biçiminden anlaşıldığı üzere eldeki davanın davacının eşinin ölümü sonrasında aile konutunun TMK'nın 652.maddesi uyarınca kendisine özgülenmesi amacıyla dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun TMK'nın 194.maddesi uyarınca tespiti davası olduğu; mahkememizce yapılan yargılama neticesinde taraflarca dayanılan ve mahkememizce toplanıp değerlendirilen delillerden anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmazın 1.katında yer alan dairenin davacı ve ölen eşi tarafından onun sağlığında aile konutu olarak kullanıldığı, ancak dava konusu taşınmazın davacının davalılara olan ecrimisil alacağı nedeniyle cebri icra vasıtasıyla satılması ve cebri icra yoluyla satışa ilişkin ihalenin kesinleşmesi üzerine 10/11/2021 tarihinde davalılar adına tapuya tescilinin yapıldığı ve böylece davanın konusunun kalmadığı ve bu nedenle davadaki talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir..."...

    Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava,aile konutu olduğunun tespiti davasıdır. Davacı, taşınmazın eşiyle birlikte oturdukları konut olduğuna ilişkin tespit kararı verilmesini istemiş, davada husumeti ölen eşinin diğer mirasçılarına yöneltmiştir.Davacının açmış olduğu özgüleme davası ve kanuni diğer düzenlemeler ışığında böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararının bulunduğunda duraksama yoktur. Açıklanan sebeple deliller toplanılıp değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca tespit isteği hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1113 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinin gerektiğini beyanla, Ankara ili Yenimahalle ilçesi Uğur Mumcu Mahallesi 14890 Ada 5 Parsel 5 no'lu bağımsız bölümün, davacı ve miras bırakan tarafından aile konutu olarak kullanıldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T6 vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığını, davacı ve müteveffanın Ankara İli Çubuk İlçesi Demirci Köyü'nde mukim hobi bahçeli taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, davacının mal kaçırma gayesi ile hareket ettiğini, murisin tüm birikiminin diğer davalı adına yatırım yapılarak veya davacı uhdesine alınarak kullanıldığını, davacının davasının sebebinin taşınmazın kentsel dönüşüme girecek ve değerlenecek olması olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar tefrik edilen dosyada davacı vekilinin talebini "davacı müvekkil tarafından bedelsiz olarak bağış niteliğinde edinmiş olduğu taşınmazı tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını, bu taşınmazın 1/2 hissesinin aile konutu olarak davacı müvekkile verilmesini talep ederiz." şeklinde ifade etmiş ise de bu davanın tefrik edildiği dosyaya sunulan dava dilekçesi incelendiğinde talebin, dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili istemi niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, asıl dosyadan, aile konutu şerhi ve tasfiye davaları ayrı ayrı tefrik edilmiş olup, aile konutu şerhi davasının mahkemenin 2016/478 esas, 2016/900 karar sayılı, 23/12/2016 tarihli hükmüyle neticelendirildiği, dolayısıyla davanın konusunun taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili talebinden ibaret olduğu, davacı vekilinin, 16/02/2022 tarihli dilekçesinde, yukarıda tespit edilen hususlar doğrultusunda, davalı adına kayıtlı olup evlilik birliği içinde aile konutu...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece dava konusu 8 nolu bağımsız bölümün mirasbırakanın ölümüne kadar davacı eşi ile beraber oturduğu aile konutu olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanununun 194/3.maddesi uyarınca aile konutu olarak özgülenmiş taşınmazın tapu kütüğüne, konutla ilgili şerh konulmasının ancak evlilik birliğinin devamı süresince mümkün olacağı gözetilmeden tapu kütüğüne şerh verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön tek başına yargılama yapılmasını...

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın bütün halinde tetkikinden; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi Memiş Şimşek'in 08/04/2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının ½ payla müvekkilinin, ¼ payla babası T4 ve annesi T5 olduğunu, miras malı olarak müvekkili ile vefat eden eşinin aile konutu mahiyetindeki Mersin İli, Mezitli İlçesi, Bozön Mahallesi, 101 Ada, 9 Parsel'de kayıtlı taşınmazın kaldığını, müvekkilinin edinilmiş mal rejiminin vefat sebebiyle tasfiyesinden doğan katılma alacağının mevcut olduğunu, TMK'nun 240/1- 3. maddelerinden doğan haklarını kullanabilmek adına öncelikle konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, taşınmazın tapu kaydında arsa gözükmekte ise de müvekkili ile vefat eden eşinin sağlığında aile konutu olarak kullandıkları mesken bulunduğunu, taşınmazın tapu kaydında arsa olarak kayıtlı olmasının aile konutu olduğunun tespiti talebine engel olmadığını, müvekkilinin evlilik birliğinin başlangıcından eşinin vefatına dek...

        TMK'nun 194/1 maddesine göre '' eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile "aile konutu şerhi konulmuş olmasa da'' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma '' emredici '' niteliktedir.Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak '' belirli olan '' bir işlem için verilebilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile davalı ...’e yapılan satışın muvazaalı olması nedeni ile tapu kaydının iptali ve taşınmazı aile konutu olduğunun şerh verilmesi isteminde kaynaklanmaktadır. Davada Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, orman araştırmasını da gerektirir bir durum bulunmadığından, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 12/07/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

          "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davalarının bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre şikayetçilere tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesinde dava açma yetkisi ve olanağı verilmesi ve sonuca göre tahliyenin durdurulması ya da devamı yönünde karar verilmesi gerektiği yönünden bozulduğu, mahkemece söz konusu Dairemiz bozma kararına karşı direnildiği görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu