WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür....

    olduğunun tartışmasız olduğu, her Türk vatandaşının bu sözlerden dolayı kendisini aşağılanmış, küçük düşürülmüş hissedip, manevi yönden acı ve ızdırap duyacağı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan davacının da acı ve ızdırap duyduğunun şüphesiz olduğu, bu nedenle manevi tazminat isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin ve diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

      Asliye Hukuk ve Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, Türk Vatandaşı olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Dosya incelendiğinde; ".. Köyü, Cilt: 109, Hane: 106, .../..." kayıtlı ... olma ...'un oğlu olduğunu iddia eden davacının Türk Vatandışı olduğunun, tespitini dava ettiği^ Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çekişmesiz yargı işlerinin sulh mahkemelerinin uhdesinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik karan verildiği, Sulh Hukuk Mahkemesi'nce "Bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz" hükmüne istinaden karşı görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının dava dilekçesinde isimleri geçen Türk Vatandaşı olduğu iddia edilen Abdo ve Şeyhdavut'un nüfus kayıtları dosya arasına alınmamıştır....

        Yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den çalışmak üzere Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığı bilinmektedir. Ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçiler Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırılmaktadır....

        Yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den çalışmak üzere Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığı bilinmektedir. Ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçiler Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırılmaktadır....

        Köyü nüfusuna kayıtlı ... oğlu ... ... mirasçıları davaya dahil edilerek ve vekil veya temsilcisi olmayan kişiler huzurunda yargılamanın yapıldığını, çekişmeli taşınmazın gerçek malikinin adına tespit yapılan müvekkilleri miras bırakanı ... Köyü nüfusuna kayıtlı ve ... Köyünde ikamet eden ... oğlu ... ... olduğu iddiasıyla yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Mahkemece, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yargılamanın iadesi talebiyle açılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 12/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

          Kurumuna tabi çalışmaya başladığı 16.03.1973 tarihinin Türkiye de sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınması gerekmekte ise de taleple bağlılık ilkesi gereğince dava dilekçesindeki isteme göre 5/12/1981 tarihinin Türkiye de ilk sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine, davacının Almanya da 18 yaş sonrasında Türk vatandaşı olarak çalıştığı 16/03/1973 tarihinden 17/02/2003 dönemi hizmetlerini borçlanma isteğinin kabulüne ve borçlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir. 3201 sayılı Kanun'un 1.maddesine göre Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen ... kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir. 6100 sayılı HMK.' nın 26. (1086 Sayılı HUMK'un...

            ın mahalli bilirkişi ve tanıkların ... uyruklu ... isimli bir şahısla gayri resmi olarak evli bulunduğu, kadastro tespiti sırasında ...'de olması nedeniyle tespit tutanaklarına ... uyruklu olarak yazıldığı şeklinde beyanları ile İçişleri Bakanlığının yazısındaki "Vatandaşlığımıza alınmadığı, yeniden kayıt sureti ile ... ilçesi ... köyü nüfusuna kayıtlı bulunduğu, halen vatandaşlığımızı muhafaza ettiği hususları dikkate alınarak karar verilmiştir" gerekçesine yer verildiğini, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, Dışişleri Bakanlığı'nın 02/02/2009 tarihli 2009/48029010 ... yazılı eki, 09/10/2008 tarihli nüfus kayıt örneğine göre davalıların murisi ...'ın ... vatandaşı olduğunu ileri sürüp ... nüfus kaydı temin edilmeden mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü yazısındaki nüfus kaydı dikkate alınarak verilen ......

              ye taşıdığının anlaşılmasına ve hüküm kısmında tarafların adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yere ilişkin bilgilere yer verilmemiş ise de, karar başlığında davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile tarafların açık kimlikleri ana ve baba adları ve doğum tarihleri gösterildiğine göre, bu bilgilere ilişkin hüküm sonucundaki eksikliğin sonuca etkili bulunmamasına göre tarafların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbe (Davalı) KARŞI OY YAZISI Davacının Türk, davalının ise ... vatandaşı olduğu, tarafların ...'da oturmakta iken, davacının tek başına Türkiye'ye döndüğü anlaşılmaktadır....

                Davacı, ... ve ...'ın resmî nikâhsız birlikteliklerinden dünyaya geldiğini, baba ...'in 2001 yılında vefat ettiğini ve annenin nüfusuna kayıtlı olduğunu belirterek, kayıtlı olduğu hanenin iptali ve baba ...'in nüfusuna kaydedilmesi istemiyle dava açmıştır. Davacının doğduğu tarihte ve sonrasında annesi ile babası olduğunu bildirdiği ... evli bulunmadığına göre, dava, davacı ile ... arasında soybağı tesisi istemine ilişkindir. Bu durumda, Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili davanın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev Yargılama Usûllerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu