Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kimlik numaralı Huriye Yeşil ile aynı yer cilt no: 3, hane no: 27' de nüfusa kayıtlı T.C. Kimlik numaralı Huri 'nin aynı kişi olduğunun, İzmir ili, Menderes ilçesi, Barbaros Mahallesi, Cilt no: 3, Hane no: 38 'de nüfusa kayıtlı, T.C. Kimlik numaralı Mansur Yeşil ile aynı yer cilt no: 3, hane no: 27' de nüfusa kayıtlı T.C. Kimlik numaralı Mansur'un 'nin aynı kişi olduğunun tespiti ile ; T.C. Kimlik numaralı Huri ve T.C. Kimlik numaralı Mansur' un İzmir ili, Menderes ilçesi, Barbaros Mahallesi, Cilt no: 3, Hane no: 27 'deki kayıtlarının iptali ile her iki kayıt arasında bağ kurulmasına, İzmir ili, Menderes ilçesi, Barbaros Mahallesi, Cilt no: 3, Hane no: 38' de kayıtlı T.C. Kimlik numaralı Huriye Yeşil'in doğum tarihinin 01/07/1897 olarak düzeltilmesine, T.C. Kimlik numaralı Yusuf Yeşil'in anne adının düzeltilmesi ve T.C kimlik numaralı Yusuf ile aynı kişi olduğunun tespiti ile mükerer kaydın iptali taleplerinin reddine" karar verilmiştir....

nın kendi çocuğu olduğunu, dava dışı İbrahim ile evliyken, ... ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiğini ileri sürmektedir. Davalılar ... ve eşi ...; duruşmadaki beyanlarında "küçük ... isimli çocuğun, davacı ...'nın ... ile evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, ... o tarihte evli olduğu için, evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen bu çocuğu nüfusa kaydettiremediğini, çocuğun mağdur olmaması için kendi çocuklarıymış gibi gerçeğe aykırı beyanla üzerlerine kaydettirdiklerini, çocuğun kendi çocukları olmadığını" kabul etmişlerdir. Davalılar ... ve ...'in bu beyanlarına göre, dava iki yönlüdür. Birincisi; küçük ...'nın davalılar ... ve ...'in üzerindeki kaydının, gerçeğe aykırı beyanla oluştuğu iddiasına dayanan nüfus kaydının düzeltilmesi; İkincisi ise, çocuğun babasının ... olduğunun tespiti ile ...in nüfusuna tescili isteğidir. Küçük ...'nın, ... ve ...’in üzerindeki kaydı iptal edilmedikçe, babalığa ilişkin ikinci isteğin incelenmesi hukuken mümkün değildir....

    in davacı ile davalı ... çocuğu olarak görünen nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı ... ile eşi ... çocuğu olmadığı halde onların çocukları olarak nüfusa tescil edilmiş olan ...'in nüfus kaydının iptali ile gerçek babası ... ile annesi ... nüfusuna tescili istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, taraf ve tanık anlatımları ile nüfus kayıt örneklerinden; davalı ... ile ölü eşi ...'nin erkek çocuklarının olduğu, doğumdan hemen sonra ...'nin ölmesi üzerine baba ...'in bu çocuğu davalı ... ile davacı ...'e evlatlık verdiği, onların da çocuğu ... adı ile 25.02.1983 doğumlu olarak 21.03.1983 tarihinde kendi çocukları olarak tescil ettirdikleri, gerçek baba ...'...

      Hukuk Dairesi, Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasında 22 Ocak 1976 tarihinde imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin" 32. maddesinin 3. fıkrasına göre "Bir Danimarka veya Türk vatandaşı veya hak sahipleri, münhasıran Türk mevzuatına göre geçirdikleri sigortalılık veya prim ödeme süresi dikkate alınınca bir aylığa hak kazanma koşulunu yerine getiremediği takdirde, ilgili kişinin Danimarka mevzuatına göre geçirdiği ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş sigortalılık veya prim ödeme süresi imiş gibi dikkate alınır; şu kadar ki anılan sigortalılık veya prim ödeme süresi ile anılan ikamet süresi çakışmamalıdır.” düzenlemesi gereğince, davacıya ait Danimarka Sosyal Güvenlik Mercii hizmet belgesinde, 01.08.1968 tarihinden itibaren uzun vadeli sigorta kollarına tabi sigortalı çalışmaları bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, Danimarka'da çalıştığı ve 18 yaşını ikmal ettiği 01.01.1969 tarihinin...

