İncelemeye konu somut olayda dava konusunun sürekli iş göremezlik gelirinin tam olarak ödenmesi gerektiğinin tespiti istemli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince davaya konu talebin gerçekte 5510 sayılı Kanunun 19. maddesinde tanımlanan meslekte kazanma gücü kaybı oranı (sürekli iş göremezlik durumu) hakkında olmasına karşın, aynı kanunun 25. maddesinde tanımlanan malul sayılma haline ilişkinmiş gibi yazılıp bu doğrultuda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bölge adliye mahkemesi tarafından bu durumu HMK 353/b-2 hükmü gereğince mahkeme kararının kaldırılarak esastan karar verilmesi gerekirken eleştirmekle yetinerek hükmü infazda belirsizlik yaratacak şekilde karar verilmesi bozmayı gerktirmiştir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
İş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli iş göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Yapılacak iş; davacıya işvereni ve hak alanını ilgilendirdiği için SGK....
Davacı vekilinin dosyaya sunduğu 26/06/2020 tarihli kuruşlandırma dilekçesi kapsamında 25.900,00 TL sürekli iş göremezlik zararı ile tedavi amaçlı ulaşım gideri için 100,00 TL talep ettiği, ıslah dilekçesi kapsamında 28.171,46 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 480,00 TL yol gideri masrafı talebinde bulunduğu anlaşılmış, ulaşım gideri talebinin makul seviyede bulunduğu mahkememizce resen değerlendirilerek hüküm altına alınmıştır....
Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....
Davacılar vekili; 11.12.2013 tarihinde taleplerini ... için geçici iş göremezlik olarak 9.030,20 TL, sürekli iş göremezlik olarak 153.105,72 TL; ... için geçici iş göremezlik olarak 490,05 TL, sürekli iş göremezlik olarak 4.653,45 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
İş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından, bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden, Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından, maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli iş göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK'nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69-55 sayılı kararı da bu yöndedir....
İş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça, Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından, bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden, Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından, maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli iş göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....
Davacının talebi sürekli iş göremezlik ve sürekli bakıcı gideri talebi olup davacıda oluşan maluliyetin sürekli olup olmadığının belirlenmesi gerekmekte olup süreklilik oluşturmayan maluliyet oranının tazminata esas alınarak karar verilmesi hatalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir....
Davacının tazminat istemli ilk davasına ... Esas numarası verilerek yargılama yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile sürekli iş göremezlik zararının 76.368,45 TL olduğu belirlenmiş, davacının bu miktarı esas alan ıslah işlemine bağlı kalınarak 76.368,45 TL sürekli iş göremezlik zararının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuş, ......
Malüliyet oranının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup, temyize konu tazminat davasında Sosyal Güvenlik Kurumu taraf değildir İş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça, Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından, bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden, Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli iş göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....