Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği vasıtasıyla yapıldığını ve muhatap şirkete tebliğ edildiğini, Müflis şirket ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle yapılmayan işler için tamamlama ihalesi düzenlenmiş olup buna göre ... (...) İşi 2017/203037 İhale Kayıt numaralı 24/05/2017 tarih ve 8 930 527,60 -TL bedelli sözleşme ile ... Elk Taah. Tic ve San....

    Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

    Bası 2020 yılı sayfa 412-415, 562-563) Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. (Yargıtay 15. HD. 17/06/2021 tarih, 2020/1406 esas ve 2021/2835 karar sayıl ilamı), Davacı vekili, davalı tarafından sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle sözleşmenin ifası için aldığı sekiz araç bedelinin ödenmesi için çektiği krediler ve çalıştırdığı şoför ve personel giderlerinden dolayı uğradığı zararın tazminini talep etmiştir....

      Mahkemece, dava açıldıktan sonra 25.08.2008 tarihli protokol düzenlendiği ve protokole göre tarafların borcun ödenmesi hususunda anlatıkları benimsenerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşmenin iptali ile birlikte, istirdat ve menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkeme ise dava açıldıktan sonra düzenlenen protokole göre davanın konusuz kaldığını değerlendirmiştir. Dosya içerisinde bulunan 25.08.2008 tarihli protokol incelendiğinde, kapsamı itibariyle tüm ihtilafı çözecek mahiyette değildir. Hal böyle iken, mahkemece davanın esasına girilerek ihtilafın çözümü gerekirken, yanlış değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 22.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı, bu nedenle ödenen bedelin cezai şart olmadığı ve bağlanma parası niteliğinde olduğu, sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle bu paranın iadesi gerektiği, menfi zararın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davalı karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan bayilik sözleşmesindeki yükümlülüklerinin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkilinin, noterden gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini davalıya bildirdiğini, sözleşmenin 24. ve 36. maddeleri gereğince davalının bir dönemde 30 gün süre ile hiç LPG almamasının ve LPG alımlarında bir önceki yılın aynı ayına nazaran %20' den fazla düşüş olmasının sözleşmenin ihlali anlamına geldiğini, müvekkilinin sözlü ve en son olarak yazılı ihtarına rağmen davalının LPG alışlarında zamanla bariz düşüşler olduğunu, sözleşmenin 27. maddesi gereğince müvekkilinin sözleşmeyi haklı feshi nedeniyle maruz kaldığı zarar-ziyan ile sözleşme süresinin sonuna kadar hesap edilecek kar mahrumiyetini talep etme hakkının olduğunu ve ayrıca sözleşmenin 28. maddesi gereğince de haklı fesih nedeniyle cezai şartın müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100-TL menfi zararının...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen davalar tapu iptali ve tescil, tazminat, sözleşmenin feshi davalarının sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 16.04.2014 gün ve 2014/224 Esas, 2014/2986 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı ve birleşen davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı ve birleşen davada davacı... vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü....

              Mahkemece;Taraflar arasındaki işletme devir hakkı sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle kiralananın kira alacağı nedeniyle davalı hakkında takip bulunduğu ve taraflar arasında sözleşmenin akdinden sonra kiralanandan sözleşmenin tarafı davalının tahliyesine karar verildiği, devre kiralayanın muvafakatının bulunmadığı, menfi Tespit davasına konu çekin davalıya teslim edildiği ve itirazın iptaline konu olan 39.500 TL 'lik nakit ödemenin yapıldığı yazılı sözleşme ile sabit olduğu, davalı tarafın yazılı sözleşmenin aksini ispat edemediği, kiralanandan davalının tahliyesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmesinin ifa olanağının ortadan kalktığı, davalının edimini yerine getiremediği gerekçesiyle davacı tarafından açılan menfi tespit ve itirazın iptali davalarının kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde...

                Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur; alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Müspet zarar kapsamında kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır ve sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın mal varlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik mevcut olmaz. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, s. 427)....

                  Burada istenebilecek zarar sözleşme fesihle sonuçlandığından müspet zarar değil, menfi zarar olmalıdır. Eserin reddi halinde istenebilecek menfi zarar da kaçırılan fırsat olarak adlandırılan yükleniciye ödenecek bedel ile daha sonra aynı koşullarda ve makul süre içerisinde başka bir yükleniciye işin yaptırılmış olması halinde ödenecek bedel arasındaki fark, ya da ayıplı imalâtın kaldırılarak işin yapılmasına başlanmasından önceki haline getirme bedeli (eski hale getirme) olacaktır. Davacının kaçırılan fırsat diye nitelendirilen menfi zarar istemi bulunmamaktadır. Talebi ayıplı işin sökülerek temizlenmesi suretiyle eski hale iadesi için gerekli masraf olan menfi zarardır....

                    UYAP Entegrasyonu