Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Borçlar Kanununun (TBK) 39. maddesinin 1. fıkrasındaki “ Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır” hükmü amirdir. Somut olayda, davacının 1 nolu bağımsız bölümünü bağışlama iradesi ile 23.02.2015 tarihinde davalıya vasiyet ettiği, aynı iradenin 26.02.2015 tarihli resmi senede de yansıdığı, bu şekliyle temlikin iradi olduğu, tanık beyanları ile hile iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

    Bilirkişinin düzenlediği 25/05/2023 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında 09.10.2021 tarihli sözleşmenin kurulması esnasında, fuarın ... tarafından destekleneceği noktasında irade uyuşmasının mevcut olduğu, ... tarafından desteğin sözleşmenin kurulmasından sonra geri çekildiği, bu itibarlı sözleşmenin kurulması esnasında sübjektif esaslı noktalarda uyuşma olmadığından bahsedilemeyeceği, sözleşmenin geçerli olarak hukuk âleminde vücut kazandığı, yine destek çekme olgusunun sözleşmenin kurulmasından sonra meydana geldiği dikkate alındığında, sözleşme metninde ... logosunun kullanılmış olmasının TBK md. 36 kapsamında aldatma olgusuna vücut vermeyeceği, somut uyuşmazlıkta TBK md.32 kapsamında esaslı yanılmanın şartlarının oluştuğu, zira cevap dilekçesinde söz konusu fuarın 2005 yılından beri 24 defa ... tarafından desteklendiği olgusu dikkate alındığında gelecek sene de işbu fuarın ... tarafından destekleneceği noktasında davacının kesin bir beklentiye sahip...

      Davacının öğrenme tarihinin daha önce olduğuna dair somut bir kanıt bulunmamaktadır.Sözleşmenin içeriği üst başlığı ile sözleşme özgürlüğü başlığı altında TBK'nın 26. madde de tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilecekleri düzenlenmiştir. İrade bozuklukları üst başlığı altında madde 30'da yanılma, madde 36'da aldatmaya yer verilmiştir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31.madde karşılığı TBK'nın 39. maddedir. Mülga 31. madde de hata ve hile şeklindeki ifadelere yürürlükte bulunan TBK'nın 39.madde de yanılma veya aldatma biçiminde yer verilmiştir. TBK'nın 39. maddesinde irade bozukluğunun giderilmesi başlığı ile;"Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır....

        dolayısı ile irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılanın sözleşme ile bağlı olmayacağını, madde metninden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin kurulması, aldatma dolayısıyla irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılan sözleşme ile bağlı olmayacağını, öte yandan kanunda düzenlenen aldatma kurumunun varlığından söz edilebilmesi için üç şartın gerçekleşmiş olması gerektiğini, davalının haksız fiili nedeniyle müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasında 07.01.2018 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, sözleşme maddeleri gereği müvekkilinin, davalı taraf lehine ......

          dolayısı ile irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılanın sözleşme ile bağlı olmayacağını, madde metninden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin kurulması, aldatma dolayısıyla irade bozukluğu bulunmakta ise aldatılan sözleşme ile bağlı olmayacağını, öte yandan kanunda düzenlenen aldatma kurumunun varlığından söz edilebilmesi için üç şartın gerçekleşmiş olması gerektiğini, davalının haksız fiili nedeniyle müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasında 07.01.2018 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, sözleşme maddeleri gereği müvekkilinin, davalı taraf lehine ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalılardan ... tarafından 829 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 nolu bağımsız bölümün tamamının kendisine satıldığını, okur - yazar olmadığını, fakat tapuda imza attığını, davalı ...'...

              Öte yandan, yanılma ve aldatma her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle de bağlı değildir. Öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def’i yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Ne varki; mahkemece hile iddiası bakımından hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanığı yoktur....

                -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının yanılma ve aldatma iddiası kanıtlamadığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 8.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Yanılma TBK.md.35 de düzenlenmiştir. Madde 35- Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat istenemez. Aldatma TBK.md.36 da düzenlenmiştir. Madde 36- Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir. İrade bozukluğunun giderilmesi hususu TBK.39.md. Düzenlenmiştir. Madde 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır....

                  Bilindiği üzere aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir....

                    UYAP Entegrasyonu