Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı sigortalının göremezlik oranının kesin olarak saptanması maddi ve manevi tazminat davasının sonucunu etkileyen hususlardandır.Somut olayda davacının göremezlik oranı 08.11.2014 tarihinde kontrolü kaydı ile %17 olarak belirlenmiştir. Belirtilen bu tarihinde davacının göremezlik oranının kontrolü gerektiğine göre, kesinleşen bir maluliyetten söz edilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca da davacının yeniden kontrol ve muayenesi sonucu göremezliğin hangi oran üzerinden kabul edildiği araştırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgu gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı vekillerinin bu yönleri de amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, sürekli göremezlik oranının tespiti ile sürekli göremezlik geliri bağlanması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2- 01.10.2008 sonrası yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinde "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendiren sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli göremezlik gelirine hak kazanır..... Sigortalının sürekli göremezlik geliri, A) Geçici göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi, B) Geçici göremezlik tespit edilemeden sürekli göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini takip eden aybaşından başlar" hükmü getirilmiştir....

      Sürekli göremezlik oranının düşmesi halinde; sürekli göremezlik oranının en başından itibaren mi, yoksa azalma kaydıyla mı değiştiği tespit edilmeli, sürekli göremezlik oranındaki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olduğundan, gelir hesabındaki unsurlardan biri olan göremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen göremezlik oranına uyarlanması gerektiği dikkate alınmalı, bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olduğundan, başlangıçtaki yüksek göremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek göremezlik oranı ile düşen göremezlik oranı arasındaki fark göremezlik nedeni ile) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi ile, yapılacak hesaplamanın da yüksek göremezlik oranına göre belirlenen ilk peşin sermaye değerli...

      Şirketini de davada taraf olarak göstermesi gerekir iken sadece müvekkili Kurumu hasım olarak göstermesinin de hatalı olduğunu, bu nedenle işverenliğin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa 1 haftalık kesin süre verilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacının iddia ettiği kazasının 17.04.2015 tarihinde gerçekleştiğinin belirtildiğini, davacının maluliyet oranının değişmesinin /artmasının 17.04.2015 tarihindeki kazasıyla illiyet bağının da araştırılması gerektiğini, müvekkili Kurum tarafından yapılan tespitlerin 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun uyarınca Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun olarak yapıldığını, kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli göremezlik hallerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağı hakkındaki esasların bu tüzükte belirtildiğini, dolayısıyla mahkemece gerçekleştirilecek tespitlerde de bu tüzük hükümlerinin esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Oysa ki, hükme esas alınan raporlardaki bilirkişiler makine mühendisi olup, olayın meydana geldiği kolunda uzman değillerdir. Hal böyle olunca, Kurumun açtığı bu rücu davasında, hükme esas alınan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporlarda işveren kusurunun yeterince araştırılıp, değerlendirilmemesi yönüyle, olayla örtüşür bir kusur raporu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; davaya konu sigorta olayının meydana geldiği kolunda(ilaçlama, sağlık), güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişiden, 506 sayılı Kanun’un 26, 4857 sayılı Kanun’un 77, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin yeniden, gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          ya %39 göremezlik oranı üzerinden bağlanan göremezlik gelirinden kaynaklı peşin sermaye değerine bağlı rücuen alacak talebi ile davacı .... Hizm. Tur. San ve Tic. A.Ş aleyhine dava açmış olup, davacının talebi 09/12/2003 kazası tarihi ile davacının sürekli göremezlik derecesinin %1.00 'e indirildiği 21/09/2009 tarihleri arasındaki %39 oranındaki sürekli göremezlik derecesine ilişkin olup, Dairemizin 18/12/2014 tarih, 2014/1855 E. 2014/27603 K. Sayılı bozma ilamı da bunu amaçlamaktadır. Yapılacak , davacının talebinin davalı sigortalı ...'nın davacı şirket nezdinde çalışırken 09/12/2003 tarihinde maruz kaldığı kazası nedeniyle ve ......

            İş Mahkemesi'nin 2015/1366 Esas sayılı kazası nedeniyle tazminat davasında davanın %11,2 sürekli göremezlik oranına göre sonuçlandırıldığını, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiğini, tazminat davasında ve Adli Tıp Kurumu 3....

            İş Mahkemesi'nin 2015/1366 Esas sayılı kazası nedeniyle tazminat davasında davanın %11,2 sürekli göremezlik oranına göre sonuçlandırıldığını, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiğini, tazminat davasında ve Adli Tıp Kurumu 3....

              Davacının maluliyetinin tespiti için davacıya ait tedavi evrakları ile birlikte dosya Adli Tıp 2. İhtisas dairesine tevdi edilerek kaza tarihindeki mevzuat hükümleri gereğince rapor alınmış, Adli Tıp 2. İhtisas dairesinin dosyaya sunduğu 23 Aralık 2020 tarihli raporda, kaza tarihinde yürüklülükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri ölçütlerine göre davacının sürekli göremezlik maluliyetinin bulunmadığını, geçici göremezlik süresinin ise bir buçuk aya kadar uzayabileceğini rapor ettiği, raporun denetime elverişli olduğu ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu görülmüştür. Taraflara ait kusur oranının tespiti ve tespit edilecek kusur ile adli tıptan alınmış olan maluliyet raporlarındaki maluliyet oran ve süreleri gözetilerek davacının uğradığı zararın tespiti için dosya, kusur ve aktüerya hesap bilirkişisinden oluşan iki kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek kusur ve hesap raporu alınmıştır....

                Somut olayda; davacı-birleşen dava davalısı ...’in 28.03.2007 tarihinde geçirdiği kazasına bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nca ilgilinin sürekli göremezlik oranının % 15 olarak belirlendiği, eldeki davada ise davacı ... tarafından göremezlik oranının tespiti istenmiş, sonuç olarak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 26.12.2013 tarihli kararıyla davacının sürekli göremezlik oranının yine % 15 olarak belirlendiği görülmüştür. Sonuç olarak dava öncesi kurum tarafından belirlenen göremezlik oranında herhangi bir değişiklik olmaması ve davalı kurumun davaya sebebiyet veren bir davranışı bulunmamasına karşın aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmederek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu