Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevabında, davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile 70.000 USD müvekkili şirkete borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, davalı tarafın müvekkili şirket ile imzaladığı bayilik sözleşmesi hükümlerine aykırı davranıp yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini bu nedenle 70.000 USD müvekkili şirkete borçlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.000.USD cezai şart alacaklarına faizi ile hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,cevabında taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, davacının sona ermiş sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunduğunu, sözleşme süresince davacının hiçbir temerrüt ihtarı bulunmadığını, müvekkilinin satışlarının düştüğü kabul edilse dahi davacının yıllarca sessiz kalarak, bu durumu zımnen kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

    Davalı vekili, davacının sözleşmeyi feshetmeksizin bu davayı açmasının yasal olmadığını, sözleşmeye göre fuar tarihinin belirlendiğini ve ana organizatörün talebi ile tarihin değiştiğini, fuar değişikliği hakkında davacının derhal bilgilendirildiğini ve itirazı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      DELİLLER VE GEREKÇE: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2018 tarihli, 2017/1648 E. ve 2018/2994 K. sayılı, 06/06/2017 tarihli, 2016/7775 E. ve 2017/4600 K. sayılı, 11/04/2019 tarihli, 2017/1440 E. ve 2019/2507 K. sayılı, 11/02/2019 tarihli, 2017/2989 E. ve 2019/798 K. sayılı, 13/12/2017 tarihli, 2016/14070 E. ve 2017/7936 K. sayılı kararları.) Bilindiği üzere, harca tabi davalarda, başvurma harcı ile nisbi karar ve ilam harcının 1/4’ü (dörtte biri) peşin olarak alınır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 11/04/2019 tarihli, 2017/1440 E. ve 2019/2507 K. sayılı kararında; “...Dava dilekçesinde yapılan açıklamalarda davacının her iki takip dosyasına yönelik ne miktarda menfi tespit davası açtığı açıklanmamış, ancak 100,00-TL. üzerinden harç yatırılarak menfi tespit davası kısmi olarak açılmıştır....

        Sayılı dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ve tüm fer'ileri bakımından icra dosyası nezdinde borçlu olunmadığının tespitine, müvekkili ...'nin ise kefalet sözleşmesi nezdinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. SAVUNMA : Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini de vekil ile temsil ettirmemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit konusuna ilişkindir. Dosyamızda taraf delilleri toplanmış, davacı şirket ticari defterleri yönünden istinabe yazısı yazılarak bilirkişi raporu temin edilmiştir....

          Sayılı dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ve tüm fer'ileri bakımından icra dosyası nezdinde borçlu olunmadığının tespitine, müvekkili ...'nin ise kefalet sözleşmesi nezdinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. SAVUNMA : Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini de vekil ile temsil ettirmemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit konusuna ilişkindir. Dosyamızda taraf delilleri toplanmış, davacı şirket ticari defterleri yönünden istinabe yazısı yazılarak bilirkişi raporu temin edilmiştir....

            - KARAR - Davacı vekili, tarafların önce sözlü olarak kapasite raporu ve sanayi sicil belgesi çıkarılması konusunda anlaştıklarını, daha sonra 22.03.2010 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmeden ceza-i şart alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, talebini ıslah ederek menfi tespit talebi ile birlikte, davalıya yazılı sözleşme gereğince avans olarak verilen 2.000 TL'nin de davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, takibin sözleşmeye uygun olduğunu, 2.000 TL'lik ödemenin yazılı olmayan sözleşme gereğince ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

              Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, bonodaki keşideci imzalarının bir kısmının davacı şirket temsilcilerine ait olduğu bir kısmının olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davacının davalıya 29.197,99 TL asıl alacak yönünden borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının, dava konusu takipte yalnızca 29.197,99 TL asıl alacak miktarı yönünden borçlu olduğu, bakiye alacak miktarı yönünden ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 72. maddesi hükmü gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulup, kabul edilen miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

                Davalı takip alacaklısının, dava konusu icra takibinde borç sebebini açıkça kaçak kullanım olarak belirttiği hâlde, eldeki menfi tespit davasında, takibin tüketim endeksine dayalı faturadan kaynaklandığını ileri sürmesi mümkün olmamakla birlikte, borç sebebinin takip talebinde sehven "kaçak" olarak bildirildiği, takip talebi ve ödeme emrinde belirtilen davalı şirketin hukuk birimi nezdindeki nolu ve nolu dosyanın gerçekten de tüketime dayalı borca ilişkin olduğu düşünülecek olsa dahi, bu durumda tüketime dayalı fatura nedeniyle tahakkuk ve tahsil yetkisi DEPSAŞ'ta olup, davalı takip alacaklısı T3 A.Ş.'nin (DEDAŞ) ayrı bir tüzel kişiliği haiz bulunan Dicle Elektrik Perakende Satış A.Ş.'nin (DEPSAŞ) görev ve sorumluluğunda bulunan tüketim endeksine dayalı olarak takip yapma yetkisi bulunmamaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu Dairemizce değerlendirilmiş ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

                Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda takibe konu bononun altındaki keşideci imzasına dair bir itiraz olmadığı davacının bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını yazılı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava sözleşmeye istinaden verilen bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Davacı bononun 10.08.2007 tarihli sözleşmeye istinaden verildiğini, ancak şartın gerçekleşmeden bononun takibe konulduğunu, hatta bu konuda Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan şikayet sonucunda davalılardan ... hakkında kamu davası açıldığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece bu sözleşme ile açılan kamu davası ve davalılardan ...'ın hukuki sorumluluğu üzerinde durulup tartışılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  -KARAR- Asıl dava, icra takibine konu bononun karşı edimin yerine getirilmemiş olması nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı - karşı davacı ... Geri Dönüşüm A.Ş vekili, bono borcunun ödenmediği gibi temlik alınan alacağın da ... Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdl. tarafından ödenmediğini savunmuş, karşı dava ile de .. ... Sanayi Ltd. Şti. ve...u'dan alacaklı olduğunu belirtip fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacak talebinde bulunmuştur. Davalı ... Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdl.vekili, temlik konusu ... ve ... no'lu faturalardan dolayı herhangi bir alacak hakkı doğmadığını, bu faturalara konu mal teslimi yapılmadığını, dolayısıyla sözkonusu faturalara dayalı olarak ödeme yapılamayacağını, temlik konusu alacağın doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı - karşı davacı ... Ltd....

                    UYAP Entegrasyonu