Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının 17.09.2012 tarihinde iş başında uyuduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin tutanak tutulduğunu, davacının uyarıldığını ve 2 günlük ücret kesintisi cezası verildiğini ancak olayın 21.01.2015 tarihinde tekrarlanması üzerine davacının savunmasının alınarak iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi ve buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur....
Somut olayda fesihten önce 5620 sayılı Kanun uyarınca her yıl altı ayı geçmemek üzere çalıştırılmak üzere iş sözleşmesinin askıya alınması yolunda gidilmeden doğrudan iş sözleşmesinin feshi geçerli nedene dayanmadığından davalı işverenin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili davacının üst üste üç gün işe gelmediğinden keşide edilen 16.06.2009 günlü ihtarname ile varsa haklı mazeretini belgelemesi, aksi halde iş sözleşmesinin feshedileceği ihtar edilmesine rağmen davacının herhangi bir bilgi ve evrak ibraz etmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin yasaya uygun bir şekilde haklı olarak feshedildiğini, bu nedenle ihbar-kıdem tazminatı talep hakkı olamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı işverenin hem davacının istifasında bahsedip hem de akabinde devamsızlık tutanağı tutulmuş olması ve bu tutanaklar sonrası işe davet edildiğinin belirtilmesi çelişkili olduğundan iş sözleşmesinin 11.06.2009 tarihinde haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir....
İş sözleşmesinin, işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. Somut olayda; davacı iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini beyan etmiş, davalı taraf, davacının verilen görevleri yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle haklı sebeple ve disiplin kurulu kararıyla iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur. Her ne kadar Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiğinin kabulüyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Davalının 26.07.2014 tarihli fesih ihtarında, "...amiriniz tarafından verilen görev ve talimatları yerine getirmediğiniz, verilen talimatlara karşılık yapmıyorum diyerek cevap verdiğiniz, ayrıca konu ile ilgili savunma talep edildiğinde amirinizi tehdit ettiğiniz tespit edilmiş, iş sözleşmeniz 25/II-h maddesi uyarınca feshedilmiştir." gerekçesiyle feshedildiği görülmüştür....
Davalı borçlu, kira sözleşmesinin dava dışı .. imzalandığını, Sözleşmenin 5. maddesine göre; kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl müddetle geçerli olacağını, kiracı tarafından bu 5 yıllık dönemin sona ermesinden 3 ay önce kiralayana yazılı olarak ihtar edilmeyecek olursa sözleşmenin ayrıca herhangi bir işleme ya da bildirime gerek olmaksızın aynı şartlarla ve süre ile kendiliğinden uzamış olacağının düzenlendiğini, kiracı tarafından kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğine dair çekilmiş bir ihtar olmadığından Sözleşmenin 2019 yılına kadar uzadığını, başlangıç tarihinin de kira bedelinin kiralayan adına havale edildiği tarih olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut olayda; davalı taraf, 05.05.2010 hakim havaleli dilekçesinde; yazılı belge ibraz etmemesine rağmen davacının, 2007 ve 2008 yıllarına ait yıllık izin haklarını kullandığını savunarak, bu hususta yemin deliline dayandığı halde yemin teklif edilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 15 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 264 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece ek bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının sadece 11 ayı (330 gün) aşan çalışmalar yönünden yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığının kabulü Dairemiz içtihatlarına uygundur....
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 07.07.2015 gününde verilen ihbarla mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunduğunun tespitine dair verilen 20.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirasçılar ..., ... ve ...'ya velayeten ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunduğunun tespiti talebine ilişkindir. ... C.Başsavcılığı tarafından 07/07/2015 tarihli yazısı ile, ... 2. Noterliğince düzenlenen 28/02/2005 tarih ve ... yevmiye sayılı mirastan feragat sözleşmesinin tarafı olan ve mirastan feragat eden ...’ın 27.06.2015 tarihinde öldüğü öğrenildiğinden bahisle gereğinin ifası için ihbarda bulunulmuştur. Mahkeme, ... 2. Noterliğince düzenlenen 28/02/2005 tarih ve ......
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 10 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 200 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir....