WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının zarar talebinin incelenmesi; Davacının zarar talebi TBK'nın 35.maddesi uyarınca değerlendirilmelidir. Burada düzenlenen zarar sorumluluğu, sözleşme görüşmelerinden doğan (culpa in contrahendo) sorumluluktur. Sözleşmenin geçerli olarak kurulduğuna ve yerine getirileceğine duyulan güvenin boşa çıkmasından yani sözleşmenin yanılma sebebiyle iptal edilip, geçersiz olmasından doğan zarara, "menfi zarar" denir. Menfi zarar, sözleşmenin geçerli olacağı, yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masrafları kapsar. Bu zararın tazminiyle karşı taraf, geçersiz hale getirilen sözleşme yapılmamış olsaydı, ekonomik yönde hangi durumda bulunacak idiyse o duruma sokulur. Ayrıca sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulmuş olmasına duyulan güven sebebiyle kaçırılmış bulunan fırsatlardan doğan zarar da menfi zararın kapsamına girer. Diğer taraftan, hakim hakkaniyet gerektiriyorsa, daha fazla zararın ve özellikle menfi zararı aşan müspet zararın giderilmesine de karar verebilir....

Sözleşmenin feshinin haksız olması itibariyle davacı işin başka bir şirkete yaptırılması sebebiyle ödenen fazla bedelin tazminini yani menfi zararını talep etmektedir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer. Zararın hesaplanmasında izlenecek yöntemin fesih tarihinde yüklenicinin yapmadığı imalâtların, fesih tarihinden itibaren kalan işin aynı koşullarda ve makul bir süre içerisinde sözleşme yapılmış olması halinde ikinci yükleniciye ödenecek bedel ile önceki bedel arasındaki fark ve sözleşmenin yapılması için katlanılan giderler olacağı kabul edilmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu sözleşmenin iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu ve davacının sözleşmeyi feshinde haklı olduğu, sözleşmeyi fesih halinde talep edilebilecek zararın menfi zarar olduğu, kâr mahrumiyetinin olumsuz zarar içerisinde değerlendirilemeyeceği, sözleşmede ayrıca hüküm bulunması halinde fesih durumunda müspet zararın talep edilebileceği, sözleşmede böyle bir hükmün olmadığı, menfi zararın, şayet akit yapılmamış olsaydı, davacının uğramayacağı zararı kapsadığı ancak davacının 100.000,00 TL'lik talebinin dilekçe anlatımları itibariyle mahrum kalınan kara ilişkin olduğu, ayrıca menfi zararın ispatına yönelik herhangi bir bilgi veya belge sunulmadığı dikkate alınarak 100.000,00 TL'lik maddi zarar isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat isteminin incelenmesinde ise, davalının, sözleşmenin ihlalinde kusuru olduğunun kabulü halinde dahi, sözleşmeye konu ürünleri münhasır...

      İhtilaf sözleşmede ifa imkansızlığının bulunup bulunmadığı, ifa imkansızlığı yok ise sözleşmenin gereğinin yerine getirilmemesinden dolayı davacının müspet ve menfi zararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Müspet zarar; sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Menfi zarar ise uyulacağı veya yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Yani sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak zarardır. Gerek sözleşme yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK 116 vd. maddesi, gerekse aşamalarda yürürlüğe giren ve aynı paralelde düzenleme getiren 6098 Sayılı TBK 125 vd maddesi gereği borçlunun temerrüdü sebebiyle alacaklının seçim hakkının bulunduğu ve kural olarak menfi zarar ve müspet zararın birlikte talep edilemeyeceği hükmünü ihtiva etmektedir....

      Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

        farkın menfi zarar olarak hesaplanmasından ibarettir....

        (B.K.106/II.) maddesindeki genel düzenlemelerdir, sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir....

          Taraflar arasındaki ilişki, TBK'nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.)....

          Davalı vekili, hazine fazlalığını alma yükümlülüğünün yükleniciye ait olmadığını, bunun yanında hazineye başvurma ve davalar açma yolu ile hazine fazlalığına ilişkin sorunun giderilmesinin amaçlandığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava ile ise; sözleşme çerçevesinde harcamalar yaptığını, sözleşmenin feshi halinde de kar kaybının doğacağını ileri sürerek, şimdilik 130.000,00 TL menfi zarar ile 800.000,00 TL olan müspet zarardan şimdilik 100.000,00 TL müspet zararın tazminini istemiş, bakiye müspet zarara ilişkin harç tamamlatılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu