Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açılan dava taşeronluk sözleşmesinden doğduğu iddia olunan ve takibe konulan alacakla ilgili menfi tespit istemine ilişkin olup, emsal Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitinin yapılacağı, yukarıda belirtilen yasa gereğince de menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmakla açılan davanın 7155 sayılı yasanın 22.maddesine göre 6325 sayılı yasaya eklenen 18/A maddesinin 2.bendine göre dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1....

    e ait iddiaları dayanak yaparak bu davayı açamayacağını, bu sebeple davacı şirket yönünden evrakın ayrılarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca bu davacının 15 günlük dava açma süresini de kaçırdığını, diğer davacı yönünden ise senetteki imzanın sahte olmadığını, sözleşmeye istinaden düzenlendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen adli tıp raporuna göre, davacı şirketin dava açmasında hukuki yararının bulunduğu ve senetteki imzanın davacı ...'e ait olmadığının adli tıp raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 1-Davacı şirket, davalı tarafından yapılan icra takibinde İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesi sebebiyle borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari satımdan kaynaklanan kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, kredi kartı kullanımına dayalı menfi tespit-alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 27/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın çeke dayalı alacak isteminden kaynaklanmasına ve davanın itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 03.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın asıl davada sözleşmeye dayalı alacağın tahsili ve menfi tepsit, birleşen davada ise sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2020 NUMARASI : 2018/515 ESAS - 2020/618 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/515 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 15/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında sınırlı olmak üzere hukuki bir ilişki sürecinin söz konusu olduğunu, davalının babası Mahmut KAYA ile müvekkili T1 arasında 16/08/2012 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre adi ortaklık ilişkisinin söz konusu olduğunu, davalının babası olan Mahmut KAYA'dan aldığı Konya 1.Noterliğinin 01/03/2011 tarih ve 3239 yevmiyeli vekaletnamesine istinaden bu ortaklık ilişkisi ve devamı sürecinde müvekkilinin davacı ile ilişkilerini sürdürdüğünü, Ortaklık Sözleşmesinin 1.sayfasında "sözleşmenin...

              nun 201.maddesi gereğince senetle ispatlanması gerektiği, davacı tarafın takibe konu senedin aksini yazılı bir belge ile ispat edemediği gibi senet üzerindeki imzanın da davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin tedbir yolu ile takip durdurulmadığından İİK.72/4. maddesi gereğince şartları oluşmadığından reddine..." karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında herhangi bir alacak ilişkisi bulunmadığını, imzanın müvekkiline ait olduğunun kesin olarak tespit edilemediğini, öncelikle Adli Tıp Kurumundan alınan raporun eksik incelemeye tabi tutulduğunu, raporun özensizce hazırlandığını, ispat yükünün davalıya ait olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK'nın 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....

                Hukuk Dairesi'nin 30/06/2020 tarih ve 2017/8601 Esas, 2020/5515 Karar sayılı emsal içtihadı) 3- İhale sözleşmesinin fesih edilmesinde davacı şirkete izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığından davacı şirket ihalenin feshi nedeniyle müspet zarar kapsamında kâr kaybı ve alacak isteminde bulunamaz ise de; geçici ve kesin teminatların iadesini ve menfi zararlarını talep etmeleri mümkündür. Menfi zarar da; uygulama ve Yargıtay içtihatlarında sözleşmenin ifası için yapılan ve sözleşme ilişkisi kurulmamış olması halinde yapılmayacak olan masraflar olup menfi zararların fesih ya da tasfiyede kusursuz olsa dahi sözleşmenin diğer tarafından talep edilmesi mümkündür. Menfi zarar diye nitelendirilen imalât ve harcamalar taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmasa idi yapılmayacak olan masraf ve imalâtlar olduğundan sözleşmeden doğan hak ve alacaklar kapsamındadır....

                Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, taraflar arasında bakliyat paketlemek için volumetrik düzenli tam otomatik paketleme makinesinin satışı ve montajı ile ilgili 03.02.2009 tarihli sözleşme yapıldığının ihtilafsız olup, sözleşmede öngörülen montaj ve devreye alma işleminin davalı tarafça yapılmadığının tespit sonucu belirlendiği, sözleşme ile bedelin kısım kısım ödenmesi karşılığında makinenin tesliminin kararlaştırılmadığı ancak ödemelerin zamanında yapılmadığı bu nedenle davalının halen makine parçasını teslim etmekten imtina ettiği, bu kaçınmanın akdin ifa edilmediği define dayalı bir kaçınma olduğu, davalının ödeme yapılmamasına dayalı olarak makine parçasını teslim etmediği, olayda makinelerin parçalarının tamamının montajıyla kullanılabilir halde teslim edilmemesinden ötürü davalının sözleşmeye aykırı bir davranışı bulunmadığından davacının sözleşmeden dönmesinin haklı olmadığı, bu nedenle menfi tespit davasının sözleşme gereğince kararlaştırılan bedelin tamamı bakımından...

                  UYAP Entegrasyonu