Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmün, davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun yargı harçlarına ilişkin 1 sayılı Tarifesi gereğince, konusu belli değerle ilgili davalarda hükmedilen değer üzerinden nispî harç alınması yasal gereğine karşın, kazasında sürekli göremez duruma giren sigortalı için yapılan sosyal sigorta yardımlarının rücuen tahsili istemli davanın yargılaması sonucu kurulan hükümde, 3144,33 TL nispî karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, eksik harca hükmedilmesi, diğer taraftan kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'e göre hükmedilen miktar üzerinden 5.934,78 TL vekalet ücretine, reddedilen miktar üzerinden de kendini vekille temsil ettiren davalı yararına ise, reddedilen kusur farkına isabet eden miktara...

    İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Kurumca sigortalının sürekli göremezlik oranının belirlenerek sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur.Zararlandırıcı olayın kazası olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacının sürekli göremezlik oranı belirlenmeyecek ve gelir de bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından kazasının tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı’da bu yöndedir....

      İş kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Yapılacak , davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine maluliyet oranının tesbiti davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermektir....

        Dava; 06.05.1998 tarihinde kazası geçiren sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici göremezlik ödemesi ve tedavi gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun'un 26. maddesidir. Somut olayda; kazasına uğrayan sigortalının ...... tarihli raporunda sürekli göremezlik derecesinin %100 olarak belirlendiği, davalı tarafından sürekli göremezlik derecesine itiraz davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda sürekli göremezlik derecesinin %10 olduğuna karar verildiği ve ilgili kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, mahkemece öncelikle yapılacak sigortalının sürekli göremezlik derecesinde ki azalma oranının başlangıç tarihinin.......an sorularak belirlenmesi gereklidir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : Dava, kazasına dayalı sürekli göremezlik oranının tespiti ile sürekli göremezlik geliri bağlanması istemine ilişkindir Mahkemece, (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Sağlık raporlarının usul ve esaslarının belirlenmesi" başlıklı 95’inci maddesinde çalışma gücü kaybı ile kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücünün belirlenmesinde izlenecek yol açıklanmıştır....

            Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 9.176,00 TL geçici göremezlik ve 119.772,00 TL sürekli göremezlik tazminatının 25/09/2019 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası sonucu yaralanma sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

              Somut olayda; Kurumca, sigortalının sürekli göremezlik oranının %45 olarak belirlenmesi, davacının, dava dilekçesinde, açıkça, sigortalının sürekli göremezlik oranının Kurumca belirlenenden aşağı olduğunun tespitini talep etmesi, Adlı Tıp Genel Kurulunca kazası sonucu sigortalıda oluşan sürekli göremezlik oranının %65 olduğunun belirlenmesi ve davalı sigortalı tarafından, usulünce açılan karşı davanın veya eldeki dava ile birleştirilen ve sürekli göremezlik oranının arttırılarak tespiti talebini içeren davanın bulunmaması karşısında, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak davacı aleyhine sigortalının sürekli göremezlik oranının arttırılması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                İş kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından, bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden, Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından, maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Yapılacak davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine sürekli göremezlik oranının tespiti davası açması için önel verilip, tespit davasını bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

                  Somut olayda; kazasına uğrayan sigortalının.....01.11.2008 tarihli raporunda sürekli göremezlik derecesinin %35.2 olarak belirlendiği.....11.11.2009 tarihli raporunda ise sürekli göremezlik derecesinin azalma kaydıyla %18.2 olarak tespit edildiği ve .... 11.06.2015 tarihli raporunda ise %21’lik sürekli göremezlik derecesi kaydı olduğu anlaşılmakla, mahkemece öncelikle yapılacak sigortalının sürekli göremezlik derecesinde ki azalma oranının başlangıç tarihinin ..... Kurulu’ndan sorularak belirlenmesi olmalıdır. Yapılan araştırma sonucu, sürekli göremezlik derecesinin zaman içinde iyileşme göstererek düştüğü tespit edilirse, sürekli göremezlik derecesinin düşme tarihinin açıkça belirlenmesi gerekir....

                    Dava konusu olayda davacının sol radius başı kırığı nedeniyle 30.04.2002 tarihine kadar raporlu kalarak 01.05.2002 tarihinden itibaren başı yapabileceğinin bildirildiği, sürekli göremezlik talebi üzerine .... tarafından 05.12.2008 tarihli karar ile % 22 oranında sürekli göremezliğinin bulunduğunun tespit edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacıya sürekli göremezlik tayinine esas alınan kemik kırığının niteliğine göre değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı da ortadadır. Bu duruma göre gerek olay tarihi ve gerekse 30.04.2002 istirahat sonundan itibaren çalışabileceğine ilişkin... Eğitim Hastanesinin 26.04.2002 rapor tarihine göre 26.08.2013 ek dava tarihinde yasanın öngördüğü 10 yıllık sürenin geçtiği açıktır....

                      UYAP Entegrasyonu