Maddesi kapsamında, borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmiş ise de, davacının 06/04/2000 - 18/05/2001 tarihleri arasında Türk vatandaşı olmadığı anlaşılmakla bu dönemin kararda dışlanmaması hatalı ise de, 3201 sayılı Kanun'un 1. Maddesine göre, Türk vatandaşı olunmayan dönemin borçlanılması mümkün olmadığından bu hususun kararın infazında dikkate alınabileceği anlaşılmakla, davalı Kurumun yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ileri sürülen davacının eşinin Türk vatandaşı olduğu, söz konusu kişi Türk vatandaşı olarak Türk vatandaşlarının sahip olduğu haklardan yararlanabilmekte iken terör örgütü ile herhangi bir bağlantısı tespit edilemeyen davacıya Türk vatandaşlığı verilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğu, öte yandan davacının çocuklarının da Türk vatandaşı oldukları, davacının vatandaşlığa alınma yönünde şahsi olarak olumsuz bir durumunun da bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Her ne kadar 3201 sayılı Kanun'un 3. maddesinde; anılan Kanunun 1. maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahiplerinin ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanacakları belirtilmiş ise de; 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 28. maddesinin, doğumla Türk vatandaşı olup da, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocuklarının; millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edeceklerinin belirtilmesi; sosyal...
Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T5 prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir. öderler. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2005 tarih ve 10- 492/646, 08.03.2006 tarih ve 21- 6/56, Yargıtay 10....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... 3.Sulh Hukuk ve Akyurt Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kısıtlı adayının vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamındaki, kısıtlı adayı ...'ın daha önce Akyurt ilçesi nüfusuna kayıtlı ve burada ikamet ederken, Kırşehir ili nüfusuna kayıtlı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/12/1962 tarihinde aslen Türk Vatandaşı olan ....... T.C. kimlik nolu ...'ın çocuğu olduğunu, ...'ın kızları.... ve ...'yı nüfusuna tescil ettirdiği halde davacıyı yazdırmadığını, ...'ın çocukları ile birlikte Suriye'ye giderek orda yaşamaya başladığını, davacının diğer kardeşleri ile birlikte Suriye nüfusuna tescil edildiğini,... ve ...nin hayatta olduğunu onların beyanlarına başvurulabileceğini belirterek, Suriye uyruklu davacının,.....T.C. kimlik nolu ...ın çocuğu olduğunun tespitini talep etmiştir....
Vatandaşı iken geçen hizmetlerini 07.09.2012 tarihindeki prime esas asgari günlük kazanç üzerinden primlerini ödemek suretiyle 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir. 3201 sayılı Kanun'un 1.maddesine göre "Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir." 11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 06.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 29.06.2004 gün ve 5203 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değişik 29. maddesi, Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine...
Vatandaşı iken geçen hizmetlerini 07.09.2012 tarihindeki prime esas asgari günlük kazanç üzerinden primlerini ödemek suretiyle 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir. 3201 sayılı Kanun'un 1.maddesine göre "Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir." 11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 06.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 29.06.2004 gün ve 5203 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değişik 29. maddesi, Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine...
Ayrıca 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi değiştirilmiş, “Türk Vatandaşları ile doğumla Türk Vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk Vatandaşı olarak yurtdışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T3 prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceği belirtilmiştir....
Somut olayda; davacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan T3 babası olduğunun tespitini istemiş ve irsi bağın bulunduğuna yönelik Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/232 Esas sayılı veraset ilamını ibraz etmiştir. Dosyaya sunulan veraset ilamında, davacı Khaled Filiz, davalı T3 ile Şevkiye Filiz’in çocuğu olarak mirasçı olarak belirlenmiştir. Bu durumda, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm tesis edilmiştir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı İş Bölümü Kararının 15. maddesi uyarınca, nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin davalarda verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu sebeple dosyanın istinaf incelemesi için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1....