Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısı ile uğranılan zarardır. Yani Sözleşme yapılmasa idi uğranılmayacak olan zarardır. Davacının uğradığı ve talep edebileceği zararları da bu sözleşmenin yapılması ve ifa edilmesi için yaptığı masraflar, teminat mektupları, komisyon masrafları, noter masrafı, sözleşme karar pulu, gümrükten malın erken çekilmesi masrafları olup, bunların toplamı da 2202 YTL’dir. Bunlar dışındaki masraf kalemlerinin reddi gerekirken, mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olu,p bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelerle, temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 27.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; BK'nın 106, 107 ve 108. maddeleri uyarınca karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde taraflardan birinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda sözleşmenin feshedilebileceği, bu durumda fesheden tarafın menfi zararlarını da talep edebileceği, menfi zararların şayet akit yapılmasaydı uğranılmayacak zararlar olduğunu, bu durumda kira kaybının olumlu (müspet) zarar niteliğinde bulunduğundan fesih ile birlikte istenemeyeceği, dava konusu inşaatın tamamlanma oranının % 43 seviyesinde olup, eksik işler toplamının da 165.650,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında akdedilen dava konusu ....07.2007 tarihli sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, diğer taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      Bozma sonrası yapılan araştırmalar, ilgili belediye yazısı ve bilirkişi ek raporlarından inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı yüklenici sözleşme ve eklerine imara ve tasdikli projesi ile ruhsatına uygun olarak inşaatı yasal süresi içerisinde yapı kullanma iznini de alarak davacı arsa sahiplerine teslim edemediği ve yapılan inşaatın yasal hale getirilmesinin imkânsız olduğu ve davacının ıslah dilekçesindeki talepleri arasında sözleşmenin feshi istemi de bulunduğundan mahkemece yüklenicinin temerrüt ve kusuru sebebiyle sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesi gerekirken bu istemin de reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

        İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....

        Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

        açık olduğunu, davacının açtığı dava ile menfi ve müspet zarar ile yoksun kalınan kâr talebi ile belirsiz alacak taleplerinin hukuka uygun olmadığını, bahse konu zararın oluşmadığını, menfi zararın ile sözleşmenin kurulmasından veya geçerli olmamasından doğduğunu, sözleşmenin kurulmaması veya geçerli olmaması gibi bir durumun somut olaya söz konusu olmadığını, sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulduğunu ve sözleşme hükümlerince işlem yapıldığını, yüklenicinin malvarlığından gelecekteki muhtemel artışın önlendiğinde bahsedilmeyeceğinden yoksun kalınan kârın olmadığını, davanın Kırklareli ... belediyesine ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkili Bankanın 6107 sayılı ......

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; inşaat ruhsatının 6 ay içinde alınması gerektiği, sözleşme uyarınca inşaat süresinin ruhsat tarihinden itibaren 12 ay olduğu, bu durumda davalı yüklenici tarafından işin 24.02.2010 tarihinde teslim edilmesi gerekirken, sözleşme konusu işe hiç başlanmadığı, belediye tarafından verilen cevabi yazıdan sözleşmeye konu taşınmazla ilgili olarak sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren şuyulandırma yapılmadığı anlaşıldığından davacı arsa sahibinin sözleşmenin feshini istemekte haklı olduğu, sözleşmenin feshi durumunda davacının menfi zarar kapsamında yıkılan evinin bedelini ve bu süre içinde evi kullanamamaktan ötürü kaybettiği kira bedelini talep edebileceği, davacı her ne kadar sözleşme kapsamında kira tazminatı talep etmiş ise de, sözleşmenin feshi talep edildiğinde müspet zarar kapsamında kalan kira tazminatı talep edilemeyeceği, davalı yüklenicinin sözleşme ayakta olduğu sürece sözleşme konusu...

            Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

            Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur; alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Müspet zarar kapsamında kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır ve sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın mal varlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik mevcut olmaz. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, s. 427)....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Yerel mahkeme tarafından dava konusu sözleşmenin abonelik sözleşmesi olmadığı benimsenmiş olup, sözleşmenin kira ve hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesine, taraflar arasında satış ilişkisi bulunmamasına, tarafların tacir olmalarına ve davanın menfi tespit ya da itirazın iptali biçiminde açılmamış bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Yüksek 11.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. Ancak, belirtilen Yüksek Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, olumsuz görev uyuşmazlığı Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 07.10 2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu