Böyle olunca anılan gurup toplu iş sözleşmesinin 36/A. maddesinden yararlanması olanağı bulunmamaktadır. Gurup Toplu İş Sözleşmesinin 36/B, maddesinde ise, yönetmeliğin uygulama alanı dışında kalan ve Ek Liste B'de yeralan işyerlerinde de aynı oranda zam yapılacağını öngörmüş olmakla birlikte, davacıların çalıştığı işyeri bu listede de yeralamamaktadır. Dolayısıyla gurup toplu iş sözleşmesinin ücret artışlarını düzenleyen 36. maddesinin davacı işçilere uygulanması olanağı yoktur. Öte yandan işyeri toplu iş sözleşmesinin kapsamında Tekirdağ işyeri yeralmakta olup anılan sözleşmede ücret artış oranı %11 olarak öngörülmüştür. Davalı işverenin uygulaması da bu doğrultudadır. Dolayısıyla davacıların gurup toplu iş sözleşmesinin anılan maddesinden yararlanma istekleri ile açmış oldukları bu davada taleplerin reddi yerine kabulü hatalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ve tazminat istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin iptali ile peşin ödenen iki aylık kira bedeli ile yapılan masrafların ödenmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin geçerli olmadığı iddiası ile kira sözleşmesinin iptali için açılan davada görevin dava değerine göre belirleneceğini belirtip, yıllık kira bedeline göre görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ile ecrimisil istemine ilişkin davada Gölcük 1. Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin muvazaalı olması nedeniyle başlangıçtan itibaren iptali ve ecrimisil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi istendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesinin hileli olmasından,aykırılığı nedeniyle sözleşmenin kurulduğu andan itibaren geçersizliğine yönelik olduğunu, görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini yönünde hüküm kurmuştur....
Kanunu'nun 59. maddesinde, ... sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için ... sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, ... sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da ... sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar....
Davacının B.Ç.M. ne 24/11/2008 tarihinde yaptığı başvuruda iş sözleşmesinin raporlu iken feshedildiğini belirtmiş bulunması ve noterlikten davacıya gönderdiği ihbarnamede iş sözleşmesinin 25/11/2008 tarihinde feshedildiğini bildirmiş olması nazara alındığında, davacının rapor bitiminden sonra işyerine gitmediği ve devamsızlığının 25/11/2008 tarihinden itibaren başladığı sabittir. Davacının gösterdiği tanıkların beyanları sözleşmesinin raporlu olduğu sırada feshedildiğini doğrulayıcı nitelikte değildir. Salt raporlu iken B.Ç.M ne 24/11/2008 tarihinde başvuruda bulunmuş olması iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğinin kabulünü gerektirmez....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-İş sözleşmesinin, işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği ve bu suretle işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. Somut olayda, mahkemece iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle 4857 sayılı yasının 24/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği kabul edilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin davalı işverenler tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiği ileri sürülmüş, davalı asıl ve alt işverenler ise davacının devamsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığını savunmuştur....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-İş sözleşmesinin, işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği ve bu suretle işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. Somut olayda, mahkemece iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle 4857 sayılı yasının 24/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği kabul edilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin davalı işverenler tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiği ileri sürülmüş, davalı asıl ve alt işverenler ise davacının devamsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığını savunmuştur....
Mahkemece, davacının herhangi bir menfaat sağlanmaması, ölçülülük, feshin son çare olması ilkeleri ve cezanın eyleme uygunluğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı feshe olanak verecek ağırlıkta olmadığı, feshin hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı da ispatlanamadığı kabul edilerek davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmıştır....
Davalı vekili, çalıştığı şubenin kapanması sebebi ile iş sözleşmesinin 14.03.2011 tarihinde feshedildiği davacıya tebliğ edilmiş ise de, aynı tarihte bir başka şubede çalışma ve iş sözleşmesinin devam etmesi hususunda taraflar arasında mutabakata varıldığını, dava tarihi itibari ile de raporlu olan davacının iş sözleşmesinin sonlandırılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 14.03.2011 tarihinde işveren tarafından feshedildiği; fesih bildiriminin hüküm ve sonuçlarını doğurmayacağı hususunda taraflar arasında mutabakat sağlanmadığı gerekçesi ile feshedildiği gerekçesiyle davanın. kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, iş sözleşmesinin dava tarihi itibari ile geçerli sebeple feshedilip edilmediği noktasında uyuşmazlık söz konusudur....
İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı İş Kanununun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir. O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Sözleşmenin feshi üzerine ödenmesi gereken izin ücretinden taktiri indirim yapılması doğru değildir. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....