Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, üç yönden devlet ormanına, bir yönden de denize sınır olduğu, bu hali ile orman bütünlüğü içinde yer aldığı, dosyaya asliye hukuk mahkemesinin 1979/64 sayılı, Hazine ve köy tüzelkişiliğinin taraf olduğu tescil kararı sunulmuşsa da tapuda infaz edilmediği gibi, kararda taraf olmayan Orman Yönetimini bağlayıcı yönünün de bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece taşınmazın orman bütünlüğü içinde olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, özel mülkiyete açılmasını sağlayacak biçimde kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23.11.2011 günü oybirliği ile karar verildi....

    Yönetimi, 149 ada 2 numaralı parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile yine birleştirilen 2006/12 sayılı dosyada ise ekli krokide 149 ada içinde kalan (a) işaretli taşınmazların orman sayılan yer olduğu halde orman sınırıları dışında bırakıldığını belirterek sınırlandırmanın iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi isteği ile ... ve ...'e husumet yönelterek dava açmıştır. Mahkemece 149 ada 2 sayılı parselin orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline; 149 ada 3 ve 4 numaralı parseller dava konusu olmadığından kadastro tutanakları kesinleşmiş olması nedeniyle tescil işleminin yapılması için tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından 149 ada 2 numaralı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine ve orman sınırlandırmasına itiraz niteliğindedir....

      Şöyle ki; mahallinde, 16.01.2014 tarihinde orman bilirkişisi ... refakatiyle keşif yapılmasına rağmen, bu bilirkişi için icbar suretiyle irtikap suçundan soruşturma yapılması nedeniyle keşfe katılmayan ve re'sen seçilecek iki kişiden oluşan orman bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş fakat keşfe katılmayan orman yüksek mühendisi ... (tek bilirkişiden) rapor alınmış ve bu rapor da hükme esas alınmıştır. Keşfe katılmayan bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınamaz. Dava dilekçesinde davacının talebi 5 dönümlük bir yere ilişkinken yargılama sonucunda bu talep aşılarak 39.265,09 m² yönünden kabul yönünde hüküm kurulması ve yargılama sırasında davacının vefat etmiş olması nedeniyle mirasçıları adına, miras payları oranında tescil hükmü kurulurken nüfus kayıtlarına göre 05.04.2009 tarihinde, davacıdan önce bekar olarak vefat eden ...'e de pay verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 8.3.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, dava dilekçesine ekli 13.05.1931 tarih ve 115 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak, bu kayıtta geçen hazine payının kadastro sırasında davalıların murisi adına yazılı 108 ada 1 parsele revizyon alınması gerekirken kadastro ekibince bu kayıt gözardı edilmek suretiyle tamamının davalıların murisi adına yazıldığını belirterek taşınmazın 1/4 payının hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalılar davanın reddini savunmuş, mahkemece, dayanılan tapu kaydının uyuşmazlık konusu yere uymadığı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı ..., dava konusu 7875 parsel numaralı taşınmazın kadastro sırasında mer’a olarak sınırlandırıldığını, evveliyatında babası ...’a ait iken sağlığında mirasçıları arasında yapmış olduğu taksim sonucu bu yerin kendisine kaldığını, 1988 yılından beri nizasız fasılasız zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak sınırlandırmanın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı ..., dava konusu 7875 parsel numaralı taşınmazın kadastro sırasında mer’a olarak sınırlandırıldığını, evveliyatında babası Hasan’a ait iken sağlığında mirasçıları arasında yapmış olduğu taksim sonucu bu yerin kendisine kaldığını, 1988 yılından beri nizasız fasılasız zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak sınırlandırmanın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II....

              Dava, orman olarak sınırlandırılan yelerin orman sayılan yerlerden olmadığı, orman olarak yapılan sınırlandırılmasının iptali istemiyle dava açıldığına gore, dava haklı bulunur ise verilecek karar orman olarak yapılan sınırlandırmanın iptali, dava haklı bulunmaz ise davanın reddi şeklinde olmalıdır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde genel kadastro 1981 yılında yapılıp kesinleşmiş, çekişmeli taşınmazın tevhit ve ifrazlar sonucu geldiği parsellerden bir kısmı arazi kadastosunda gerçek kişi adına tapulanmış, bir kısmı ihdasen bir kısmı tescil hükmü ile tapuya kayıt edildikten sonra satışlar sonucunda davacıya geçmiş, kadastro ve tescil işlemlerinden sonra 10 yıldan fazla sure geçmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2013 gününde verilen dilekçe ile meranın sınırlandırılmasının iptali ile aidiyetin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine dair verilen 27.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına sınırlandırılan 116 ada 1 mera parselinin davacı köyün kadim merası olduğunu,sınırlarının yanlış tespit edildiğini belirterek sınırlarının tespiti ve sınırlandırmanın iptali ile davacı ... adına sınırlandırılmasını istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Kadastro ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro yenileme çalışmalarında davalı adına yapılan tespit ve sınırlandırmanın iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi istemine ilişkindir. Kadastro mahkemesince, dava askı ilân süresi içerisinde açılmış ise de, istemin, mülkiyet durumunu belirleyen tesis kadastrosu paftasına işlenmemiş olan kamulaştırma haritası esas alınarak harita kapsamındaki bölümün yol olarak terkinine yönelik olması nedeniyle ve kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davaların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

                    Bu durumda eldeki davada, 2 ayrı davanın (askı ilan süresinde genel mahkemede açılan 22/2- a uygulamasına itiraz ve mülkiyet iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası) bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafa ait taşınmazların (125 ada 38 ve 40 parsel sayılı taşınmazların) tapuya ilk tesciline ilişkin tapulama evrakı, tapu kütüğü, vs. getirtilmediği gibi davacının terditli olarak açtığı davada ikinci talebi olarak mülkiyet iddiasında bulunarak tapu iptali ve tescil istemi bulunmasına rağmen, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası nedeniyle davacının mülkiyete ilişkin tapu iptali ve tescil talebi/davası yönünden de karar yerinde olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerekirken bu husus gözden kaçırılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu