Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacının iddialarının gerçek dışı ve kira bedelini artırmaya yönelik olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin sözleşmenin ilk olarak dava dışı emlakçı ile imzalandığını, adı geçenin vekaletnamesinde yetkisi olmadığının farkedilmesi üzerine belirtilen sözleşme iptal edilerek davacı ile aralarında davaya konu sözleşmenin imzalandığını, her iki sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin de aylık 300.-TL olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasındaki 15.08.2014 tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, mülk aidiyetinin tespiti ve taşınmaz üzerine davalının ........u nedeniyle konan hacizlerin fekki davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ........ (yanılma) ve hile (aldatma) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mülkiyetin aidiyetinin tespiti ve taşınmaz üzerine davalının ........u nedeniyle konan hacizlerin fekki isteklerine ilişkindir. Davacı; davalılardan ...'...

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, aldatma (hile) ile imzalatıldığı ileri sürülen tasfiye sözleşmesinin feshi ve adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakatlıklara irade bozukluğu denir. İrade bozukluğu halleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 30 ila 39 uncu maddeleri arasında yanılma, aldatma ve korkutma başlıkları altında düzenlenmiştir. 2. Aldatmayı (hileyi) ispat yükü, aldatılan tarafa aittir. Yanılma, aldatma ve korkutma senede bağlanması mümkün olmadığından senetle ispat edilmesinde maddi imkânsızlık vardır. Bu nedenle hukukî işlemlerdeki irade bozukluğu iddiaları, 6100 sayılı Kanun’un 203 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde senede karşı senetle ispat zorunluluğunun istisnaları arasında sayılmıştır....

        Somut olayda, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun 36.(818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 28.) maddesinde düzenlenen ″aldatma(hile)″ hukuksal nedenine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan ″taraf muvazaası″ nitelendirmesinin de isabetli olduğu söylenemez. Bilindiği üzere, aldatma(hile) genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. Taraflardan biri diğer tarafın ya da üçüncü bir kişinin kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hata (yanılma), hile (aldatma), ikrah (korkutma) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1.Sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) tıpkı 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) gibi esaslı hatanın (yanılmanın) tanımı yapılmamış, 31 ve 32. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir....

            Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve diğer beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; aldatma ( hile ) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece, dayanılan hukuksal neden yönünden hataya düşülerek tasarrufun iptali üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde geçen "tasarrufun iptali" isteminin, dava konusu taşınmazların devredildiği işlemin irade fesadı nedeniyle iptal edilmesi yönündeki isteme ilişkin olduğu tartışmasızdır. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s....

              Sözleşmenin içeriği üst başlığı ile sözleşme özgürlüğü başlığı altında TBK'nın 26. madde de tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilecekleri düzenlenmiştir. İrade bozuklukları üst başlığı altında madde 30'da yanılma, madde 36'da aldatmaya yer verilmiştir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31.madde karşılığı TBK'nın 39. maddedir. Mülga 31. madde de hata ve hile şeklindeki ifadelere yürürlükte bulunan TBK'nın 39.madde de yanılma veya aldatma biçiminde yer verilmiştir. TBK'nın 39. maddesinde irade bozukluğunun giderilmesi başlığı ile;"Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 123 ada 35 parsel sayılı taşınmazını kendisine ölünceye kadar bakması şartı ile davalı kızına temlik ettiğini, ancak davalının aralarındaki anlaşmaya uymadığını, kendisine bakmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın devrinin ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanmadığını, bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2012 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali ve elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sözleşmenin iptali ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

                  Yanılma TBK.md.35 de düzenlenmiştir. Madde 35- Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat istenemez. Aldatma TBK.md.36 da düzenlenmiştir. Madde 36- Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir. İrade bozukluğunun giderilmesi hususu TBK.39.md. Düzenlenmiştir. Madde 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır....

                  UYAP Entegrasyonu