Somut uyuşmazlıkta davacı iş sözleşmesinin son alt işveren tarafından 01.07.2008 tarihinde haksız feshedildiğini ileri sürmüş, davalı asıl işveren ise iş sözleşmesinin davacının memuriyete geçmesi sebebiyle sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında, iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiğinin görüldüğü, bu durumda haklı feshi ispat yükü işverene ait olmasına rağmen ispat edilemediği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılmıştır. Dosya kapsamında taraflarca yapılan yazılı bir fesih bildirimi bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılış bildirgesi feshi yapan tarafın veya feshin haklılığı konusunda tek başına delil teşkil etmez. Dosyadaki bilgi ve belgelere ve özellikle Adalet Bakanlığı Personel Hareketleri Onay Belgesi ile Serik Cumhuriyet Başsavcılığının 02.07.2008 tarihli yazısına göre davacının iş sözleşmesinin davacı tarafından memuriyete geçiş sebebiyle feshedildiği sabittir....
Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin 4. maddesinin 7. fıkrasında “toplu iş sözleşmesinin süresi ihale sözleşmesinin süresini geçemez” hükmü bulunmakta ise de 6356 sayılı Kanun’un 35. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme uyarınca toplu iş sözleşmesi süresinin en az 1 yıl en çok 3 yıl olabileceği, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca faaliyetleri bir yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere yapılan toplu iş sözleşmelerinin süresinin bir yıldan az olabileceği, ihale konusu işin bu neviden olmadığı Yüksek Hakem Kurulu’nun 6356 sayılı Kanun’un emredici hükümlerine uygun olarak toplu iş sözleşmesinin süresini belirlediği dikkate alındığında yönetmelikteki hükme aykırılığın toplu iş sözleşmesinin geçersizliğine neden olmayacağının anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın bu değişik gerekçeyle ONANMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın...
Dava, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerhi isteğine ilişkindir. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır. Somut olayda davacı 05.02.1986 tarihli kira sözleşmesinin tapuya şerhi hususunda sözleşmede hüküm bulunduğunu ve sözleşmenin bu hüküm uyarınca tapuya şerh edildiğini, 20 yıllık kira sözleşmesinin de yine sözleşme uyarınca 10 yıl süre ile uzatıldığının tapuya şerhini istemektedir....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Uyuşmazlık izin alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusuna ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar....
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek davalıdan kıdem, ihbar tazminatı ile sair işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, iş sözleşmesinin devamsızlıktan dolayı haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının işe gelmediği kanaati hasıl olduğu halde savunması alınmadan iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı ile yıllık izin, asgari geçim indiriminin kabulüne, ihbar tazminatının reddine karar verilmiştir....
Davacının bakiye süre ücretine hak kazanması için iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedilmiş olması gerekir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine 2005 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar kullandırılmayan izin ücretlerini talep etmiştir. Davalı tarafından izin formları dosyaya ibraz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talebi aşılarak 2004 yılından fesih tarihi olan 23.12.2010 yılına kadar yüzseksen gün izin hakkına sahip olduğu, izin formlarına göre de davacının yirmisekiz gün izin kullandığı belirtilerek yüzelliiki gün üzerinden izin ücreti hesaplanmıştır. Dosya içindeki izin formlarına göre davacının otuzdört gün izin kullandığı anlaşılmaktadır....
Kararı, davacı süresinde temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip feshedilmediği hususundadır. Davacı iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini beyan etmiştir. Davalı taraf ise davacının yıllık izin dönüşü devamsızlık yaptığını ve bu sebeple iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirtmiştir. Davalı taraf davacıya yemin teklif etmiş ve davacı yemininde davalı işveren temsilcisi tarafından işten çıkartıldığını beyan etmiştir. İspat yükü kendisine düşen tarafın ispata yükümlü olduğu hususlarda karşı tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Davalı tarafın davacıya fesih konusunda yemin teklif etmesi ve davacınında bu konuda yemin etmesine göre iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğinin kabulü gereklidir....
E) Gerekçe: İş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. İşçi iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürdüğünde, feshin haklı neden dayandığını veya işçinin işten kendisinin ayrıldığını işveren kanıtlamak zorundadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesinin haksız olarak işverence feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı, işçinin mazeretsiz işe devamsızlığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 29.08.2012 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Davalı bu tarihten önce davacının devamsızlık yaptığını ileri sürmüş ise de bunu kanıtlayamamıştır....
Mahkemece taraflar arasında 15.05.2003 tarihli kira sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 15.05.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ön yüzünde; “01.05.2003 tarihli kira kontratı yapılmakla 15.05.2003 tarihli kira kontratı taraflarca karşılıklı olarak iptal edilmiştir” ibaresi yazılıdır. Bu yazının altındaki imza taraflarca inkar edilmemiştir. Hal böyle iken mahkemece hükmün gerekçesinde, 01.05.2003 tarihli kira sözleşmesinin iptal edildiği ve taraflar arasındaki geçerli kira sözleşmesinin 15.05.2003 tarihli sözleşme olduğuna ilişkin tespit yapılması hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....