"aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davalarının bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre şikayetçilere tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesinde dava açma yetkisi ve olanağı verilmesi ve sonuca göre tahliyenin durdurulması ya da devamı yönünde karar verilmesi gerektiği yönünden bozulduğu, mahkemece söz konusu Dairemiz bozma kararına karşı direnildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile davalı ...’e yapılan satışın muvazaalı olması nedeni ile tapu kaydının iptali ve taşınmazı aile konutu olduğunun şerh verilmesi isteminde kaynaklanmaktadır. Davada Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, orman araştırmasını da gerektirir bir durum bulunmadığından, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 12/07/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
DAVA 1.Davacı vekili dava dilekçesi dilekçesinde özetle;eşinin 2017 yılında vefat ettiğini, dava konusu taşınmazı ortak konut olarak kullandıklarını, eşinin vefatından sonrada bu taşınmazda oturmaya devam ettiğini, miras payına mahsuben aile konutunun mülkiyetini talep ettiğini, sulh hukuk mahkemesinin aile konutu olup olmadığı yönünde tespit yaptırılması için süre verildiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu şerhinin konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2. Davacı vekili 03.05.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki talep sonucunu ıslah ederek davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve tapuya şerh kararı verilmesini talep etmiştir. II....
Üçüncü Bozma kararı 1.Bozmaya uyan mahkemece, dava konusu taşınmazın 1. normal katının aile konutu niteliğinde olduğu ve dava konusu taşınmaza ipotek tesis edilirken, davacının onayının alınmadığı gerekçesiyle ... İli, ... İlçesi, ... Mah., 6745 parselde bulunan davalı ... adına kayıtlı taşınmazın 1. normal katının aile konutu olduğunun tespiti ile tapu kaydının şerhler bölümüne 1. normal katın aile konutu olduğunun şerh düşürülmesine, ayrıca diğer davalı ... lehine 02.11.2009 tarihinde konulan ipoteğin 1. normal kat yönünden iptaline, davanın bodrum kat, zemin kat ve çatı katı yönlerinden reddine, dava konusu taşınmazın tamamının değeri üzerinden hesaplanan nispi karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2017 tarihli ve 2015/770 esas, 2017/594 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın arsa vasıflı olduğu, üzerinde bina olduğunun tapu kaydından anlaşılmadığı, ipotek tarihi itibari ile aile konutu şerhi bulunmadığı gibi ipoteğin davacı ve davalı gerçek kişilerin ortak çocuğunun şirketine teminat olarak verildiği, davalı şirketin de taşınmazın aile konutu olduğunu bilecek durumda olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. B....
Yerel mahkemece dava konusu taşınmazın davacı ve davalı ... tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, aile konutu şerhinin tapuya işlenmediği durumlarda dahi taşınmazın aile konutu niteliğinin ortadan kalkmadığı, tacir olan bankanın kıymet belirlemeye gitmesi nedeniyle taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı banka vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında gösterilen gerekçe ile bozulmuştur. Yerel mahkemece ipotek tesis edilen evin aile konutu olduğunun sabit olduğu, cebri icra ihalesi sonucunda mülkiyetin borca mahsuben yine davalı bankaya geçtiği, kimsenin kendi kusurlu davranışı ile lehine bir durum elde edemeyeceği, bankanın bu evin aile konutu olduğunu bilmesi, ipoteğin geçersiz olması sebebiyle kaldırılması halinde İcra ve İflas Kanununun (İİK) 40. maddesi gereğince icranın iadesi yoluna başvurulabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir....
DAVA KONUSU : İpoteğin Kaldırılması KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili 18/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle, davalı eşin mülkiyetinde bulunan aile konutu niteliği bulunan taşınmaz üzerine müvekkil eşin rızası olmaksızın ipotek işleminin tesis edildiğini, ancak Samsun ili, İlkadım ilçesi, Toybelen mahallesi, 9575 ada, 7 parselde kain ana taşınmaz üzerindeki ipotek üzerindeki aile konutu niteliğindeki yapıyı da kapsadığını, ipotek alacaklısı davalı bankanın Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/7722 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, yapılacak yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edilmesi halinde ipoteğin hükümsüz olduğunun anlaşılacağını, ipoteğin fekkine karar verileceğini, davaya konu taşınmazın satışının engellenmesi için üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, müvekkilin...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, aile konutu olduğunun tespiti davası olup, uyuşmazlık, eşlerden birinin vefat etmesi halide sağ kalan eşin aile konutu olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfına sahip olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 194 üncü, 652 nci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 244 üncü, 288 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 3....
Aile Mahkemesi TARİHİ :16.01.2014 NUMARASI :Esas no:2012/177 Karar no:2014/16 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı kadın eş tarafından açılan ipoteğin iptali davası, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotekten önce aile konutu şerhinin bulunmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı, davacının satış ilanı tebliğinden 2 yıl sonra bu davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı bankanın ipotek işlemi sırasında davacı kadın eşin rızasını almadığı gibi, mahkemece yaptırılan imza incelemesi sonucunda da muvafakatnamedeki imzanın davacı kadın eşe ait olmadığı anlaşılmaktadır....
Dava, aile konutu olduğunun tespiti ve şerh verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesince dava konusu evin aile konutu olduğunun tespitine dair verdiği karar davalı tarafça istinaf konusu yapılmıştır. "Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK m.76) Somut olayda davacı, hissedar olduğu konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır." (Yargıtay 2....