Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... 3.Sulh Hukuk ve Akyurt Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kısıtlı adayının vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamındaki, kısıtlı adayı ...'ın daha önce Akyurt ilçesi nüfusuna kayıtlı ve burada ikamet ederken, Kırşehir ili nüfusuna kayıtlı ...'...

    Somut olayda; davacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan T3 babası olduğunun tespitini istemiş ve irsi bağın bulunduğuna yönelik Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/232 Esas sayılı veraset ilamını ibraz etmiştir. Dosyaya sunulan veraset ilamında, davacı Khaled Filiz, davalı T3 ile Şevkiye Filiz’in çocuğu olarak mirasçı olarak belirlenmiştir. Bu durumda, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm tesis edilmiştir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı İş Bölümü Kararının 15. maddesi uyarınca, nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin davalarda verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu sebeple dosyanın istinaf incelemesi için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1....

    Somut olayda; davacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan T3 babası olduğunun tespitini istemiş ve irsi bağın bulunduğuna yönelik Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/232 Esas sayılı veraset ilamını ibraz etmiştir. Dosyaya sunulan veraset ilamında, davacı Khaled Filiz, davalı T3 ile Şevkiye Filiz’in çocuğu olarak mirasçı olarak belirlenmiştir. Bu durumda, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm tesis edilmiştir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı İş Bölümü Kararının 15. maddesi uyarınca, nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin davalarda verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu sebeple dosyanın istinaf incelemesi için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1....

    Ayrıca 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi değiştirilmiş, “Türk Vatandaşları ile doğumla Türk Vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk Vatandaşı olarak yurtdışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T3 prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceği belirtilmiştir....

    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanılacak sürenin, davacının vatandaşlıktan çıktığı tarih dikkate alınmadan belirlenmesi yerinde değildir. 3201 sayılı Yasanın 1. maddesinde; “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmü düzenlenmiştir Mülga...

      ın Türk vatandaşı olup, 04.08.1995 tarihinde öldüğü; Türk vatandaşlığından 30.07.1997 tarihinde aldığı belge ile izinle ayrılan hak sahibi davacıya ....ca, Türk-... Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca sözleşme aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Anılan sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesi ve 3201 sayılı Kanun kapsamındaki murisin yurtdışı sürelerini borçlanma istemini içeren 16.01.2012 günlü davacı istemi üzerine yapılan değerlendirmede davalı Kurum tarafından davacının Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle borçlanma isteminin kabul edilmediği bildirilmiştir. İş bu davayla davacı, Türk vatandaşı olan murisi sigortalının yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri hak sahibinin talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....

        in mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir Mahkemece, taşınır mallar yönünden davanın kabulüne, taşınmaz mallar yönünden murislerin iki mirasçılarının da ... vatandaşı olduğu gerekçesi ile pay verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Daha önce Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.10.2014 tarihli, 2013/22245 Esas 2014/18447 Karar sayılı mahalline iade kararında; davacıların murisleri ... ve ...'in ölüm tarihleri itibariyle ... ile Türkiye arasında miras yoluyla taşınmaz mal edinilmesi konusunda karşılıklılık bulunup bulunmadığının ... Bakanlığından sorulması istenmiş ise de mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılmadığından öncelikle dosya içerisindeki ... Bakanlığı ... Genel Müdürlüğü'nün yazıları da dikkate alınarak davacı vekilinden davacının ...ndeki ikametgahı ve nüfusa kayıtlı olduğu yer hakkında bilgi alınarak, karşılıklılık bulunup bulunmadığının ......

          Türkiye’de tasfiye edilmiş bir hizmetinin de bulunmadığını,yargı kararlarında tam aylık için sonradan çalışılabileceği ve askerlik borçlanması ile dahi hizmetini tamamlayabileceği yönünde olduğunu, davacının Türkiye günleri üzerinden tahsis talep tarihi olan 06.09.2019 tarihini takip eden 01.10.2019 tarihinden itibaren SSK kapsammda tam yaşlılık aylığına hak kazandığını,Kurumun 01.10.2019 tarihinden itibaren bağladığı sözleşme aylığı (kısmi) işleminin iptal edilmesi gerektiğini belirterek, dava konusu kurum işleminin iptaline, davacının Türk Vatandaşı olmadığı dönemde Azerbaycan’da geçen yurtdışı hizmet süreleri nazara alınmaksızın Türkiye günleri üzerinden tahsis talep tarihi olan 06.09.2019 tarihini takip eden 01.10.2019 tarihinden itibaren SSK kapsammda tam yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/12/1962 tarihinde aslen Türk Vatandaşı olan ....... T.C. kimlik nolu ...'ın çocuğu olduğunu, ...'ın kızları.... ve ...'yı nüfusuna tescil ettirdiği halde davacıyı yazdırmadığını, ...'ın çocukları ile birlikte Suriye'ye giderek orda yaşamaya başladığını, davacının diğer kardeşleri ile birlikte Suriye nüfusuna tescil edildiğini,... ve ...nin hayatta olduğunu onların beyanlarına başvurulabileceğini belirterek, Suriye uyruklu davacının,.....T.C. kimlik nolu ...ın çocuğu olduğunun tespitini talep etmiştir....

            İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının başvuru yaptığı 2018 yılı Diş Hekimliği Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı ile ilgili yayınlanan başvuru klavuzunda uyruğundan biri T.C. olan çift uyrukluların T.C. seçeneğini işaretleyecekleri hususunun belirtildiği, bu şekilde ayrıca T.C. vatandaşı olanların, yabancı uyruklu öğrenciler için ayrılan kontenjana yerleşmek için başvuru yapmalarının engellenmek istendiği, davacının da Türk vatandaşı olmasına rağmen ayrıca Bulgaristan vatandaşı olduğundan bahisle yabancı uyruklu komtenjanını tercih ettiği, ancak Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan davacının bu nedenle ayrıca ikinci vatandaşlığı nedeniyle yabancı uyruklu kontenjanından yararlandırılması halinde davacı ile benzer durumda olan ancak ikinci bir vatandaşlıkları olmayan Türk vatandaşları açısından haksız bir sonuç ortaya çıkacağı, bu nedenle yabancı uyruklu öğrenci kontenjanından faydalanmasının mümkün...

              UYAP Entegrasyonu