        e bağlı olarak Türk Vatandaşlığı talebi, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ... ülkesi ile Türkiye'deki kayıtların örtüşmemesi nedeniyle reddedilmiştir. Davacı bu ret kararına karşı iptal davası açmamış, annesinin Türk Vatandaşı ... olduğunun tespitini istediği, davada adli yargı görevli olup, tespit davası açmakta HMK'nın 106/2.maddesi gereği davacının hukuki yararı mevcuttur. Kamu düzeni ile yakından ilgili olan annenin kim olduğunun tespiti davalarında, Mahkemece, kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespit edilmesi zorunludur. Bu ilke gözönünde bulundurularak davacı ...'in Türk Vatandaşı Hasan ve Epey'den olma 01.04.1955 doğumlu ...'...

          Davacı, dava dilekçesinde Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, Suriye’de yapmış olduğu evliliğinde, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan eşinin vefat ettiğini, nüfus kaydında yer alan bekar hanesinin dul olarak düzeltilmesini talep ettiğini, 21.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de davacının Suriye Arap Cumhuriyetinde yapmış olduğu evliliğin tespiti ile eşinin vefat etmesi nedeni ile medeni halinin nüfus kaydında dul olarak düzeltilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, Emine Dayanır'ın Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı Vatandaşlık No'lu Abdulselam İbrahim ile evliliğinin tespitine, Emine Dayanır’ın nüfus kaydındaki medeni haline ilişkin hanesinde yer alan "bekar" ibaresinin "dul”olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Bu halde davacı tarafından açılan dava, Suriye Arap Cumhuriyetinde yapmış olduğu evliliğin tespitine ilişkin olup bu konuda Aile Mahkemesi görevlidir....

          Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür. Unutulmamalıdır ki, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türk sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da taşımaktadır. Bu nedenle, Türk sigorta başlangıcı olarak kabul edilen tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve Türk sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde olacaktır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içerisinde sanığa ait nüfus kaydı bulunmadığı ve kolluk tarafından yapılan araştırmada sanığın vatansız olduğunun bildirildiği, yargılama aşamasında İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü tarafından gönderilen cevap yazısında; sanık hakkında iddianemede yer alan kimlik bilgileri ile bir kayıt bulunmadığının belirtildiği anlaşılmakla; sanık nüfusa kaydedilmiş ise nüfus kaydının getirtilmesi, kaydedilmemişse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçip geçmediğinin veya varsa yabancılara mahsus ikamet teskeresinin bulunup bulunmadığının araştırılması, sanık hakkında ikamet tezkeresinin de bulunmaması durumunda yabancılar kütüğüne kaydının yaptırılıp “Türkiyede Vatansız Kişi Kimlik Belgesi” almasının temini ile tespiti sağlanacak kimlik bilgilerine...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, davacının Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma hakkı olduğunun tespiti ile ... Emeklilik sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....

                Başkonsolosluğunda evlendiklerini, evlenme tarihinde davacı erkeğin ..... vatandaşı, davalı kadının ise ... vatandaşı olduğunu, Türkiye'de farklı uyruklu iki yabancının ancak Türk evlendirme memuru önünde evlenebileceklerini, bu sebeple konsoloslukta yapılan evlenmenin yetkili memur önünde yapılmadığını, ayrıca konsoloslukta yapılan evlenme sırasında tarafların aynı anda hazır olmadığını ileri sürerek 01.11.2001 ... Cumhuriyeti ... Başkonsolosluğunda yapılan evliliğin yokluğunun tespitini talep etmiş, mahkemece davacı ve davalının müşterek hayatı uzun yıllar sürdürdükleri ve bu uzun süreç içerisinde üç müşterek çocuk dünyaya getirdikleri, ayrıca davacının kendi ülkesinde bu evliliğe dayanarak boşanma davası açması karşısında artık bu evliliğin şekil şartlarına uymadığını ileri sürerek yok hükmünde olduğunun tespitini istemenin Türk Medeni Kanununun 2. maddesi uyarınca mümkün olmayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu