Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın birçok emsal kararında, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası sonucunda yerel mahkemece kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip eda hükmü kurulması gerektiğini, eda hükmü kurulmaması halinde bunun bozmayı gerektirmediği ve sıra cetvelinde davalıya tahsis edilen meblağın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere davacı alacağına yetecek miktarının davacıya ödenmesine, kalan olması halinde davalıya verilmesine ibaresinin eklenmesinin yeterli olacağı görüşünün hakim olduğunu, emsal ve yerleşik içtihatlar ile davanın kısmi ıslahı ile bu talebin dava dilekçelerine eklenmesi karşısında, davalının görev ve ıslah yönündeki istinaf gerekçelerinin usule, yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı düşmüş olduğunu, muvazaaya dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğunu, davalı alacaklı, kambiyo senedine dayalı alacağını, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun...
Gerekçe 1-Uyuşmazlık Muvazaa nedeni ile sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. 2- İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3/2, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) geçici 2 ve HUMK'nın 26.09.2004 tarih 5236 sayılı Kanunla değişmeden önceki haline göre 428,438 ve 439. maddesi 3- Değerlendirme 1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Dava muvazaa nedeni ile sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Sıra cetveline itiraz davasının dinlenebilmesi için davalıya sıra cetvelinde yer verilmesi gerekir....
İcra Müdürlüğünün 2012/22219 esas sayılı icra takip dosyasında düzenlenen sıra cetveline itirazlarının kabulü ile sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın iptaline, müvekkilinin alacağının sıra cetvelinde 1. sıraya alınması ile bu payın müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında; davacı tarafın alacaklı olduğu kambiyo senedinin tanzim tarihinin 14.07.2012 olup davalı tarafın alacağının dayandığı kambiyo senedinin tanzim tarihinin 15.02.2012 olduğu, davalı alacağı davacı alacağından önce doğmuş olup sonraki tarihli alacağa muvazaa yaratılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, sıra cetveline muvazaa nedeniyle itiraz davasıdır....
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanını dayalı olarak hüküm kurulamaz. Bu bilgiler ışığında somut dosya yönünden yapılan değerlendirmede, az yukarıda açıklandığı üzere, davalının dayandığı bonoların gerek tanzim tarihi ve gerekse bonoya dayalı başlatılan takip tarihi ve haciz tarihinin davacının dayandığı alacağın dayanağını oluşturan icra takip tarihlerinden öncedir. Bu durumda davalı alacağının, davacı alacağından daha önce doğduğu ve sonraki alacak bakımından muvazaa yaratılamayacağından davanın reddine karar vermek gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır (Yargıtay 23....
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamaz....
Aynı kanunun 142. maddesine göre, cetvel suretinin tebliğinden 7 gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinden alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir. Buna göre, sıra cetveline itiraz davalarının sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre içerisinde açılması gerekmektedir. Davaya konu İscehisar İcra Müdürlüğü'nün 2015/117 Esas sayılı dosyasında oluşturulan 17/12/2018 tarihli sıra cetveli incelenmiş, sıra cetvelinin tüm tarafları tebliğ edildiği ve davanın süresinde açıldığı tespit olunmuştur. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır....
Bu durumda mahkemece, davanın TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü doğru ise de ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken ispat yükü davalıya yüklenerek yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyizitirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi : Afyonkarahisar İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı ... alacağının ilk hacze iştirak hakkı olmadığı iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesi'nce öncelikle 2.483,-YTL. masrafın çıkarılmasına ve artan satış bedelinin önceki sıra cetvelindeki silsile takip edilerek davacı ile davalı ... arasında garameten taksimine karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/674 esas ve 2007/380 karar sayılı dosyasındaki ipotek bedeli ile ilgili beyanına itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı, bu durumda, davacının muvazaaya yönelik terditli talebi ile ilgili olarak işin esasına girilerek ve taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, ipotek belgesinin resmi belge niteliğinde olduğu, aksinin ancak resmi nitelikteki deliller ile kanıtlanabileceği, davacının da muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılarak, davanın reddine dair verilen ikinci kararın da davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07.05.2014 tarih ve 133 E, 3580 K sayılı ilamıyla, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun belgelerle...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı yanca dayanılan rehin sözleşmesinin geçerli olmadığı iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Mahkemece rehin sözleşmesinin yasal unsurları ve borçlu imzasını içerdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 04.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....