dolayısı ile irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılanın sözleşme ile bağlı olmayacağını, madde metninden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin kurulması, aldatma dolayısıyla irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılan sözleşme ile bağlı olmayacağını, öte yandan kanunda düzenlenen aldatma kurumunun varlığından söz edilebilmesi için üç şartın gerçekleşmiş olması gerektiğini, davalının haksız fiili nedeniyle müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasında 07.01.2018 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, sözleşme maddeleri gereği müvekkilinin, davalı taraf lehine ......
dolayısı ile irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılanın sözleşme ile bağlı olmayacağını, madde metninden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin kurulması, aldatma dolayısıyla irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılan sözleşme ile bağlı olmayacağını, öte yandan kanunda düzenlenen aldatma kurumunun varlığından söz edilebilmesi için üç şartın gerçekleşmiş olması gerektiğini, davalının haksız fiili nedeniyle müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasında 07.01.2018 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, sözleşme maddeleri gereği müvekkilinin, davalı taraf lehine ......
Yanılma TBK.md.35 de düzenlenmiştir. Madde 35- Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat istenemez. Aldatma TBK.md.36 da düzenlenmiştir. Madde 36- Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir. İrade bozukluğunun giderilmesi hususu TBK.39.md. Düzenlenmiştir. Madde 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır....
Davalı, davacının iddialarının gerçek dışı ve kira bedelini artırmaya yönelik olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin sözleşmenin ilk olarak dava dışı emlakçı ile imzalandığını, adı geçenin vekaletnamesinde yetkisi olmadığının farkedilmesi üzerine belirtilen sözleşme iptal edilerek davacı ile aralarında davaya konu sözleşmenin imzalandığını, her iki sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin de aylık 300.-TL olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasındaki 15.08.2014 tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1....
Bilindiği üzere aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, mülk aidiyetinin tespiti ve taşınmaz üzerine davalının ........u nedeniyle konan hacizlerin fekki davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ........ (yanılma) ve hile (aldatma) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mülkiyetin aidiyetinin tespiti ve taşınmaz üzerine davalının ........u nedeniyle konan hacizlerin fekki isteklerine ilişkindir. Davacı; davalılardan ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/03/2015 NUMARASI : 2013/1307-2015/246 Dava, yanılma, aldatma ve gabin nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının yanılma ve aldatma iddiası kanıtlamadığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 8.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, aldatma (hile) ile imzalatıldığı ileri sürülen tasfiye sözleşmesinin feshi ve adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakatlıklara irade bozukluğu denir. İrade bozukluğu halleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 30 ila 39 uncu maddeleri arasında yanılma, aldatma ve korkutma başlıkları altında düzenlenmiştir. 2. Aldatmayı (hileyi) ispat yükü, aldatılan tarafa aittir. Yanılma, aldatma ve korkutma senede bağlanması mümkün olmadığından senetle ispat edilmesinde maddi imkânsızlık vardır. Bu nedenle hukukî işlemlerdeki irade bozukluğu iddiaları, 6100 sayılı Kanun’un 203 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde senede karşı senetle ispat zorunluluğunun istisnaları arasında sayılmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hata (yanılma), hile (aldatma), ikrah (korkutma) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1.Sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) tıpkı 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) gibi esaslı hatanın (yanılmanın) tanımı yapılmamış, 31 ve 32. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir....