WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister." hükmünü, anılan Kanunun 25/a maddesi ise "Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. " hükmünü içermektedir. Bu nedenle bu kez geri çevirme kararının gereklerinin titizlikle yerine getirilerek gerekçeli kararın davalı İ.. D..'in kimlik bilgilerine göre yurtdışı adresi araştırılıp tespit edilerek, tebligatın tespit edilen adresine Tebligat Kanununun 25. veya 25/a maddelerine göre yapılması ve tebliğ belgesinin dosya içerisine konulması, temyiz süresinin beklenilmesi, akabinde inceleme yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçirilen sürelerin 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanılabileceğinin tespitini ve Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespitini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davacının yurtdışındaki borçlanmaya esas sürelerini talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın borçlanma hakkına sahip olduğunun tespitine, borçlanma işlemi henüz yapılmadığından sigorta başlangıcının belirlenmesi isteminin reddine hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Davacı, aksi Kurum işleminin iptalini ve 22.08.2012 günlü borçlanma başvurusunun geçerliliğini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun, borçlanma talebi sırasında Türk Vatandaşı olma halini yeterli bulmayıp, tanınan borçlanma hakkından, yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak çalışan ve borçlanma sırasında Türk Vatandaşı olanların yararlanmasına olanak tanımaktadır....

        Ayrıca 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi değiştirilmiş, “Türk Vatandaşları ile doğumla Türk Vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk Vatandaşı olarak yurtdışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T3 prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceği belirtilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Bakanlar Kurulunun izniyle Türk vatandaşlığından 02.07.2002 tarihinde çıktığı, öte yandan davacının eşi olan T5 ın 22.03.2015 tarihinde vefat ettiği, davacının vefat eden eşinin yurt dışında geçen çalışma süresinden 1800 günü borçlanmak için Kuruma müracaat ettiği, Kurumunda bu talebi davacının Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesi ile reddettiği anlaşılmaktadır....

        tarihli işlemlerinin iptalini, davacı müvekkilinin müteveffa eşi Cemal Aktaş'ın yurt dışında Türk Vatandaşı olarak geçen çalışma süreleri ve bu süreler arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece, duruşmanın 21.12.2012 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile "davanın kabulüne" karar verilmiş ise de gerekçeli kararda "davanın kabulü ile Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacının, yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen çalışma ile bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun, borçlanma bedelinin ise iş bu yargı kararının kesinleşmesinden sonra infazı için Kuruma başvuru tarihinde geçerli bulunan prim ödeme tutarı üzerinden belirlenmesi gerekeceğinin ve Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Konusunda Yapılan Sözleşmenin 29. Maddesinin 4. fıkrası gözetilmek suretiyle davacının ... Sigortasına giriş yaptığı 13.02.1984 tarihinin Türk Sosyal Sigortalarına giriş tarihi olarak kabulü gerekeceğinin tespitine" karar verilmiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; 2001 yılında Türk vatandaşlığını kaybedip halen Alman vatandaşı olan müvekkilinin evli ve ergin olmayan iki çocuğa sahip bulunduğunu, Alman Kanunlarına göre orada Yeğen olan soyadını Kavaklı olarak değiştirdiğini, Türk vatandaşlığını kaybetmesi sonucu Türkiye'deki nüfus kaydının kapatıldığını ancak, Türkiye'de nüfus kütüğüne kayıtlı iki çocuğunun da soyadlarının yeğen olarak kaldığını, anne ile çocukların soyadlarının farklı bulunmasının sosyal ve hukuki açıdan mağduriyetine neden olduğunu ileri sürerek Hildesheim Şehir İdaresinin 22.09.2005 tarihli soyadı değiştirilmesine ilişkin kararın tanınarak davacının kapatılan nüfus kaydındaki Yeğen olan soyadının yine davacının reşit olmayan Büşra ve Batuhan adlı çocuklarının Yeğen olan soyadlarının Kavaklı olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının soyadının değiştirilmesine...

            Ayrıca, HMK’nın 297. maddesine göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Birleşen davada, Ökkeş Dilek’in de davalı olmasına rağmen yerel mahkemece davacının bu davalıya karşı açtığı dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken hiçbir hüküm kurulmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle de kaldırılması gerekmiştir....

            nin, TCY.nın 492/1,522, 55/3, 647 sayılı Yasanın 4, 5 ve 6. maddeleri uyarınca birer ay ara ile on eşit taksitte ödenmek üzere 2.376.000.000'er lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına ve cezalarının ertelenmesine karar verildiği, Anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi, Şanlıurfa ...... köyü nüfusuna kayıtlı ..... ve ...... oğlu 01.01.1988 d.lu .... ....... hakkında tutuklu olarak sürdürülen yargılamada, kimliği Şanlıurfa .... köyü nüfusuna kayıtlı ..... ve Sultandan olma, 09.07.1989 d.lu olarak saptanıp, 09.09.2004 günlü oturumda müdafisi hazır olduğu halde 641-607 sayılı mahkûmiyet hükmü tesis edilmiştir. Gönderilen nüfus kayıtlarından aynı yer nüfusuna kayıtlı iki ayrı .... ....'nın olduğu, Yerel Mahkemece de hakkında kamu davası açılan .... ...... yerine, kamu davası açılmayan; .....ve ......dan olma, 09.07.1989, Şanlıurfa ......n köyü nüfusuna kayıtlı ..... ....'...

              Diğer yandan Türk Medeni Kanununun 27. maddesi, haklı sebebin varlığı halinde adın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de; birinci fıkradaki ifadeden dolayı yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kapalı nüfus kaydı üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı açıktır. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. maddesi;" Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocukları; millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler." hükmünü havi olup 13/09/1973 tarih ve 15226 sayılı Ad ve Soyadlarının Nüfus Kütüklerine...

              UYAP Entegrasyonu